Tükçev: Türkiye Görülmemiş Bir Susuzluk Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Yağmur ve kar yağışı oranlarının, geçmiş yıllara nazaran ciddi bir düşüş yaşadığını, bunun da susuzluk tehlikesini üst boyutlara çıkardığını söyleyen Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) Başkanı Av. Beyhan Aslan "Türkiye görülmemiş bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer gerekli önlemler almaz, çok acil bir şekilde tasarruf alarmı vermezsek, önümüzdeki yaz ülke olarak büyük su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz" dedi.
Yağmur ve kar yağışı oranlarının, geçmiş yıllara nazaran ciddi bir düşüş yaşadığını, bunun da susuzluk tehlikesini üst boyutlara çıkardığını söyleyen Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) Başkanı Av. Beyhan Aslan "Türkiye görülmemiş bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer gerekli önlemler almaz, çok acil bir şekilde tasarruf alarmı vermezsek, önümüzdeki yaz ülke olarak büyük su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz" dedi.
Her gün gazetelerde uzmanların susuzluk, meteorolojik kuraklık uyarılarında bulunduğunu, barajlardaki su seviyelerinin de daha şimdiden yüzde 20 seviyelerine düştüğünü sözlerine ekleyen TÜKÇEV Başkanı Beyhan Aslan "Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler, dünyanın susuzluk problemleri yaşayacağını yıllar öncesinden ilan etmiş, dünyanın aslında su fakiri bir gezegen olduğunu önemle vurgulamıştı. Sayılan ülkeler arasında da ülkemizin de "su fakiri' ülkeler içerisinde yer aldığını rakamlarla ortaya koymuştu.
Bu uyarıları ne kadar dikkate aldık bilemiyorum ama bu yıl ki yağış miktarlarındaki düşüşe baktığımızda, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızı rahatlıkla görebiliriz" dedi.
Türkiye'nin su kaynaklarının etkili ve bilinçli biçimde kullanılmamasının, büyük bir susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya kalma sorununun yaşanacağını gösterdiğini belirten Aslan, şunları kaydetti:
"Türkiye bu yıl ve gelecek yıllarda çok ciddi bir su kriziyle mücadele etmek zorunda kalacak. Ülkemizin geleceği için sahip olduğumuz su kaynaklarının bilincine vararak, sahip olduğumuz bu kaynakların sanayiden tarıma hemen her ortamda ve alanda bilinçli ve etkili kullanımına dair tedbirlerin alınması yönünde ciddi çalışmaların başlatılması, büyük önem arz etmektedir. Yarından tezi yok, tüm toplumu ve kuruluşları kapsayacak şekilde su konusunda "tasarruf alarmı' verilmelidir."
-"SUYUMUZUN SADECE YÜZDE 1'İ İÇİLEBİLİR DURUMDA"-
Yapılan araştırmaların ve bilimsel tespitlerin, içilebilir su oranı hakkında yeterli bilgileri sunduğunu da vurgulayan TÜKÇEV Başkanı Aslan, "Dünya yüzeyinin yüzde 70'inden fazlası okyanus ve denizler kaplamaktadır. Okyanus ve denizlerdeki suyun yüzde 97'si tuzlu ve yüzde 3'ü tatlı sudur. Tatlı suyun yüzde 75'i kutuplarda buzul halde ve büyük bir bölümü ise yer altındaki derinliklerdedir. Bu yüzde 3 olan tatlı suyun yüzde 1'i içilebilir. Yani 3 bin 334 bardak sudan sadece 1 bardak su içilebilir durumdadır. Altın değerindeki bu maddenin önemi apaçık ortadadır. Buna rağmen halen daha değerinin bilinmemesini anlamakta zorluk çekiyorum" ifadelerini kullandı.
-"SORUMSUZCA TÜKETMEMELİYİZ"-
Bugünkü suyu kullanım kültürüne bakıldığında çok net rakamlarla facianın istatistiksel olarak ortaya konduğunu da vurgulayan Aslan açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Rakamlara baktığımızda, kişi başı tuvalette (15-25 lt), 5 dakikalık duşta (9- 130 lt), küvette duş (90-150 lt), el yıkama (akan suyla- 8 lt.), diş fırçalama (akan suyla-14 lt), bulaşık yıkama (el ile-114 lt), bulaşık makinesi ( 60 lt), elbise yıkama (200 lt), içilen su- (8 lt - 10 lt), yemek (40 lt) araba yıkama (300 lt), çimleri sulama (500 lt) su kullanmaktadır.
Yapılan hesaplara göre, her bir evde dikkatli kullanım sonucunda günde en az 10 litre ve ortalama 20 litre suyun korunabileceğini düşündüğümüzde, yapılacak hesap çok basittir. Türkiye genelinde 20 milyon evde sadece basit yöntemlerle günde 200 milyon ile 400 milyon litre arası su tasarrufu sağlanacaktır. Her gün evlerden 10 bin ile 20 bin arası su tankerini dolduracak kadar su boşu boşuna akmaktadır.
İşte bunun için de kuraklık riski olsun olmasın, en değerli ve yaşamsal varlığımız olan suyun, tasarruflu kullanılması çok önemlidir. Hele hele bu yıl ki verileri dikkate aldığımızda, tasarruf zorunlu ve acil tedbir olarak hızla devreye alınmalıdır. Bu konuda başta devletimiz olmak üzere bizim gibi sivil toplum örgütleri ve birey olarak her bir insan gereğini yapmak için çaba göstermelidir."