Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Lübnan Dışişleri Bakanı'ndan ateşkes umudu: Nihai karar İsrail'in

Gözler Orta Doğu'da! Saatler içinde her şey değişebilir

Tuğgeneral Gürler 'Kayıtları Durdurun' Talimatı Verdi"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar'daki yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin soruşturma sonunda biri sivil, 127'si asker olmak üzere 54'ü tutuklu toplam 128 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli oldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin tüm ayrıntılara yer verildi.

Darbe girişimi öncesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlıgˆı ve Harp Akademileri Komutanlıgˆında gerçekles¸tirilen toplantılar ve yapılan hazırlıklarla ilgili bilgiler bulunan iddianamede, s¸üphelilerin darbe kalkıs¸masına is¸tirakleri ve kalkıs¸ma esnasında üstlendikleri görevler de anlatıldı.

1. Ordu Komutanlıgˆının bulunduğu Selimiye Kıs¸lasının tarihi ile komuta kademesi ve bağlı birimlerden bahsedilen iddianamede, kalkıs¸ma esnasında I·stanbul'daki faaliyetlerin 1. Ordu Komutanlıgˆı Harekat Merkezinden koordine edildigˆi ve kalkıs¸ma esnasında buranın adeta karargah olarak kullanıldıgˆı vurgulandı.

Kalkışma günü mesai saatleri içinde ordu karargahı ve Selimiye Kıs¸lası içerisindeki faaliyetlerin rutin olarak devam ettigˆi, herhangi bir olagˆan dıs¸ı hareketliligˆin yas¸anmadıgˆına dikkat çekilen iddianamede, kalkıs¸maya is¸tirak eden karargahta görevli personelin bir kısmının mesaiyi normal s¸ekilde terk ettigˆi ancak tahminen saat 21.00'den itibaren geri dönüp faaliyetin içerisinde yer aldıkları anlatıldı.

İddianamede, 1. Ordu Komutanlıgˆı Harekat Kurmay Yarbas¸kanı olan ve hakkında başka bir soruşturma kapsamında dava açılan Tuğgeneral Eyyu¨p Gürler'in, Harp Akademileri o¨gˆrencisi olan s¸u¨pheliler Murat I·lhan, Muhammer Karaman, Batır Alp C¸akır ve başka dosya şüphelisi Mehmet Akif Aslan'ı, 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral U¨mit Dündar'ı ikametinden alarak derdest etmekle go¨revlendirdigˆi belirtildi.

Karargahta görevli şüpheli tanık ve diğer personelin de ifadelerine yer verilen iddianamede, hakkında başka bir dosya üzerinden soruşturma yürütülen 1. Ordu Komutanlığı Lojistik Başkanı Kurmay Albay Nihat Aksüt'ün 15 Temmuz akşamı saat 22.40 sıralarında kedi aracıyla yola çıktığını, yoldayken arayan İstihbarat Başkanı Kurmay Albay Alaettin Koç'a, harekat merkezini aradığında kendisine sıkıyönetim ilan edildigˆini söyledigˆini anlattığı bildirildi.

İddianamede, Aksüt'ün saat 23.00'te kıs¸laya geldiğini, burada egˆitim elbiseli subaylara nereden ve hangi maksatla geldiklerini sorduğunu, bu kişilerin de Harp Akademileri Komutanlığından destek için geldiklerini söylemeleri üzerine durumdan şüphelendiklerini beyan ettiği belirtildi.

Aksüt'ün Genelkurmay Başkanlığından gelen emri sorduğunu ve kendisine verilen bu emri okuduğunda son sayfasında imza hanesinde Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile Tugˆgeneral Erhan Çaha'nın adını gördüğünü söylediğine işaret edilen iddianamede, Aksüt'ün şu beyanlarına yer verildi:

"Bu iki general cemaate yakın olarak bilinen ve tanınan kis¸iler oldugˆu için şüphelerim artmaya başladı. Genelkurmay Başkanlığında neden bir tugˆgeneral imzalamıs¸ diye seslice sordum, etraftan cevap veren olmadı. Bu durumda Kurmay Başkan Vekilinin odasına tekrar çıktım. Kendisi odasındaydı. Durumu ve s¸üphemi anlattım. 'O iki generalin cemaate yakın oldugˆunu ve imzanın bir tugˆgenerale ait oldugˆunu bu durumun normal olmadıgˆını' söyledim. 'Bu durumun içerisinde olmamak için karargahtan çıkmamızın uygun olacagˆımı' söyledim, emrini sordum. Herhangi bir emri ve duruma yönelik bir degˆerlendirmesi olmadı. Bu arada Kurmay Albay Alaettin Koç da harekat merkezine geldi. Hemen yanına giderek, s¸üphemi ifade ettim. Kendisi de Genelkurmay Başkanlığından gelen emri okudu ve aynı kanaate sahip oldu. Beraberce Harekat Kurmay Yarbaşkanı Eyyüp Gürler'in yanına çıktık, Albay Koç ile birlikte endis¸emizi kendisine ilettik, Albay Koç, 'durumun normal olmadıgˆını, sıkıyönetimin ancak Hükümet veya Meclis tarafından ilan edilebilecegˆini' söyledi.

