Türk Edebiyatı Vakfı'nda "Halit Refiğ'siz 10 Yıl" Etkinliği Düzenlendi
Gülper Refiğ, 10 yıl önce hayatını kaybeden ünlü yönetmen eşi Halit Refiğ için "Sinema filmleri çekti ama bana her zaman 'ben sanatçı değilim' derdi.
Gülper Refiğ, 10 yıl önce hayatını kaybeden ünlü yönetmen eşi Halit Refiğ için "Sinema filmleri çekti ama bana her zaman 'ben sanatçı değilim' derdi." ifadesini kullandı.
"Halit Refiğ'siz 10 Yıl" etkinliği, Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkez binasındaki Mehmet Akif Ersoy toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Türk Edebiyatı Vakfı Müdürü Özcan Ünlü, eşi Gülper Refiğ'in ünlü yönetmeni en iyi anlatabilecek isimlerden olduğunu belirterek, "Aşkı doğuda tanıyıp, ölümü batıda gören bir entelektüelle ilgili özel bir program bu, içeriden bir program." dedi.
Eşini anlattığı Yeditepe Yayınevi'nden çıkan "Halit Refiğ-Ben Aşk'ı Doğu'da Tanıdım Batı'da Ölüm'ü Gördüm" adlı kitabın Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından hatıra kategorisinde ödüle layık görüldüğünü anımsatan Ünlü, "İçeriden bir biyografi kitabı nasıl yazılır ona bir örnektir. Hasbi ve harbi bir kitaptır." şeklinde konuştu.
"Düşüncelerini paylaşmak için güçlü bir arzu duyuyordu"
Halit Refiğ'in eşi Prof. Dr. Gülper Refiğ, eşinin ülkesine aşka bağlı olduğunu belirterek, "Sinema filmleri çekti ama bana her zaman 'ben sanatçı değilim' derdi." ifadesini kullandı.
Refiğ, genç yaşlarda sinemayla ilgilenmeye başlayan eşinin Doğan Kardeş dergisine 21 yaşındayken verdiği bir mülakatta, "içindeki düşüncelerini toplumla paylaşmak için çok güçlü bir arzu duyuyorum" ifadesinin yer aldığını söyledi.
Sinemanın hem bir anda çok sayıda kişiye hitap edebildiğini hem de diğer sanat dallarında göre daha etkili olduğunu vurgulayan Refiğ, "Sinemanın bıraktığı etki başka bir sanat dalıyla mukayese edilemez. Belki müzik tartışılabilir, müzik de öyle ağlatır, güldürür, hatırlatır müziğin de büyük bir gücü vardır ama sinemada müzik var, tiyatro var, edebiyat var, bütün sanatlar var." değerlendirmesinde bulundu.
Eşinin ailesinden ve gençlik yıllarından bahseden Refiğ, kocasının küçük yaşlarından itibaren sıra dışı bir okuryazar olduğunu, klasik müzik konserlerine gittiğini ve kendisinden övgüyle bahsedilmesinden hiç hoşlanmadığını vurguladı.
"Negatifleri dahil yaktılar"
Refiğ, eşinin 8 saatlik "Yorgun Savaşçı" filminin askeri cunta döneminde yakılmasıyla bilinir olduğunu ifade ederek, "Negatifleri dahil yaktılar. Ama gördüğünüz gibi güneş balçıkla sıvanmıyor. Türkiye'de hiç kimse sahip çıkmasa da burası gibi soylu, asil, yüksek vasıflı vakıflar var, böyle iyi insanlar var. Buradan umudumuzu kaybetmeyeceğiz." diye konuştu.
Eşinin Hollywood'dan gelen film tekliflerini reddettiğini dile getiren Refiğ, şunları söyledi:
"Bir arkadaşı 13. yüzyılda geçen bir senaryosunu götürmüş ve teklif gelmişti. Arkadaşı 'Aman bayıldılar Halit' diye telefonlar ediyor ben sevinçten uçuyorum. O ise gayet soğuk kanlıydı. Bir gün Hollywood'daki stüdyodan bir telefon geldi. Halit sevinçle açtı, sonra birden suratı asılmaya başladı. Daha 1-2 dakika geçmeden İngilizce olarak 'Teşekkür ederim, belki başka bir zaman' dedi ve telefonu kapattı. Çünkü senaryoda değişiklik istemişler."
Filmde kahramanın Müslüman olmasını istemedikleri için teklif ettikleri senaryo değişikliğini kabul etmediğini belirten Refiğ, eşinin büyük maddi imkanları tercih etmediğini mütevazi bir hayat sürdüğünü sözlerine ekledi.
Çok sayıda filmin senarist ve yönetmenliğini yapan Halit Refiğ, "Gurbet Kuşları", "Alev Alev", "Hanım" ve "Karılar Koğuşu" filmleriyle ödül aldı.
Çektiği "Yorgun Savaşçı" filmi 1983 yılında yakılan, 1985 yılında baş rolünde Tarık Akan'ın oynadığı "Son Darbe" filmiyle çevre sorunlarına dikkati çeken Refiğ, 11 Ekim 2009'da İstanbul'da hayatını kaybetti.