Türk Eğitim Sen: MEB'de Yaşanan Fişleme İşlemi Buzdağının Sadece Görünen Tarafı
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, baskı ve sindirmelerin sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nda değil; üniversiteler, Yurt Kur, Sağlık Bakanlığı gibi tüm kurum ve kuruluşlarda hala yaşandığına dikkat çekerek, "MEB'de yaşanan fişleme işlemi buzdağının sadece görünen tarafıdır; bu ve benzeri çalışmaların tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yaşandığı açıktır" dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, baskı ve sindirmelerin sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nda değil; üniversiteler, Yurt Kur, Sağlık Bakanlığı gibi tüm kurum ve kuruluşlarda hala yaşandığına dikkat çekerek, "MEB'de yaşanan fişleme işlemi buzdağının sadece görünen tarafıdır; bu ve benzeri çalışmaların tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yaşandığı açıktır" dedi.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk yaptığı yazılı açıklamada, MEB'deki fişleme iddialarının gündeme bomba gibi düştüğünü belirterek, "Bunun akabinde Bakan çocuklarının katıldığı yolsuzluk iddiaları gündemi yoğun olarak meşgul etse de, MEB'de fişleme yapılmış olması, akla 28 Şubat sürecinde yaşananları getirmektedir. Darbe ya da cuntacı mantığın öne çıktığı dönemler insan haklarının kenara itildiği, insanların yüreğine korku salındığı dönemlerdir. Bu dönemlerde, insanlar mevcut yönetimi alkışlamaya mecbur bırakılmış, birçok insan yapılan saçma sapan işleri dahi beğendiğini söylemek zorunda hissetmiştir; eleştiri, hür düşünce rafa kaldırılmıştır. Kısacası; insanca yaşamaya, insani düşüncelere pranga vurulmuştur" ifadelerine yer verdi.
-"FİŞLEME OLAYI MEB'DE "BİR PARALEL YÖNETİM Mİ VAR?' SORUSUNU AKLA GETİRİYOR"-
Baskı ve sindirmelerin sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nda değil; üniversiteler, Yurt Kur, Sağlık Bakanlığı gibi tüm kurum ve kuruluşlarda hala yaşandığına dikkat çeken Koncuk şunları kaydetti:
"MEB'de yaşanan fişleme işlemi buzdağının sadece görünen tarafıdır; bu ve benzeri çalışmaların tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yaşandığı açıktır. Bunu belgelemek zor olsa da, iki milyon altı yüz bin kamu çalışanı yaşadıklarımızın canlı şahididir. Bu ortamdan nemalananlar dahi, birazcık vicdanı varsa, yaşananlardan ıstırap duymaktadır. Türk Eğitim Sen olarak, yaşanan bu ahlaksızlıklara kayıtsız kalmadık; her dönemde bize ulaşan her türlü haksızlığın, hukuksuzluğun, insan hakkı ihlallerinin üzerine gittik. MEB'de yaşanan fişleme iddiasını da yargıya taşıdık. Yargıdan ne sonuç çıkar bilinmez ama önemli olan millet vicdanında kesilen cezadır. Bu fişleme olayı ve öncesinde yaşadığımız pek çok olay, Milli Eğitim Bakanlığı'nda "bir paralel yönetim mi var?' sorusunu akla getirmektedir. Fişleme iddiasında da görüldüğü üzere, Bakan Nabi Avcı'nın konudan bihaber olduğu, suçlamanın doğrudan Yusuf Tekin'e yönelik olduğudur; daha önce de, illerde oluşan sözlü komisyon üyelerinin Müsteşar Yusuf Tekin tarafından ayarlandığı da ileri sürülmüştü."
-"BAKAN AVCI'YA TAVSİYEMİZ, KENDİSİNİN MEB BAKANI OLDUĞUNU HATIRLAMASIDIR"-
Koncuk, Bakan Nabi Avcı'nın, MEB'in görünen yüzü olduğunu, aşağılarda yapılanların ise, Nabi Avcı'nın bilgisi dışında şekilleniyor gibi bir görüntü verdiğini vurgulayarak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu görüntü Nabi Avcı'nın, Bakanlığa hakim olamadığı gibi bir algı yaratmaktadır. Fişleme iddiasının, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin tarafından, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala'nın kardeşi Atıf Ala üzerinden yapıldığı iddiası da dikkate değerdir ve paralel yönetim iddiasını güçlendirmektedir. Bütün bu yaşadıklarımızdan hareketle, Bakan Nabi Avcı'ya tavsiyemiz, kendisinin Milli Eğitim Bakanı olduğunu hatırlamasıdır. Fişleme iddiasının üzerine ne kadar gidebileceği şüpheli de olsa, gidebilmesidir. Her yolun bir sonu vardır, zulmün de sonu olacaktır. Haksızlık yapanlar, kendi oluşturduğu çukurda er veya geç boğulacaktır. Tetikçiler korkak olur."