Tunuslu muhalif siyasetçi Hemmami: "Demokrasiyi geri kazandıracak geniş bir cephe için çabalıyoruz"

Tunus İşçi Partisi Genel Sekreteri Hammam el-Hemmami, devletin kökü kurumlarında reformun kaçınılmaz olduğunu belirterek, "geçmişteki hataların tekrarlanmaması" için geniş, ilerici ve demokratik bir cepheye ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Tunus İşçi Partisi Genel Sekreteri Hammam el-Hemmami, devletin kökü kurumlarında reformun kaçınılmaz olduğunu belirterek, "geçmişteki hataların tekrarlanmaması" için geniş, ilerici ve demokratik bir cepheye ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Tunus'ta, "devlete karşı komplo" davasında verilen mahkumiyetlerin ardından muhalefetin nasıl bir yol izleyeceği sorusu gündemdeki yerini koruyor.
Tunus'ta ilgili mahkeme, 19 Nisan'da "devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla yargılanan 40 sanığa 4 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.
Sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında "devletin iç ve dış güvenliğine karşı komplo kurmak", "terörle bağlantılı örgüt kurmak ve bu örgüte katılmak" yer alıyor.
Davada, Ulusal Kurtuluş Cephesi'nden Cevher bin Mübarek, Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabbi, Nahda Hareketi'nin eski yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi, eski bakanlardan Gazi eş-Şevvaşi ve eski Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Rıda Belhac, Demokratik Blok Partisi'nin eski genel sekreteri Hayyam Turki, Nahda Hareketi'nin önde gelen isimlerinden Nureddin el-Buhayri gibi isimler de yargılanıyor.
Muhalif kesim, bu gözaltı dalgasını ve soruşturmaları kendilerine yönelik "sindirme operasyonu" olarak niteliyor.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ise ülkede bazı siyasilerin, "devletin güvenliğine karşı komplo kurmak" ve "ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar"dan dolayı gözaltına alındığını savunuyor.
Söz konusu dava süresince ve kararların ardından muhalefet, sanıklarla dayanışma içinde hareket ederek iktidara karşı ortak bir duruş sergiledi.
Bu isimlerden birisi olan Tunus İşçi Partisi Genel Sekreteri Hemmami, "devlete karşı komplo" davasında verilen mahkumiyetlerin ardından muhalefetin nasıl bir yol izleyeceği konusunda AA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Hemmami, "Bugün tehdit daha büyük hissediliyor. İşçi Partisi olarak otoriterliğin tehlikeleri konusunda farkındalığın artmasından memnunuz." dedi.
Cumhurbaşkanı Kays Said, çeşitli vesilelerle ülkede ifade özgürlüğü dahil temel hakların anayasayla güvence altında olduğunu vurgulasa da Hemmami, fikrinden dolayı içeri atılanlar olduğunu savunarak bu görüşe katılmıyor. Bu nedenle anlaşamadığı isimlerle dahi dayanışma içinde olduğunu söylüyor.
Sadece fikri araçlarla, yani demokratik bir sistem çerçevesinde ve adil mücadeleden yana olduğunu belirten Hemmami, "Çünkü başkasına yapılan bir zulme razı olursan, kendi sıranı beklemen gerekir." diye konuştu.
"Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" davasına gitmesiyle ilgili olarak Hemmami, "Gitmem doğal çünkü orada hem arkadaşlarım hem de anlaşamadığım insanlar var. Ama onlarla özgürlerken ve sadece fikri araçlarla mücadele etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
-"Geniş, ilerici bir demokratik cepheye ihtiyaç var"
"Demokrasiyi geri kazandıracak geniş bir cephe için çabalıyoruz" diyen Hemmami, şunları kaydetti:
"Sadece siyasetçiler için değil; kadınların, gençlerin, entelektüellerin de hakları ihlal ediliyor. Geniş, ilerici ve demokratik bir cepheye ihtiyacımız var. Ama bu, halk hareketinin büyümesi ve geçmişteki hataların tekrarlanmaması için durumun doğru değerlendirilmesini gerektiriyor. Ciddiyetle ele almamız gereken bir konu var; o da halkın geçmişe dönüş korkusu. Son on yılda (2011-2021) kim yönetti bu ülkeyi? Nahda Hareketi, Nida Tunus ve Yaşasın Tunus partileri iktidardaydı. Peki, bu partiler geçmişin hesabını vermekle yükümlü değil mi? Halk onların ne söyleyeceğini merak ediyor."
