Tunceli'nin İsmi Yeniden 'Dersim' Oluyor' Haberi Heyecana Yol Açtı
Demokratikleşme paketinde Tunceli'nin adının 78 yıl sonra yeniden 'Dersim' olacağı söylentisi, kentte heyecana neden oldu.
Açıklanması beklenen demokrasi paketinde, Tunceli isminin değiştirilerek, eskiden olduğu gibi ' Dersim' adının verileceği iddiası kentteki vatandaşlar tarafından olumlu karşılandı. Tuncelili araştırmacı yazar olan Cafer Solgun, Başbakanın 2009 yılında ' Dersim' tartışmaları söz konusu olduğunda gerekirse devlet adına özür dileyebileceğini söylediğini ve Dersim’in adının iade edilmesinin bu özrün gereklerinden biri olduğunu söyledi. Tunceli ismini, Dersimlilerin hiçbir zaman benimsemediklerini kaydeden Solgun, uygulamanın resmi ideoloji zihniyeti ile hareket eden devletin on yıllarca süren sistematik bir politikasının sonucunda, bütün Türkiye coğrafyasında söz konusu olan bir uygulama olduğunu ileri sürdü. Solgun, "İnsanların bu yöndeki taleplerini dikkate alarak, gerçek yaşamda kullanılmayan o isimlerin tamamının geri çekilerek, insanların gündelik yaşamda dillendirdikleri isimlerin geri iade edilmesi gerekir. Örneğin Cumhurbaşkanı Norşin’e Norşin demişti. Güroymak resmiyette kullanılan bir isim, orada yaşayan insanlar da oraya Norşin derler" şeklinde konuştu.Demokratikleşme paketinden en büyük beklentilerinin Kürt sorununda demokratik, barışçıl ve kalıcı bir çözüm olduğunu vurgulayan Solgun, "Bu pakette yer almadığı söylenen ana dilde eğitimin devletin gündemine alması gereken ve bir tartışma, pazarlık konusu olmadan atılması gereken adımlardan bir tanesi olması gerekir. Kürt sorunundan kaynaklanan mağduriyetlere son vermenin bir gereği olarak, devletin siyasi bir genel af ilan etmesi gerekir ki artık Kürt sorunu daha fazla acı üreten, ölüm üreten, gözyaşı üreten bir sorun olmaktan tamamen çıksın" dedi.Tunceli Barosu Başkanı Hasan Özcan ise Dersim adının iade edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Özcan, "Dersim adının değiştirilerek Tunceli yapılması bir asimilasyon politikasının ürünüdür. Bu politikadan kısmen de olsa vazgeçilmesini olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum" diye konuştu. Hükümetin demokrasi paketi ile yaptığı düzenlemeleri eksik gördüğünü dile getiren Özcan, "Öncelikle 12 Eylül rejiminin getirdiği anti demokratik yasaların ayıklanması gerekiyor. Temel insan hakları konusunda düzenlemelerin yapılması, seçim barajının kaldırılması ve KCK tutuklularının tahliye edilmesi gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.Dersim halkı olarak bu habere sevindiklerini bildiren gazeteci yazar Fikri Taş ise, "Bu bir beklentiydi. Özellikle son yıllarda bu isim öne çıkmıştı. Biz de yazı ve haberlerimizde Dersim olarak geçiyorduk. Bu isim 38 olaylarını çağrıştırdığı için Dersim halkı tarafından sevilen bir isim değildi. Tunceli’nin Dersim olarak değiştirilmesi bütün Dersim halkını mutlu edecektir. Geçmişten gelen o kötü izleri de bir ölçüde silecektir" dedi.Avukat Hasan Ali Yücel de, bunun bir değiştirme değil doğal isme dönme olduğuna vurgu yaparak, "1938 harekatından sonra adı bile unutulsun diye yapay bir ad verildi. Bu adım olumludur. Hepimiz hala Dersim adını kullanıyoruz" diye konuştu.Tunceli Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Yusuf Cengiz ise, oda olarak başından beri barış ve demokrasi içinde Kürt sorununun çözümü için çalıştıklarını ve pakette kendi taleplerinden olan Dersim adının geri verilmesi kararının olumlu olduğu dile getirdi. Cengiz, "Türkiye’de yaşayan insanların etnik ve dini anlamda kendilerini ifade edebilecekleri, yani Alevilerin kendi dinlerini yaşama, Kürtlerin ana dillerini daha çok kullanma hassasiyetlerinin, seçim barajının düşürülmesinin bu pakette göz önüne alınması gerekiyor. Demokrasi paketinin en geniş şekliyle Türkiye’de yaşayan tüm etnik ve dini grupların bir arada yaşama olanaklarının sağlandığı yeni demokratik bir anayasa bizim isteğimizdir. Bu çerçevede Dersim isminin iade edilmesi olumlu bir gelişmedir" şeklinde konuştu.Emekli öğretmen Mürşide Doğan, isim ne olursa olsun kendinin Dersim isminden başka bir isim kullanmadığını vurgu yaparak, "Ama devlet tarafından gasp edilen hakların iadesi olumlu bir şeydir" ifadelerini kullandı.İş kadını Fidan Aydın ise, "80 yıldan beri Dersim halkının kanayan yarasının bir yerde özrü anlamına gelecek ki bu anlam da bizim için çok önemli. Bunun dışında anadilde eğitim, Aleviler için eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz" dedi. Aydın, barış sürecinin ciddiyetle ele alınıp tekrar çatışmalı ortama dönmemek adına ne gerekiyorsa yapılmasını ve Dersim özelinde ise baraj projelerinden vazgeçilmesi talebinde bulundu.