'Kürt Sorunu Çözülmeden Üniversiteyi Geliştiremem'
Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Durmuş Boztuğ, Çözüm süreci'ne destek verdiklerini ve Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi.
Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, düzenledikleri Uluslararası Dersim Sempozyumu'nda 'çözüm süreci'ne destek verdiklerini ve Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi. 'Terör bölgesi' diye öğretim üyelerinin kente gelmediğini söyleyen Rektör Boztuğ, "Kürt sorunu çözülmeden ben bu üniversiteyi geliştiremem" dedi.
Tunceli Üniversitesi'nin düzenlediği 2'nci Uluslararası Dersim Sempozyumu İl Kültür Müdürlüğü salonunda Valisi Yusuf hakan Güner, Rektör Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, İl Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz ile Türkiye ile yurtdışında gelen çok sayıda öğretim görevlisi bilim adamı ve davetlilerin katılımıyla başladı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Boztuğ, Kürt sorunu çözülmeden ve barış sağlanmadan üniversiteyi geliştiremeyeceğini bu nedenle 'çözüm süreci'ne destek verdiklerini söyledi. Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini belirten Rektör Boztuğ, hükümetin açılım politikasını üniversite olarak hep desteklediklerini söyledi. Rektör Boztuğ, şöyle devam etti:
'KOMŞU İLLERE VERİLEN MALLARIN FİYATLARI İLE BANA VERİLEN MALLARIN FİYATLARI İKİ KATI'
"Ben üniversiteye mal alımı için piyasa araştırması yapıyorum. Bir bakıyorum komşu illere verilen malların fiyatları ile bana verilen malların fiyatları iki katı. 'Neden?' diye soruyorum bana diyorlar ki 'Tunceli birinci derecede terör bölgesi, oraya gelen cihazı sigortalıyoruz, gelen aracı sigortalıyoruz, gelen mühendisi ve elemanı sigortalıyoruz ve bu nedenle fiyat farklı oluyor'. İkinci bir konu, üniversiteye iyi üniversitelerde doktorasını tamamlamış gençleri kadroma almak için görüşüyorum akşam televizyon seyrediyor, ya mayın patlıyor, ya saldırı oluyor ya da operasyon oluyor hemen bana telefon açıyor ve ben oraya gelmem vazgeçtim diyor. O zaman bende biliyorum ki herkes te biliyor ki bu sorun yani Kürt sorunu çözülmeden ben bu üniversiteyi geliştiremem. Eğer izin verirseniz şunu söylemek istiyorum, ben saksında çicek eken bir rektör değilim. Gidip su vereyim ve aybaşında da ATM'den maaşımı alayım. Ben vicdan sahibi bir insanım, üniversitemin gelişmesi için bu sorunların bitmesini bekleyemem. Bu sorunların bitmesi için, son bulması için, ben üniversite olarak rektör olarak proje üretmek zorundayım. Çünkü ben bu meselenin bir parçası halindeyim ve bu sorunlar çözülmeden ben üniversitemi geliştiremem. Hoca bulamıyorum gelmek istemiyorlar. Bu nedenle ben göreve başladığım ilk günden beri yörenin evrensel ve siyasal sorunlarına çözüm üretmek için evrensel hukuk kuralları dahilinde kendi bildiğim Allah'ın doğrularını söylemekten hiçbir zaman çekinmedim çekinmem de."
'TEHDİT ALDIM'
Rektör Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, demokratik açılım konusunda yaptığı açıklamaları nedeniyle çok sayıda tehdit aldığını ve kendisini tehdit eden bazı şahısların tespit edilerek cezalandırıldığını söyledi.
Rektör Boztuğ, bir anısını paylaşmak istediğini belirterek, "Kendisini Tuncelili olduğunu belirten bir yurttaşımız bana hakaret dolu bir mesaj göndermişti. Bana demişti ki 'Ey rektör sen kim oluyorsun ki Cumhuriyetin ve Atatürk'ün verdiği Tunceli isminin değiştirilmesini cüret ediyorsun. Sen bu fikirleri Amerika'daki hocanda mı alıyorsun, Tunceli ismini Cumhuriyet vermiştir hiçbir zaman değiştirilemez hep böyle kalacaktır' demiş ve altına da imza atmış 'Atatürk'ün Tuncelili kızlarından birisi' diye. İnşallah şu anda tamamıyla açıklanmasını beklediğimiz demokratikleşme paketiyle birkaç ay içersinde hem ilimizin hem üniversitemizin adını da Dersim olarak görebileceğiz, bunu hepimiz yürekten istiyoruz" dedi.
Tunceli Valisi Yusuf Hakan Güner, tarihi günlerin yaşandığı bu günlerde Tunceli'de görev yapmanın önemli bir sorumluluk olduğunu belirtti. Güner, şunları söyledi:
"Gerek tarihi olarak, gerek bugünkü yaşadığımız reel politik ortam olarak Dersim Kürt meselesi, devlet Alevilik gerçekten Tunceli'yi değil, ülkemizi değil, uluslararası boyutu olan bir mesele olarak bakmaktayım. Bu bağlamda bizim kimilerine göre Kerbela'ya göre. kimilerine göre Osmanlı'ya, Anadolu beyliklerine kadar, kimilerine göre de cumhuriyet dönemi, Özal dönemi ve AK Parti dönemi olmak üzerine değişim münazaralar ile bu konular gündeme geldiğini ve ele alındığını hep birlikte müşade etmekteyiz. Şüphesiz ki devletin duruşu ve bakış açısı bu kavramlar üzerinde son derece aktif bir rol ve etki oluşturmuş. Hatta bu meselelerin toplumsallaşması yada kavranması bağlamında olumlu ya da kimilerine göre de olmuş etkilere yol açabilmiştir. Bu çerçevede bu tarihi kısa özet ve misyon içersinde bizlerin bu ilde Tunceli Valisi olarak görev yapması gerçekten bir valilik görevinden daha ziyade, bu sürecinde yaşandığı var olduğu ve sorgulandığı kavramsal ortamı hayat buldurma ve analiz etme aynı zamanda çatışmalara yol açmadan suretle yönetme misyonu üzerimize yüklemektedir. Bu çerçevede hem devletimizin hem hükümetimizin temsilcisi olarak, bu tarihi virajda burada görev yapmanın ne büyük sorumluluk olduğunu taktir edersiniz ki hep birlikte yaşamaktayız. Bizler hem devlet olarak, hem hükümet olarak yeni bir devlet anlayışının yeni bir siyaset anlayışının temsilcileri olarak sizler arasında yer almaktayız. Artık devlet gerçek anlamda halkı yaşat ki devlet yaşasın mantığını en üst noktadan en alt noktaya kadar kaim kılmaya çalışan bir anlayışın tezahürü ile hareket etmektedir. Bizlerde bu ekibin bir zinciri bir halkası olarak bunları Tunceli ilinde mevcut şartlarımız ve mevcut imkanlarımız ve imkansızlıklarımız çerçevesinde var etmeye ve mümkün mertebe barışın kardeşliğin sevginin dilini daim etmeye çalışıyoruz."
Daha sonra, 'Kürt sorunu çözüm süreci' başlığında yapılan panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Mesit Yeğen, AK Parti MKYK üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay ve Dr. Joost Jongerden katıldı.