-"Adalet istemek, aynı fikirde olmak anlamına gelmez"
Hemmami, adil yargılanma, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü savunmanın; Nahda, Özgür Anayasa Partisi ya da demokratik hareketlerdeki dostlarıyla aynı safta oldukları anlamına gelmediğini vurguladı.
"Fikir ayrılıklarımız var ama bu, faşizmin yanında yer alacağımız anlamına gelmez," diyen Hemmami, bu sözleriyle 25 Temmuz 2021 sonrası Cumhurbaşkanı Said'in aldığı olağanüstü önlemleri eleştirdi.
Said'in "25 Temmuz olağanüstü kararları"
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz 2021'de açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
Meclisin çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Said'in açıkladığı "siyasi krizden çıkış yol haritası" kapsamında ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa referandumu, ardından erken genel seçimler yapıldı.
Yargı, güvenlik ve bürokrasinin iktidarın mutlak kontrolü altında olduğunu savunan Hemmami, bu duruma karşı olduklarını belirterek, "Yasalarla yönetilen bir devlet istiyoruz. Bu sadece bir slogan değil, halkın korkmadan, onurla yaşayacağı bir ülke kurmak istiyoruz. Bu nedenle siyasi, sendikal ya da medya alanındaki rakiplerim de olsa kimseye haksızlığı kabul etmiyoruz." dedi.
-"Demokrasi halkla geri kazanılır, dış müdahaleyle değil"
Demokratik kazanımların elitler değil halk tarafından geri alınabileceği görüşünü savunan Hemmami, halkın mücadelesiyle demokrasinin geri getirileceğini iddia eti.
İktidarı değiştirmek için dış güçlere ya da orduya güvenilmemesi gerektiğini söyleyen Hemmami, "Ordu ya da dış müdahale çözüm değil. Gelirlerse gitmezler. Halkla birlikte bir 'halk demokrasisi programı' oluşturarak yeni sömürgeci hegemonyayı da yıkmalıyız." diye konuştu.
Hemmami, "Bu düzeni yıkmak istiyoruz ama ne orduyla ne de dış güçlerle. Devletin köklü biçimde değişmesi gerekiyor çünkü ordu, güvenlik ve yargı kurumları hala reformdan geçmedi. Hem siyasi hem ekonomik hem de sosyal düzeyde derin bir dönüşüm şart" ifadelerini kullandı.
-Hamma el-Hemmami kimdir?
Tunuslu solcu, muhalif siyasetçi Hemmami, 8 Ocak 1952'de Tunus'un kuzeybatısındaki el-Arusa bölgesinde doğdu.
Marksist-Leninist çizgideki Tunus Komünist İşçi Partisi kurucularından olan Hemmami, "devlet güvenliğini tehdit, yalan haber yaymak, tanınmayan bir örgüte üyelik ve yasa dışı yollardan para toplamak" gibi suçlamalarla defalarca yargılandı.
14 Temmuz 1999'da "nefret yaymak ve rejime karşı halkı ayaklanmaya teşvik eden bir örgüte üyelik" suçlamasıyla 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kısa süreliğine cezaevine girse de sağlık nedenleriyle serbest bırakıldı.
Zeynel Abidin bin Ali rejiminin devrilmesinden sonra, Temmuz 2011'de yapılan kongrede partinin genel sekreterliğine seçildi.
23 Kasım 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçiminde Hemmami, oyların yüzde 7,82'sini alarak üçüncü oldu.