Tunus'ta Siyasi Davalar Üzerine Tartışmalar Sürüyor

Tunus'ta mahkemenin, 'devlet güvenliğine karşı komplo kurma' suçlamasıyla yargılanan 40 kişiye verdiği ağır cezalar siyasi gerilim yarattı. Bazı gruplar, davaların siyasi amaçlarla açıldığını savunurken, hükümet tüm sanıkların kanuni suçlardan yargılandığını öne sürdü.
Tunus'ta mahkemenin, "devlet güvenliğine karşı komplo kurma" suçlamasıyla yargılanan 40 kişiye verdiği cezalar, kararı olumlu bir adım olarak görenlerle, davanın siyasi amaçlarla açıldığını savunarak itiraz edenler arasında tartışmalara yol açtı.
Tunus'ta ilgili mahkeme, "devlet güvenliğine karşı komplo kurma" suçlamasıyla yargılanan sanıklara 13 ile 66 yıl arasında değişen hapis cezaları vermişti.
Tunus Afrika Haber Ajansının haberine göre, Terörle Mücadele Yargı Merkezi Başsavcı Yardımcısı, kararların temyize açık olduğunu belirtmişti.
Sanıklar, "devletin iç ve dış güvenliğine karşı komplo kurmak", "terör amaçlı örgüt kurmak ve bu örgüte katılmak", "devlet düzenini değiştirmeye teşebbüs", "halkı silahla birbirine karşı kışkırtmak" gibi çok sayıda suçla itham ediliyor.
Muhalif gruplar ve bazı insan hakları örgütleri, davanın "siyasi" nitelik taşıdığını ve Cumhurbaşkanı Kays Said'e muhalefet edenleri susturma amacıyla kullanıldığını öne sürüyor.
Tunus yönetimi ise tüm sanıkların "devlet güvenliği" ve "yolsuzluk" gibi ceza kanununa dayalı suçlardan yargılandığını ve ülkede siyasi mahküm bulunmadığını savunuyor.
Öne çıkan sanıklar
Başkent Tunus'taki birinci derece mahkemede 19 Nisan'da görülen duruşmaya sanıklar katılmazken, aileleri bina önünde protesto gösterisi düzenledi.
Dava, Şubat 2023'te bazı muhalif siyasetçiler, avukatlar, sivil toplum aktivistleri ve iş insanlarının gözaltına alınmasıyla başlamıştı. Sanıklara "kamu düzenine karşı eylem", "devlet güvenliğini zayıflatma", "yabancı aktörlerle işbirliği" ve "isyana teşvik" gibi suçlamalar yöneltilmişti.
Öne çıkan sanıklar arasında, Ulusal Kurtuluş Cephesi'nden Cevher bin Mübarek, Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabbi, Nahda Hareketi'nin eski yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi, eski bakanlardan Gazi eş-Şevvaşi ve eski Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Rıda Belhac gibi isimler yer alıyor.
Siyasi gerilim ve yargıya güven tartışması
Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de Anayasa Mahkemesini ve Meclis'i feshetmiş, yeni anayasa ilan ederek, erken genel seçim kararı almıştı. Bazı siyasi çevreler bu adımları "darbe" olarak nitelendirirken, diğer kesimler ise "devrim rotasına dönüş" olarak yorumluyor.
Kays Said'i destekleyen El-Mesar Partisi Genel Sekreteri Bedreddin el-Garsallavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Tunus'ta siyasi dava yok, ceza hukukunu ihlal edenler kanıtlarla yargılanıyor." sözleriyle söz konusu davaları savundu.
"Sadece sıradan vatandaşlar mı yargılanmalı, politikacı hata yaparsa bu siyasi dava mı oluyor?" ifadelerini kullanan Garsallavi, aralarında kendi partisinden de isimlerin olduğu Cumhurbaşkanı'nı eleştiren çok sayıda siyasetçi olduğunu fakat onlara bir şey olmadığını; gösterilerin yapıldığını, insanların fikirlerini yerli ve yabancı medyada ifade ettiğini ve kimseye de hesap sorulmadığını öne sürdü.
Devlet güvenliği aleyhinde komplo kurmanın yargının yetki alanında olduğunu ifade eden Garsallavi, "Tunus'ta siyasi tutuklu bulunmuyor. Muhalefet aktif halde ve onlara bir şey söyleyen de yok. Ancak ülkenin ulusal güvenliğini tehdit eden ve Tunus'a karşı komplo kuran herkesin yargılanması, bu intikam duygusuyla değil de hukuka uygun olmalı. Buna karar verecek olan da yargıdır." diye konuştu.
"Uydurulmuş siyasi bir suçlama"
Muhalefet kesiminde yer alan Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Nebil Haci ise "Devlet güvenliğine karşı komplo kurma suçlamasının, uydurulmuş siyasi bir suçlama olduğunu düşünüyorum." dedi.
Haklarında soruşturma başlatılan gazetecileri anımsatan Haci, gazetecilerin yetkililerin açıklamalarını eleştirdiğini, görevlerinin de bu olduğunu bu nedenle de onların yargılanmasının politik olmadığının söylenemeyeceğini savundu.
Haci, hukuka saygı duyulan bir ülkede siyasetçinin de yasal kovuşturmadan muaf olamayacağını fakat "rejimi devirmekle" suçlanan birinin iki yıl boyunca hakim tarafından nasıl dinlenmediği sorusunu yöneltti.
Muhalefetin güçsüz olduğunu ve eski rekabetlerin devam ettiğine dikkati çeken Haci, ancak otokrasiye karşı bir alternatifi dayatmak için müzakere masasına oturulması gerektiğinin altını çizdi ve birlik çağrısı yaptı.