Türk-Ermeni İlişkileri İçin Arayışlar" Sempozyumu

Dışişleri Bakanlığı Siyaset Planlama Genel Müdürü Büyükelçi Altay Cengizer, 19. yüzyıl tarihinin Türklerin Kafkasya'da ve Balkanlar'da yerlerinden edilmesi olaylarıyla dolu olduğunu belirterek, "Ben şahsi olarak Ermenilerin yasını da tutmaya hazırım çünkü binlerce masum insan vardı, bundan bir şüphem yok. Ancak diğer yandan neden kimse benim ölümün yasını tutmuyor" dedi.

Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Ankara'da "Türk-Ermeni İlişkileri için Arayışlar" başlıklı sempozyum düzenledi.

Sempozyumda ilk sunumu yapan Dışişleri Bakanlığı Siyaset Planlama Genel Müdürü Büyükelçi Cengizer, "Bir millet kendi yası tutulmadıkça başkalarının yasını tutamaz" dedi. "Bugün bizden beklenen diğerlerinin yasını tutmamız" ifadesini kullanan Büyükelçi Cengizer, şöyle devam etti:

"Ben şahsi olarak Ermenilerin yasını da tutmaya hazırım çünkü binlerce masum insan vardı, bundan bir şüphem yok. Ancak diğer yandan neden kimse benim ölümün yasını tutmuyor. 19. Yüzyılın tarihi Türklerin Kafkaslarda ve Balkanlar'da yerlerinden edilmesiyle doludur."

AVİM'de araştırmacı olarak görev yapan Fransız tarihçi Maxime Gauin ise Ermeni meselesi üzerine çalışan araştırmacıların sayısının azlığına dikkat çekti. Gauin, Türkçe yayınlanan akademik çalışmaların da Batı dillerine yeteri kadar çevrilmediği uyarısında bulundu.

Türk tarihçilerin Batı medyasında daha fazla yer bulması gereğini vurgulayan Gauin, "Türk tarafının yapması gereken tezini rasyonel bir şekilde savunarak tarihsel araştırmalara ağırlık vermek ve bunu etkin bir şekilde yaymaktır" diye konuştu.

Tennessee Teknik Üniversitesi'nden siyasal bilimler profesörü Michael Gunter da "soykırım" suçlamasının siyasal amaçla duygusal bir etki oluşturmak için kullanıldığını, bu durumun da kavramın orijinal anlamını kaybetmesine neden olduğunu söyledi.

1915 olaylarının bir "soykırım" olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Gunter, "Ermeni meselesine dair objektif analiz yapılmak istendiğinde 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Ermeni komitelerinin izi sürülmeli ve Osmanlı'nın bu ayaklanmayla yüzleşmesi dikkate alınmalıdır" dedi.

Sempozyum, "Türk-Ermeni İlişkilerinde Mevcut Durum", "Geçmiş Trajediler ve Hukuki Boyutu", "Tartışmanın Tarihsel Boyutu" başlıklarıyla düzenlenen oturumlarla tamamlandı.