Türk-Amerikan İlişkileri Washington'da Masaya Yatırıldı
Washington'da Türk Miras Vakfı (THO) tarafından düzenlenen panele katılan uzmanlar, Türk-Amerikan ilişkilerinin bu yıl olduğu gibi 2019 yılında da zorlu bir süreçten geçeceği değerlendirmesini yaptı.
Washington'da Türk Miras Vakfı (THO) tarafından düzenlenen panele katılan uzmanlar, Türk-Amerikan ilişkilerinin bu yıl olduğu gibi 2019 yılında da zorlu bir süreçten geçeceği değerlendirmesini yaptı.
Washington merkezli olarak faaliyet gösteren düşünce kuruluşu THO tarafından düzenlenen "2019'da ABD-Türkiye Güvenlik İş Birliği" konulu panelde ikili ilişkiler güvenlik boyutuyla ele alındı.
Panele Türkiye'den emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, Amerikalı emekli Korgeneral Daniel Christman ve güvenlik uzmanı Dov Zakheim konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda atmak istediği veya atacağı adımları ABD'nin desteklemeyeceğini belirten Babüroğlu, YPG/PKK ve S-400'ler konuları dolayısıyla 2019 yılında tansiyonun artabileceği değerlendirmesini yaptı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Akdeniz'in doğusundaki doğal gaz adımlarının da yakın gelecekte daha önemli bir sorun alanı olacağını dile getiren Babüroğlu, "ABD, terör örgütü YPG'yi desteklemeyi bırakmalı. Eğer bu konu çözülürse diğer konuların çözümü için de olumlu adımlar atılabilir." yorumunu yaptı.
Türk-Amerikan ilişkilerinde özellikle S-400'lerin temel sorunlardan biri haline geldiğini kaydeden Zakheim, Kongrenin bu noktadaki tutumunun Donald Trump yönetiminden farklı ve daha sert olabileceğini savundu. Zakheim ayrıca, F-35 konusunun Ankara ile Trump yönetimi arasında bir şekilde çözüleceğine inandığını ifade etti.
ABD Kongresinin Suudi Arabistan'dan gerçek anlamda hiç hoşlanmadığını kaydeden Zakheim, bununla birlikte ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin hem İsrail bağlamında hem de İran bağlamında çok önemsendiğini ve esasen Cemal Kaşıkçı cinayeti bağlamında ABD'nin bir çıkış yolu aradığını aktardı.
Daniel Christman ise tüm sorunlara rağmen iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hala iyi durumda olduğunu ve bunun çok önemli bir unsur olarak sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.