'Türk Devlet Geleneği Konferansına' Yoğun İlgi
Abdüllatif Şener, ülkede kullanılan siyaset dilinin çok yanlış olduğunu belirterek, "Bu ülkede şiddet mağduru kim varsa bilsin ki sorumlusu siyasal iktidardır" dedi.
Şener: "Şiddetin sorumlusu siyasal iktidar"
Büyükşehir Belediyesi, tarafından düzenlenen 'Türk Devlet Geleneği Konferansı'na katılan eski Bakanlardan Abdüllatif Şener, ülkede kullanılan siyaset dilinin çok yanlış olduğunu belirterek, "Bu ülkede şiddet mağduru kim varsa bilsin ki sorumlusu siyasal iktidardır" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı ile Türk Ocakları Antalya Şubesi'nin ortaklaşa düzenlediği "Türk Devlet Geleneği Konferansı" Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda gerçekleşti. Prof. Dr. Necdet Ekinci başkanlığındaki ilk oturumda eski Bakanlardan Abdüllatif Şener, Ulaştırma Eski Bakanı Prof. Dr. Enis Öksüz ve Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş konuşmacı olarak katıldı. Konferansa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
TÜRK'ÜM DİYENLER AZALIYOR
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Türkiye'de son yıllarda yapılan bazı anket çalışmalarını değerlendirerek, "2011 yılında yapılan bir araştırmada muhafazakarım diyenlerin sayısı yüzde 33'iken bu rakam 2012'de yüzde 39'a yükseldi. 2011 yılında ben Türk'üm diyenlerin sayısı yüzde 70'iken bu rakam 2012'de yüzde 55'e düşmüş. Artık insanlar Türk'üm demekten ziyade ben muhafazakarım demeyi tercih ediyor" dedi. Mehmet Akif Ersoy'un bir sözünü hatırlatan Savaş, "11 yıl Mısır'da kaldım ama içtenlikle söylüyorum insanlıkta, milliyetçilikte, müslümanlıkta, hürriyetçilikte Türkiye'dedir. Allah benim ömründen alsın Mustafa Kemal'a versin demiştir" diye konuştu.
BUGÜNÜN ÖNEMİ İLERDE ANLAŞILACAK
Ulaştırma eski Bakanı Prof. Dr. Eniz Öksüz ise Türkiye'de yapılan özelleştirmeler ile ilgili bir değerlendirme yaparak, "Gelişmiş ülkelerde yapılan özelleştirmelerde belirli bir sınır vardır. İngiltere'de elektrik özelleştirmesi yüzde 10, Fransa'da yüzde 20 ve Belçika'da ise yüzde 25'tir. Ama bizde bankalar, elektrik, telekomünikasyon gibi her alan özelleştirilmiştir. Bir zihniyet kirlenmesi olmaya başladı. Politikayı zenginleşme ve çıkar sağlama aracı gibi gören insanlar var. Komşusuyla babasının evini soyan hayırsız evlatlar geçmişten bu güne çoğalmıştır. Küçük kıyametten büyük kıyamete gelmişiz bir şey değişmemiş. Artık Türkiye'de sağ ve sol ayrımı kalmamıştır. Ne Mutlu Türküm! diyenlerle 'Bırakın bu Türkleri bunlardan bir halt olmaz' biz işimize bakalım diyenlerin mücadelesi haline geldi. Türkiye'de bugün bunun önemi anlaşılmıyor ama yarın anlayacaklar" şeklinde konuştu.
SİYASET DİLİ ŞİDDET OLDU
Eski Bakanlardan Abdüllatif Şener ise siyaset diliyle şiddetin artığını belirterek, şunlara değindi: "Siyaset şiddeti kullanırsa, ayrışmayı, kini, nefreti tahrik ederek oy toplamaya çalışırsa bu kültür topluma da etki eder. Bu ülkede şiddet mağduru kim varsa bilsin ki sorumlusu siyasal iktidardır. Türk devlet geleneğinde böyle bir şey yoktur. 13'üncü yüzyılda bile bütün toplum önderleri insanları sevmeyi öğretmişler, kini nefreti atacaksın diye eğitmişlerdir. O dönemde Anadolu'da 73 millet hep birlikte yaşıyordu. O dönemde Hacı Bektaş'ı Veli 'Gelin bir olalım diri olalım' Mevlana ' Ne olursan ol gel' diyor."
NEFRET POMPALANIYOR
Abdüllatif Şener, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin insan yapısıyla işlenmediği sürece bir işe yaramayacağını söyleyerek, "Ülkedeki kurumlara bakacaksınız, insan manzarasına bakacaksınız bu iktidar döneminde en çok bu açıdan kızıyorum. İnsanımızı tahrip ediyor İnsanların birbirlerine olan saygısını tahrip ediyor. Ben böyle bir kini, böyle bir düşmanlığı görmedim. Sürekli nefret pompalanıyor. İnsanlar birbirine düşman olsun isteniyor. Ülkeye
bundan daha büyük ihanet olabilir mi? Her işine gelmeyen kişiye vatan hainleri diye saldırılabilir mi? Son dönemdeki HSYK, internet yasaklarına bakın, birde MİT kanunu geliyor. Böyle felaket olmaz" dedi.
İKİNCİ OTURUM DA DIŞ POLİTİKA ELE ALINDI
Öğleden sonra Devlet eski Bakanlarından Prof. Dr. Abdul Haluk Çay, başkanlığında gerçekleşen ikinci oturumda ise Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu, Prof. Dr. Haydar Çakmak ve Devlet eski Bakanı Namık Kemal Zeybek Antalyalılara hitap etti.
Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu, Türk halkının işbirliği içerisinde olması gerektiğini, Türkiye'nin içte ve dışta farklı bir politika izlemediği sürece çok ciddi bir kırılma noktasına geldiğini kaydetti.
DIŞ POLİTİKA DA PRENSİP OLMALI
Prof. Dr. Haydar Çakmak, dış politika uyulması gereken belirli prensipler olduğunu hatırlatarak, "Barışçılık en önemlisidir. Yurtta sulh cihanda sulh. Bu Atatürk'ün sık kullanılan bir sözüdür. Atatürk'ün az bilinen önemli sözlerinden birisi ise 'Egemenlik benim karakterimdir" cümlesi çok önemlidir. Bunun altında bağımsızlık felsefesi yatar. Birde dış politika da maceracılıktan uzar durmak gerekir. Başka ülkelerin özellikle komşu ülkelerin iç işlerine karışmama prensibi vardır. Türk dış politikasının temel prensipleri bunlar olmalıdır" diye konuştu.
ATATÜRK İDEALİST BİR SİYASETÇİ
Devlet eski Bakanı Namık Zeybek ise, dış politikada inançlarınızdan, ilkelerinizden koparsanız fırsatçı konumuna düşünüldüğünü söyleyerek, "Siyaseti kendi saltanatınız için hiçbir zaman kullanmamalısınız. Birçok siyasetçi maceracılık uğruna insanımıza zarar vermiştir. Atatürk siyaset anlayışı, tam ideal bir siyasetçidir. Hedefi, ilkeleri ve aklıyla Türkiye için çok büyük işler başarmıştır" dedi.