Türk Pilotların Serbest Bırakılması
Pilot Akpınar: "Başbakanımızın ailemi aradığını duydum. İnanın bu bana çok büyük bir destek ve moral verdi. Öyle bir ortamda, bir devlet büyüğünün sizin arkanızda olmasının hissedilmesi çok b...
Lübnan'da kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan Türk pilotlardan Murat Akpınar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ailelerini aradığını duyduğunu ve bunun kendisi için çok büyük bir destek ve moral olduğunu belirterek, "Öyle bir ortamda, bir devlet büyüğünün sizin arkanızda olmasının hissedilmesi çok büyük bir şey" dedi.
Bahçeşehir'deki evinde eşi, 3 çocuğu ve yakınlarıyla gazetecilere açıklama yapan Akpınar, basın mensuplarının kendilerine çok yakın ilgi gösterdiğini ailesinden öğrendiğini söyledi.
Akpınar, Lübnan'da, medyayla ilgili bilgi akışının söz konusu olmadığını ifade ederek, Ramazan Bayramı'nın ilk gecesi kaçırıldığını hatırlattı.
Haberleri kendilerini kaçıran kişilerden öğrendiklerini bildiren Akpınar, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımızın ailemi aradığını duydum. İnanın bu bana çok büyük bir destek ve moral verdi. Öyle bir ortamda bir devlet büyüğünün sizin arkanızda olmasının hissedilmesi çok büyük bir şey. Arkasından sayın Cumhurbaşkanımızın ailelerimizle görüştüğü haberi geldi. Bu da bizi çok mutlu etti, destek verdi. Bize ne kadar destek ve moral veriyorsa, bizi kaçıranlara da o kadar destek ve moral veriyordu. Alkışlıyorlardı. Ben bütün Türk insanının Dışişleri Bakanımızın, büyükelçiliğimizin, MİT'in bu olayın arkasında olduğunu ve bizim için uğraştığını biliyordum. Bize düşen sadece sabırla beklemekti."
Murat Akpınar, kaçırılmalarının çok hızlı şekilde yaşandığını anlatarak, kaçıranların bu iş için 45 gün prova yaptıklarını kendilerine söylediklerini belirtti.
"8 kere yer değiştirdik"
Akpınar, "Biz bir kere kaçırılmadık. Biz toplamda 8 kere kaçırıldık. Çünkü 8 kere yer değiştirdik. Bizim yer değiştirmemiz, hep bir gerilim içerisinde oluyordu. Onların korkuları vardı. Bölgenin sorumluluğu Hizbullah'ın elindeydi. Polisten, askerden korkuyorlardı. Her yolculuğumuz büyük bir stresle geçti" dedi.
Orada iyi ilişkiler kurmaya çalıştıklarını, çünkü kuracakları iyi ilişkilerin kendilerine yansıması olduğunu, tezat bir duruma düşmeleri durumunda hayatlarının çok daha zor olacağını dile getiren Akpınar, "O insanlar Türk insanını seviyorlar. İstedikleri tek şeyin aileleri olduğunu söylüyorlar. Bizi akrabaları olarak görmeye başladılar. Benim arkamda bırakırken düşünmediğim tek şey, bize asla ve asla herhangi bir kötü söz, bir şiddet uygulamadılar. Sadece ilk gün silahlar çok fazla gösterildi, birtakım itmeler, kakmalar oldu. Ama inanın onlar bizden daha sterslilerdi. Toplumlar kardeştir. Karşılıklı olarak herkes yuvasına kavuştu. Herkes şu anda bayramını yaşıyor. İnşallah bundan sonra da bu bayramlar herkesin kendi evinde aslanlar gibi geçer diye düşünüyorum" diye konuştu.
"Her sabah döneceğiz düşüncesiyle kalktık"
Murat Akpınar, 15 dakikadan fazla Türkçe konuşmalarına izin verilmediğini ve günlerin zor geçtiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ailemin 73 gün boyunca sesini duyamadım. Beni en çok üzen olay buydu. Ama gönül kapımızı kapatmamız gerekiyordu ve kapattık. Güçlü insanlarız ancak hem ailenizi hem de kendinizi düşünerek yaşamanız bunun ötesinde birşey. Hayatta kalmaya, sağlıklı olmaya yemin ettik. Her sabah döneceğiz düşüncesiyle kalktık. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bölgenin ve dünyanın en güçlü ülkelerinden bir tanesi. Arkamda 70 milyonu geçen insan var, beni sevenler var. Sabahtan beri telefon susmuyor. Sağolsun Genelkurmay Başkanımız aradılar. Kendileri tebrik ettiler. Kendilerine çok teşekkür ettim. Dışişleri Bakanımız sayın Ahmet Davutoğlu, daha Lübnan'dayken bizi aradı, 'geçmiş olsun' dedi. Eşim hakkında, 'Çok metanetli bir eşin var. Aynı zamanda Ağca kaptının da. Çok teşekkür ederim. Bize çok yardımcı oldular. Çünkü onlar ne kadar sağlam ayakta dururlarsa, biz de onların karşısında sağlam ayakta durabilirdik' diye ifade ettiler. Ben zaten eşimin böyle olduğunu biliyorum."
Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini karşıladığını hatırlatması üzerine Akpınar, "İşin gerçeği Başbakanımızın bizi karşılayacağı yönünde bir düşünceye sahip değildim. Çok sürpriz oldu. Başbakanımızı gördüğüm zaman, insanı gerçekten çok gururlandırıyor. Eşim zaten söyledi. Başbakanımızın, özel kaleminin ve şirketimizin kendileriyle ilgilendiğini söyledi. Bunu bilmek bile çok önemli. Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız aradı. Herkesin ilgilendiğini biliyorum. Güçlü ülke, bence böyle bir ülke olması lazım. Bizim kısa süreli değil de sağlıklı şekilde burada olmamız bence önemli. Kısa sürede bence birşeyler yapmaya çalışmak yanlışa zorluyor insanları. Uzun oldu ama mutlu oldu. Ben ailemin yayındayım, sağlıklıyım" ifadelerini kullandı.
"Özür dilediler"
Akpınar, yardımcı pilot Murat Ağca'nın ilk defa yatı görevine gittiğini ve bu durumun bir talihsizlik olduğunu belirterek, Ağca ile birbirlerine çok büyük destek olduklarını, çünkü orada yalnız kalmanın ihtimali bile olmadığını söyledi.
Türkiye'ye gelirken insanların kendilerini ağlayarak uğurladığını anlatan Akpınar, "Hem insanlara karşı kırgınlığım var, bir taraftan da bilmiyorum orada çok büyük de bir aile var" dedi.
Yaklaşık 8 kilogram zayıfladığını, haftanın 6 günü tavuk yediklerini ve yemekleri bir süre sonra Ağca'nın yapmaya başladığını aktaran Akpınar, "Özür dilediler. 'Ailelerinizden özür diliyorum. Yaptığımız şeyin yanlış olduğunu biliyorum. Lütfen onlardan benim adıma af dile. Senin benim adıma af dilemeyeceğini biliyorum' dediler" diye konuştu.
Akpınar, normal hayata alışmasının biraz zaman alabileceğini ifade ederek, uçuşa ne zaman başlayacağı hakkında bilgisi olmadığını dile getirdi.
Kendisinin Hava Kuvvetleri geçmişi olduğunu söyleyen Akpınar, uçuşa başlamasında kendileri için bir sorun olmadığını hatta ilk uçuşunu Lübnan'a bile yapabileceğini belirtti.
Kaçırıldıkları dönemde "Murat Alemdar" olarak çağırıldıkları bilgisini veren Akpınar, "Orada Polat Alemdar'ın ismi Murat Alemdar'mış. Öyle bildiler, öyle kabul ettiler. Gönderirken de bizi öyle gönderdiler" dedi.
"Amacımız zarar görmeden evlerine ulaşmalarıydı"
Akpınar'ın kardeşi avukat İrfan Medet Akpınar da uzun ve yorucu bir süreçten sonra mutlu sona ulaştıklarını anlattı.
Herkesten büyük destek gördüklerini ifade eden Akpınar, şunları kaydetti:
"Olayın ilk gününden itibaren, bu işin üzerinde çok durdunuz. Hep bize 'neredeler?' diye sorular geldi. Hep şunu söyledim, zor bir coğrafya kolay değil bilgi akışını sağlamak. O dik duruşumuzu, sonuna kadar sürdürdük. Amacımız kıllarına bir zarar gelmeden evlerine ulaşmalarıydı. Bu süreç kolay olmadı. Bu bekleyiş süreci, alışık olmadığımız bir süreçti. Hiçbir şey yapmadan beklemek, sıkıntımızı daha da artırdı. İlk önce Cumhurbaşkanımızla görüştük, bizi kırmadı ve kabul etti. Tüm 70 milyonun duaları onlarlaydı. Yıllarca görmediğim arkadaşlarım aradı. Birkaç arkadaşım 'Ben bekarım benim kaybedecek birşeyim yok bizi takas etsinler' dedi. Bunlar bize güç verdi. En son gelinen süreçte, sayın Başbakanımızın telefonuyla artık tamamen çehremiz değişti. Başbakanımız, 'Artık süreç çok yakın' dedi."
Akpınar, basın toplantısıyla daha önce gazetecilere vermiş olduğunu sözü tuttuğunu bildirdi.
Murat Akpınar'ın eşi Dilek Akpınar ise "Gelene kadar ki sabrınız için çok teşekkür ediyorum. Burada devletimizin bütün üst düzey yetkililerine, şirketimize, gayret gösteren herkese teşekkür ediyorum. O kadar çok dua edildi ki, dua eden herkese de çok teşekkür ediyorum. Kavuştuğumuz için mutluyuz" şeklinde konuştu.
Basın toplantısının ardından, pilot Akpınar ve ailesi kurban kesti. - İstanbul