Türk iş insanı Mehmet Ali Öztürk'ün BAE'de 3 yıldır tutukluluğuna ilişkin ailesinden açıklama Açıklaması
Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) 3 yıldır tutuklu olan ve bu süreçte işkenceye maruz kaldığı belirtilen Türk iş insanı Mehmet Ali Öztürk'ün eşi Emine Öztürk, "Eşim üzerinden bir yanlışlık yapıldı.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) 3 yıldır tutuklu olan ve bu süreçte işkenceye maruz kaldığı belirtilen Türk iş insanı Mehmet Ali Öztürk'ün eşi Emine Öztürk, "Eşim üzerinden bir yanlışlık yapıldı. Bu yanlışlığa 'dur' denilmesini istiyorum. Büyük bir yanlışlık ve bu o ülke için bir utanç meselesi." dedi.
Türk iş insanı Mehmet Ali Öztürk'ün serbest bırakılması için ailesi, avukatı ve Özgür-Der, BAE'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı.
Beşiktaş Levent'teki konsolosluk önünde toplanan ailesi ve arkadaşları, ellerinde dövizlerle BAE aleyhine slogan attı.
Burada konuşan eşi Emine Öztürk, yaklaşık 10 yıldır düzenli olarak Dubai'deki bir gıda fuarına gittiğini, eşi Öztürk'ün de daha önce bir kaç kez aynı fuarda bulunduğunu, en son 3 yıl önce beraber oraya gittiklerini belirterek, o ziyarette eşinin tutuklandığını hatırlattı.
Emine Öztürk, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan'a çağrıda bulunarak, şöyle konuştu:
"Eşim üzerinden bir yanlışlık yapıldı. Bu yanlışlığa 'dur' denilmesini istiyorum. Büyük bir yanlışlık ve bu o ülke için bir utanç meselesi bence. Çünkü iş yaptığım bütün uluslararası tacirler, firmalar hepsi korkuyorlar ve oradaki fuarlara artık gitmek istemiyorlar. Ben bu yanlışın çözülmesini istiyorum. Bilemiyorum ne şekilde çözülecekse. Aile olarak çok zor durumdayız, mağduruz."
Oğlu Abdulah Öztürk ise 2017'de ABD'ye eğitim için gittiğini, 6-7 ay sonra babası Mehmet Ali Öztürk'ün Dubai'de yakalandığını öğrendiğini anlatarak, bu olay üzerine Türkiye'deki ailesinin yanına dönmeye karar verdiğinde ABD'de yurda dönüşüne engel olunduğunu, ertesi gün FBI tarafından gözaltına alındığını ve 5-6 gün arkadaşları, kaldığı ev, telefonu, bilgisayarı ve okulunun soruşturulduğunu söyledi.
Abdullah Öztürk, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye döndüğümde şunu öğrendim; babamı konuşturmaya çalıştıklarını ve benle babamı tehdit ettiklerini öğrendim. Babam da vatanını-devletini sevdiği için ülkem hakkında herhangi bir şey söylemedi. Buradan yetkililerden, cumhurbaşkanımızdan, uluslararası kim olursa herkesten yardım istiyoruz. Babamın bir an önce dönmesini ve ona kavuşmayı istiyoruz."
Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer de Öztürk'ün ağır bir ceza aldığını, bu süreçte 30 kilo zayıfladığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Tüm bunların sebebi ne? Türkiye ile ilişkisi bozulan bir ülkenin, insani yardım çalışmaları yaptığı bilinen Mehmet Ali Öztürk'ü işkence altında bir şeylere zorlama, Türkiye aleyhinde başlatılan kampanyaya onu dahil etmeye çalışıyorlar. Ondan dolayı ondan bir 'itiraf' almak istiyorlar. Öztürk de böyle bir şey olmadığı için işkencelere dayanarak konuşmuyor ve müebbet ceza alıyor. Türkiye Cumhuriyeti de cumhurbaşkanlığı da dışişleri de bunu biliyor. Onların da çabaları oldu fakat bu çabaları yeterli bulmuyoruz."
Üzer, bu eylemi aslında ABD Konsolosluğu önünde yapmayı istediklerini anlatarak, "Çünkü bu olayda azmettirici, yardım ve yataklık pozisyonunda olan, suçu işleyen Amerika'dır." dedi.
3 yıldır BAE'de tutuklu
Avukatların verdiği bilgilere göre Türk iş insanı Mehmet Ali Öztürk, eşi Emine Öztürk ile sahibi oldukları gıda ve bakliyat şirketleri için gittikleri Gulfood gıda fuarı ziyaretleri sırasında, 20 Şubat 2018'de Dubai'deki otellerine yapılan bir operasyonla gözaltına alındı.
Emine Öztürk, ertesi gün Türkiye'ye gönderilirken, Mehmet Ali Öztürk'ten 3,5 ay haber alınamadı.
Öztürk'ün işkence gördüğü ve teröre destek verdiği iddiasıyla yargılanarak müebbet hapse mahkum edildiği belirtildi. Öztürk'ün kaldığı El Whatba Cezaevi'nin çok ağır ve kötü koşullara sahip olduğu ifade edildi.
Avukatlar Mete Gençer ile Gülden Sönmez, 11 Aralık 2020'de, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Öztürk ve ailesine karşı işlenen suçlara ilişkin BAE'deki ilgililerin yargılanması talep edilen dilekçeyi işleme alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı.