Türk-Av 1. Olağan Genel Kurulu
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Biz, bu büyük birliğin üyeleri olarak ülkemizde avukatlık mesleğinin etkisini, itibarını arttırırken ve kuvvetler ayrılığını bu sebeple sağlamaya çalışırken artık yalnız değiliz." dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Biz, bu büyük birliğin üyeleri olarak ülkemizde avukatlık mesleğinin etkisini, itibarını arttırırken ve kuvvetler ayrılığını bu sebeple sağlamaya çalışırken artık yalnız değiliz." dedi.
TBB Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliğinin (TÜRK-AV) 1. Olağan Genel Kurulu"nda konuşan, TÜRK-AV'ın Genel Sekreteri de olan Feyzioğlu, söz konusu birliğin üye ülkelerin uyuşmazlıklarını çözmede etkin rol üstleneceğini belirtti.
Bu kapsamda üye ülkelerin birbirinden destek alarak, avukatların eğitim kalitesinin yükseltilmesinin önemine değinen Feyzioğlu, ülke mevzuatlarının öncelikle ortak bir dile ve üsluba çevrilmesi gerektiğine de dikkati çekti.
Feyzioğlu, birliğin bunu hayata geçirecek etkili bir ekibe sahip olduğunu ifade ederek, "Biz, bu büyük birliğin üyeleri olarak ülkemizde avukatlık mesleğinin etkisini, itibarını arttırırken ve kuvvetler ayrılığını bu sebeple sağlamaya çalışırken artık yalnız değiliz. Biz birbirimizi destekleyerek, birbirimizin tecrübelerinden öğrenerek ve birimizin ülkesinde yaşanan olumsuzluğa hep birlikte 'hayır' diyerek bir büyük aile olmak adına yola çıktık." diye konuştu.
Metin Feyzioğlu, kuracakları tahkim merkezleri ile avukatların artık diğer ülkelerin tahkim merkezlerine ihtiyaç duymadan uyuşmazlıkları burada çözebileceğine işaret etti.
Avukatlığın hem meslek hem de bir sanat icra etme olduğunu belirten Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Avukatlık ancak ikna etmek üzere bilginizi sunduğunuz hakimler tarafsız ve bağımsızsa, kimseden korkmadan adaleti gerçekleştirme gücüne sahipse icra edilebilir meslek ve sanattır. Hakim bağımlı ve taraflıysa, avukatın yılların birikimine dayalı mesleğinin ve sanatının etkisi olmaz. Böyle bir durumda avukatın yerini, hakime emir, talimat, telkin ve tavsiyede bulunma gücüne sahip olanlara yakın duran iş takipçileri alır. Demek ki avukatlık mesleğinin ve sanatının varlığı, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığına bağlıdır."