Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan Açıklaması
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı’nda yaptığı konuşmada değindiği üniversitelerdeki yardımcı doçentlik konusu hakkında açıklamalarda bulundu.
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nda yaptığı konuşmada değindiği üniversitelerdeki yardımcı doçentlik konusu hakkında açıklamalarda bulundu.
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nda yaptığı konuşmada değindiği üniversitelerdeki yardımcı doçentlik konusu hakkında açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan sözlerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında dile getirdiği şu cümleleri hatırlatarak başladı:
"'Ülkemdeki rektörlerimizden de bir ricam var. YÖK Başkanımız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Bizim hocalara ihtiyacımız var. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum' demiştir."
Daha sonra Yrd. Doç. Dr. Bostan, konuyla ilgili olarak YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın yaptığı şu açıklamaları hatırlattı:
"'Sayın Cumhurbaşkanımızın bu husustaki açıklamasından sonra aynı gün, yani dün bir çalışma grubu oluşturulmasına karar verdik ve çalışmalarımıza hızlı bir şekilde başladık. Çok yakın bir süre içinde konuyu zamana yaymadan somut bir önerinin oluşacağını ben burada söylemek isterim. Buradaki öncelik yardımcı doçentlik mevcut sistemdekilere hiçbir şekilde olumsuz etkisinin olmaması, bu yönde atılacak adımın yükseköğretim sistemine yeni bir soluk getirmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın da zaten bu husustaki sözleri bu yeni bir heyecan yeni bir soluk getirilmesi yönünde çok olumlu bir yönlendirmedir' ifadelerini kullandı."
Yrd. Doç. Dr. Bostan sözlerine şöyle devam etti: "2016 yılı itibarıyla Devlet ve Vakıf Üniversitelerinde toplam 22 Bin 416 Profesör, 15 Bin 23 doçent ve 35 Bin 301 Yardımcı Doçent bulunmaktadır. Toplam öğretim üyelerinin yaklaşık yarısını teşkil eden yardımcı doçentlerin sorunu çözülmeyecek de ya ne yapılacak?"
Yrd. Doç. Dr. Bostan, "Anlaşılan YÖK Başkanı, Cumhurbaşkanının vurguladığı mağduriyeti ve haksızlığı anlamamış ya da anlamazlıktan gelmiştir. Cumhurbaşkanımız, 'Bizim hocalara ihtiyacımız var. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor" diyerek engelleri ortadan kaldırın diyor, YÖK Başkanı da "Buradaki öncelik yardımcı doçentlik mevcut sistemdekilere hiçbir şekilde olumsuz etkisinin olmaması' şeklinde anlıyor" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Bostan, "Üniversitelerimizde görev yapan yardımcı doçentler, YÖK Kanununa göre, profesör ve doçentler gibi öğretim üyesi sınıfında değerlendirilmekte. Eğitim - öğretim ile bilimsel araştırma yükünün önemli bir bölümünü bunlar üstlenmektedir. Ancak maaşları ve ek göstergeleri komik durumda. Hatta üniversitelerde çalışan memurların bir kısmından daha az ücret almakta ve emekli maaşları da daha düşük seviyede bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
Türk Eğitim-Sen olarak, 35 binden fazla bir sayıya sahip yardımcı doçentlerin, doçentliğe atanabilmeleri için öncelikli olarak önerilerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Bostan, "Doçentlik unvanlarını almada yabancı dil şartı kaldırılmalı, yabancı dil şartı yüksek lisans ve doktora ile sınırlandırılmalıdır. Akabinde yeterli bilimsel yayını olan yardımcı doçentler, doçent kadrosuna atanmalıdır. Doçentlik kadrosuna atanmak için bilimsel yayınlar dışında herhangi bir şart aranmamalıdır" ifadelerini kullandı.
YÖK'ün doçentliğe yükselmek için yabancı dil ön şartı getirmesi on binlerce akademisyenin mağduriyetine yol açtığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Bostan, "Yabancı dil konusundaki bu yanlış tutum ayrıca bir başka sosyal yaralanmaya da sebep olmaktadır; şöyle ki: Yabancı dil konusunda en fazla zorlanan akademisyenlerin hemen-hemen tamamı, orta veya ortanın altındaki sosyal sınıfa giren ailelerden gelmekte olup, yüksek gelir düzeyindeki ailelerin çocukları gibi yabancı dilde eğitim veren kolejlerden değil düz liselerden ya da meslek liselerinden mezun olmuşlar, ancak, çalışkanlık ve gayretleriyle akademik kariyere intisap etmeyi başarmışlardır ki bu durum, aynı zamanda, ülkemizin gençlerine dikey yükselme fırsat ve imkanını veren demokrasinin de somut bir zaferidir. Ne var ki, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan YÖK'ün doçentliğe yükselmede bilimden ziyade yabancı dili esas alması toplumumuzun orta veya alt sınıflarından yükselen bu insanlarımızın önünün kesilmesi ve bunun sonucunda da üniversitelerde bir tür aristokratlaşmanın yolunun açılması gibi olumsuz bir netice oluşturmuştur" diye konuştu. Yrd. Doç. Dr. Bostan, sözlerine şöyle devam etti:
"Kısacası Cumhurbaşkanımız bu aristokratlaşmanın önüne geçin ve oluşan mağduriyetleri giderin diyor. Bakalım YÖK, 35 binden fazla yardımcı doçentin maruz kaldığı haksızlıkların giderilmesi yönünde nasıl bir yol izleyecek? Binlerce FETÖ'cünün ve paydaşlarının 2005 yılından buyana kurdukları kumpaslarla yabancı dil barajını nasıl aştıkları bilindiği bir dönemde, FETÖ'cülerin kumpasına gelmeyen, FETÖ'cülerin ayak oyunlarını bir bir bozan ve dimdik ayakta kalan on binlerce yardımcı doçentin mağduriyeti giderilecek mi? Bakalım samimiyet testini YÖK geçebilecek mi?" - İSTANBUL