Türk Kızılayı ve Kan Bağışı'nın Önemi Sdü'de Anlatıldı
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Türk Kızılayı ve Kan Bağışı’ isimli konferansta, üniversite öğrencilerine bağış konusunda önemli bilgiler aktarılarak, Kızılay’ın yaptığı çalışmalar anlatıldı.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Konferans Salonu'nda düzenlenen ' Türk Kızılayı ve Kan Bağışı' isimli konferansta, üniversite öğrencilerine bağış konusunda önemli bilgiler aktarılarak, Kızılay'ın yaptığı çalışmalar anlatıldı.
SDÜ Kızılay Topluluğu tarafından ' Türk Kızılayı ve Kan Bağışı' isimli bir konferans düzenlendi. İİBF Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Kızılay Topluluk Başkanı Esra Kara, sivil toplum kuruluşları içerisinde Kızılay'ın büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizerek topluluk olarak dönem içerisinde gerçekleştirmiş oldukları faaliyetleri anlattı.
Kalender: "Misyonumuz kan verebilir nüfus kapsamında bağışçı sayısını arttırmak"
Güvenli kan bağışı ve TÜRKKÖK Projesi hakkında bilgi veren Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Birim Yöneticisi Metin Kalender ise, bilimsel olarak kan üzerine yapılmış çalışmaların tarihsel sürecinden bahsetti. Dünya'da ilk transfüzyon çalışmalarından ve kan gruplarının bulunuşlarından söz eden Kalender, Kızılay'ın gelişimine dair şunları söyledi; "Türk Kızılay'ı şuan 67 Bölge Kan Merkezi, 18 Kan Bağış Merkezine ve bin 131 Transfüzyon Merkezine sahip. Kan bağışçısı kazanım misyonumuz ise kan verebilir nüfus kapsamında kan bağışçısı sayısını arttırmak ve düzenli kan bağışçısı sayısını arttırmak." Eğitimin ve düzenli kan bağışının önemini vurgulayan Kalender, "Dünyanın en güvenli kan bağışı; gönüllü, bilinçli ve düzenli kan veren kişilerden alınan kanlardan sağlanıyor" dedi.
Uluslararası platformda gerçekleştirilen projelerden söz eden Kalender, kök hücre bağışına da değindi. Türk Kızılayı'nın görevinin, kök hücre bağışçısı kazanımı olduğunu belirterek, "Kök hücre bağışçısının 18- 50 yaş aralığında, sağlıklı bir kişi olması; kronik hastalığı olmaması, hepatit B, Hepatit C, Sifiliz hastalığı geçirmemiş olması ve kanser, HIV (AIDS) tanısı almamış olması gerekmektedir" diye konuştu.
Altıntaş : "Amacımız bizden sonraki nesillere Genç Kızılayı'nı anlatabilmek"
Türk Genç Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Altıntaş, Kızılay'ın yurtiçinde ve yurtdışında yaptığı faaliyetlerden söz ederek, Genç Kızılay'ın nasıl yapılandığına dair bilgiler aktardı. 30'dan fazla ilde ve 100'den fazla üniversitede resmi olarak aktif olduklarını ve her yaş grubuna hitap eden kamplar gerçekleştirdiklerini belirten Altıntaş, "Amacımız bizden sonraki nesillere Genç Kızılayı'nı anlatabilmek ve Kızılay bilincini oluşturabilmek" Şeklinde konuştu.
Baykara: "Topluma fayda sağlama ve tevrübe noktasında sivil toplum kuruluşunda yer almak çok önemli"
Türk Kızılayı Genç Üniversiteliler Komisyonu Başkan Yardımcısı Mehmet Umut Baykara da üniversitelerde Genç Kızılayı'nın nasıl bir işleve sahip olduğundan söz ederek bu misyon çerçevesinde yetişen bir gençlik hayal ettiklerini söyledi. Baykara, üniversite öğrencileri ile beraber dezavantajlı gruplara ulaşmaya çalıştıklarını belirterek şunları ifade etti; "Üniversite öğrencilerinin daha aktif olması gerekiyor, kişisel gelişimlerini tamamlamaları, topluma fayda sağlamak ve tecrübe noktasında sivil toplum kuruluşunda yer almak çok önemli."
Can: "Kızılay sadece kandan ibaret değil"
"İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır" diyen Türk Kızılay'ı Genel Sekreteri Hüseyin Can, Kızılay'da gönüllülüğün esas olduğunu vurguladı. Kızılay'ın sadece kandan ibaret olmadığını ifade eden Can, sivil toplum kuruluşlarında yer almanın önemi üzerinde durdu. Öğrencilerin, üniversiteden sonra iş arama dönemlerinde Kızılay gibi bir kuruluşta yer almış olmanın büyük bir artı değer kazandıracağını belirtti. - ISPARTA