Türk Kızılayından Yemen Halkına "Hayat Suyu" (1)
İç savaş ve çatışmaların gölgesinde kalan Yemen'e yardım götüren Türk Kızılayı, Yemenli mültecilerin su ihtiyacını gidermek için Maafir Mülteci Kampı'na su depoları kurdu.
İSMET KARAKAŞ - İç savaş ve çatışmaların gölgesinde kalan Yemen'e yardım götüren Türk Kızılayı, Yemenli mültecilerin su ihtiyacını gidermek için Maafir Mülteci Kampı'na su depoları kurdu.
Türk Kızılayı, Yemen'de devam eden çatışmalardan kaçarak, Aden'e gelen mültecilerin kaldığı Maafir Mülteci Kampı'ndaki su ihtiyacı için harekete geçti.
Türk Kızılayı Yemen Delegasyon Başkanı Mehmet Sancar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 500 kişinin yaşadığı kampa düzenli olarak yardım ulaştırdıklarını, yardımların başında temel insani ihtiyaçlar olduğunu, Yemenliler'in ihtiyaçları doğrultusunda ülke insanına yardımlarını sürdürdüklerini vurguladı.
Mültecilerin en büyük sorunlarından birinin temiz su olduğuna işaret eden Sancar, şu bilgileri verdi:
"Türk Kızılayı olarak, bölgede sadece gıda yardımında bulunmuyoruz. Buraya geldiğimizden beri çadır kentlerde, özellikle iç savaş nedeniyle yerlerinden göç eden Yemenli kardeşlerimizin temel ihtiyaçlarından biri olan içme suyunun karşılanması için de projelerimizi yürütüyoruz. Bugün Hudeyde ve Taiz ilinden gelmiş olan yaklaşık 100 aile, ortalama 500 kişinin kaldığı çadır kentin temel ihtiyacı olan su ihtiyacını gidermiş olacağız."
Sancar, yetimhanelere ve kadın sığınma evlerine de destek verdiklerine vurgu yaparak, "Çevremizde bir sürü çadır kampları var. Biz benzer çalışmaları diğer kamplar için de yapıyoruz. Projelendirme çalışmaları tamamlandı. Yakında aktif bir şekilde faaliyete başlamış olacağız diğer kamplar içinde." ifadelerini kullandı.
Mülteci kampındaki yaşlı çift hayat mücadelesi veriyor
AA muhabirine yaşadıklarını anlatan 60 yaşındaki Zeynep, iç savaştan önce Taiz'de yaşadığını, çatışmalarda evinin zarar gördüğünü ve hayatta kalabilmek için eşiyle Aden'e geldiklerini söyledi.
Taraflar arasındaki ateşkese rağmen güvenlik sorunu olduğunu, bu nedenle evine dönmek yerine Aden'deki mülteci kampında yaşamayı tercih ettiğini anlatan Zeynep, "Taiz'den kaçarak bu kampa sığındık. Üç yıl önce kaçtık, farklı bölgelerde kaldıktan sonra buraya geldik ve 6 aydır buradayız. Burada yardım kurumlarının verdikleri ile geçimimizi sağlıyoruz. Kurumların verdiklerinden başka hiçbir şeyimiz yok. Burada çocuklarımız yok, eşimle biz bizeyiz." diye konuştu.
"Çatışmalar 200 metre yakınımıza kadar gelmişti"
Ailesiyle birlikte Aden'deki mülteci kampında kalan Abdulsaid Ahmed Uvaid, çatışmaların artması üzerine Taiz'e bağlı El Bereh'ten Aden'e geldiklerini ifade etti.
Geçimini başta Türk Kızılayı olmak üzere yardım kuruluşlarının verdikleri ile sağladığını anlatan Uvaid, şunları söyledi:
"Öncesinde sebzecilikle uğraşıyordum. Savaşın şiddeti artınca buraya yerleştik. Bombalamalar ve çatışmalar şiddetini artırınca onlardan kaçıp buraya, Aden'e geldik. Ailemiz, 7 kişiden oluşuyor. Ben, eşim, annem ve çocuklarım. Burada durumumuz biraz daha iyi, yiyecek bulabiliyoruz. Fakat kemik hastalıkları, böbrek ve kanserle mücadele ediyoruz. Kurumlardan da bizlere gıda, ilaç gibi insani yardımlar yapmasını talep ediyoruz."
İç savaşın devam ettiği günlerden de bahseden Uvaid, "Çatışmaların kimisi DEAŞ, kimisi Husiler tarafından yapılıyordu. Çatışmalar 200 metre yakınımıza kadar gelmişti. Biz kaçtık ama yine çevremizden insanlar imkanları olmadığı için oradan çıkamayıp yaşamaya devam ediyorlar." bilgisini verdi.
Kampa Türk Kızılayının su getirdiğini söyleyen Uvaid, "Türk Kızılayı su depolarını yapmadan önce dışarıdan su teminini yaparken şimdi çadırımızın yakınına kadar su gelmiş oldu. İhtiyaçlarımızı da bu yolla kolayca temin ediyoruz." dedi.
Mülteci kampında tek başına
Mülteci kampında tek başına yaşayan Hedem Muhammed Abdullah Ali, iç savaş öncesi Taiz'de yaşadığını, çatışmaların artması üzerine yakınları ile Aden'e göç ettiğini söyledi.
Birlikte göç ettiği insanların bazılarının farklı yerlere gittiğini, bazılarının da yaşamını yitirdiğini aktaran Hedem Muhammed Abdullah Ali, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Savaştan kaçarak Taiz'den buraya göç ettim. Çocuğum benimleydi ancak sonradan o da kaçtı gitti. Naşkaru Aley bölgesinden geldim. Bir aydır buradayım. Savaş döneminde besin ihtiyacımızı insanların verdikleriyle sağlıyorduk. Burada herhangi bir işimiz, gelir kaynağımız yok. Benimle birlikte başkaları da geldi ama onlardan bazıları öldü bazıları farklı yere gittiler."