Türk Büro-Sen Başkanı Yokuş: 12 Yıldır Ele Ele Ülkeyi Yönetiyordunuz
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, AK Parti hükümetinin paralel bir devlet yapılanmasından yakındığını belirterek, "12 yıldır ele ele ülkeyi yönetiyordunuz. Şimdi ne oldu da paralel devlet ortaya çıktı?
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, AK Parti hükümetinin paralel bir devlet yapılanmasından yakındığını belirterek, "12 yıldır ele ele ülkeyi yönetiyordunuz. Şimdi ne oldu da paralel devlet ortaya çıktı? Böyle bir yapı vardı da bu güne kadar niye tasfiye edilmedi?" dedi.
Türk Büro-Sen 2014 yılı İstişare Toplantısını Kızılcahamam'da gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Yokuş, 12 yıldır iktidarda olan AK Parti'nin "daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi" nidalarıyla Türk halkını aldattığını iddia ederek, "Kalkınmış bir Türkiye olabilmemizin en önemli şartlarından biri adil ve şeffaf yönetim anlayışıdır. AKP iktidara "3Y' ye savaş açıyoruz diyerek geldi. Ayrımcılığında, yolsuzluğunda en alasını yaptılar. 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumunda vatandaşlarımızı kandırdılar" dedi.
-"İLO'DA 7 DEFA KARA LİSTEYE GİRDİK"-
Yokuş, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) raporlarında Türkiye'nin 12 yılda, sendikal ayrımcılıkta ve taahhütlerini yerine getirmediği için 7 kez kara listeye girdiğini belirtti. Milli borcun 12 yılda 2,5 kat daha arttığını vurgulayan Yokuş, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğunu, orta sınıfın ise yok edildiğini kaydetti. Yokuş, bu iktidar döneminde fakir sayısının 7 milyondan 20 milyona, dolar milyarderi sayısının ise 6'dan 43'e yükseldiğini dile getirdi.
Yapılan araştırmada, 2012 yılında Türkiye'de 3 milyon 285 bin suç olayının meydana geldiğini dile getiren Yokuş, "Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 8 artış göstermiş. Bu olayları yapanlar yani fail olarak 4.5 milyon kişi kayıtlara geçmiş, mahkemeye çağrılmış. 3.285 bin mağdur, 4.5 milyon müşteki şahitleri ile birlikte bir yılda tam 21 milyon insan mahkeme kayıtlarına geçmiş, adliyelere gitmiştir. Bu rakam yetişkin nüfusumuzun neredeyse yarısıdır" ifadelerini kullandı.
-"TÜRKİYE İÇİN BİR UTANÇ VESİLESİ"-
Yokuş, 2003 yılında cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 63 bin iken, 2013 yılında bu sayının 140 bine çıktığını vurguladı. Türkiye'de 2008 yılında 256 bin hırsızlık vakasının tespit edildiğini kaydeden Yokuş, 2012 yılında bu rakamın 405 bine yükseldiğini, bu verilerin Türkiye için bir utanç vesilesi olduğunu belirtti.
-"YOLSUZLUK ZEMİNİ NASIL HAZIRLANDI?"-
Türkiye'nin 17 Aralık sabahına yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla uyandığını anımsatan Yokuş şunları kaydetti:
"Peki yolsuzlukların zemini nasıl hazırlandı? Teftiş kurullarının kaldırılması veya fonksiyonlarının azaltılması, amirine bağlı iç denetçi sisteminin getirilmesi, Başbakanlık Denetleme Kurulu'nun Sayıştay bünyesine alınması, Sayıştay'ın denetim yetkisinin kısıtlanması, sayıştay raporlarının TBMM'ye bile gönderilmemesi, ihale kanunlarında yüzlerce defa değişiklik yapılması, TCK'nın 257. Maddesinde değişiklikler yapılması, görevi kötüye kullanmak, kamuyu zarara uğratmak fiillerinde bulunanların cezalarının 3 yıldan, 2 yıla çekilmesi, ve en önemlisi iktidarın benim hırsızım iyidir, masumdur anlayışı yolsuzlukların zeminini hazırladı."
-"YOLSUZLUKLARI ÖRTMEK İÇİN HUKUKU ÇİĞNİYORLAR"-
AK Parti hükümetinin paralel bir devlet yapılanmasından yakındığını söyleyen Yokuş, "12 yıldır ele ele ülkeyi yönetiyordunuz. Şimdi ne oldu da paralel devlet ortaya çıktı? Böyle bir yapı vardı da bu güne kadar niye tasfiye edilmedi. Bu söylemler demokrasi ile yönetilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakışmamaktadır. Eğer böyle bir yapılanma varsa da derhal bu lav edilmelidir. Yolsuzluk operasyonlarının başlamasından sonra paralel devlet yapısından söz edilmesi ise oldukça manidardır. Hükümet yaptığı yolsuzlukları örtmek için her türlü çabayı harcıyor ve hukuku alenen çiğniyor" dedi.
-"TÜRKİYE YENİDEN KİMLİĞİNE KAVUŞMALI"-
Türkiye'nin seçim sürecine girdiğini anımsatan Yokuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeniden kimliğine kavuşması gerektiğini söyleyerek, "Adımızı, andımızı ayaklar altına alanlara gereken cevabı vermeliyiz. Bunu ülkemiz için, çocuklarımızın geleceği için daha da önemlisi bu vatanı bizlere emanet eden ecdadımız ve şehitlerimiz için yapmak zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.