Harekat Kurmay Yarbaşkanı Gürler ise Genelkurmay Başkanlığından emir geldiğini ve bu nedenle mutlak itaat edilmesi gerektigˆini söyledi. Bunun üzerine Albay Koç ile birlikte tekrar İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yüksel Durak'ın odasına gittik ve degˆerlendirmemizi ve s¸üphemizi kendisine tekrar anlattık. 'Burada kalmaya devam edersek bu gayriyasal durumun içinde oldugˆumuzun algılanacagˆını' ifade ettik. Albay Alaettin Koç'la yaptıgˆımız degˆerlendirme sonucunda yanımızda tabanca olmadıgˆından müdahale etmemizin mümkün olamayacagˆını düs¸ünerek, karargahtan derhal ayrılmaya karar verdik ve ayrıldık."

İddianamede ifadelerine yer verilen ve başka bir dosya üzerinden soruşturması süren 1. Ordu Komutanı I·stihbarat Başkanı Kurmay Albay Alaettin Koç da darbe akşamı Harekat Merkezine gidip sıkıyönetim emrini okuduğunda kuvvet karargahlarına Tugˆgeneral seviyesinde karargah sorumlusu altında görevlendirmeler yapıldıgˆını gördüğünü anlatarak, "Tamamını okumadan imzalı kısma baktıgˆımda, emrin Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından imzalandıgˆını gördüm. Bunun üzerine s¸üphelendim ve yakınımda bulunan Lojistik Başkanı Kurmay Albay Nihat Aksüt'e 'emrin uygun olmadıgˆını bir anormalligˆin oldugˆunu' söyledim. O da endis¸elerini belirtti." dedi.

Aksüt'le karargahtaki Kurmay Başkan Vekili olan İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Yüksel Durak'ın makam odasına giderek bu endis¸eleri ilettiklerini anlatan Koç, buradan çıkıp harekat merkezine girdikleri sırada Eyyüp Gürler'in arkasından seslenerek "bana niçin kulak vermiyorsun?" dediğini, kendilerinin de durumu anlamaya çalıs¸tıklarını söylemeleri üzerine, Gürler'in "tam itaat, tam itaat" diyerek, odasına çağırdığını kaydetti.

Koç, ifadesinde burada durumun normal olmadığına karar verdikten sonra, saat 23.55'te karargahtan ayrıldıklarını anlattı.

Kamera kayıtları saat 22.54'ten itibaren durduruldu

İddianamede, soruşturma aşamasındaki ifadesine yer verilen uzman çavuş Selçuk Atasever de 15 Temmuz'da Görüntü I·zleme Merkezinde nöbetçi olduğunu belirterek, saat 22.00 sıralarında Piyade Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın Görüntü I·zleme Merkezine gelip "Çocuklar tatbikat var. Nizamiyeye bilgi verin, polisleri içeri almasınlar." şeklinde emir verdiğini aktardı.

Bu esnada koridorda üniformasını giyen bir kişiyle Görüntü İzleme Merkezine gelen Tugˆgeneral Eyyüp Gürler'in kendilerine "kayıtları durdurun" talimatı verdiğini bildiren Atasever, verilen emirler doğrultusunda ?saat 22.54'te kayıtları durdurduğunu dile getirdi.

İlerleyen saatlerde kendisini Yüzbaşı Baturalp Çakır diye tanıtan kis¸inin "her s¸ey çok güzel olacak, s¸ehitlerimizin kanı yerde kalmayacak" dediğini, bunun sebebini sorduklarında "sizin haberiniz yok mu? TSK yönetime el koydu" ifadesini kullandığını söyledi.

"Özel durumlarda ayrıntı aranmaz"

İddianamede, soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan Albay S¸enol Onuralp'in de beyanlarına yer verildi. Onuralp, ifadesinde sıkıyönetim mesajının imza hanesinde Tugˆgeneral Partigo¨c¸'ün imzasını gördüğünde, bu işin bir düzmece olduğunu anladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu is¸in bir du¨zmece oldugˆunu ve yasal bir faaliyet olmadıgˆını anladım, etrafımdakilere 'Bu mesaj yasal bir mesaj degˆil, sıkıyo¨netim bu şekilde ilan edilmez' dedim. 1. Ordu Komutanlıgˆı Harekat Kurmay Yarbas¸kanı Tugˆgeneral Eyyu¨p Gu¨rler'e giderek, 'bu mesaj uygun bir mesaj degˆil, buna go¨re is¸lem yapılmaz, ayrıca sıkıyo¨netim hu¨ku¨met tarafından ilan edilir. Bu mesajın altında bir tugˆgeneral imzası var' dedim. Bana 'bunlar özel durumlar, özel durumlarda ayrıntı aranmaz. Biz geregˆini yapıyoruz, birliklere gerekli talimatları verdik, faaliyetler bas¸ladı, endis¸e edecek bir s¸ey yok. Bu konuda Ordu Komutanı ile Kurmay Bas¸kan Vekilinin bilgisi var' dedi."

"Helikopter gelirse atıs¸ serbest" mesajı

Şüphelilerin eylemlerinin anlatıldığı iddianamede, olay tarihinde 1. Ordu Komutanlıgˆında Plan Harekat S¸ube Mu¨du¨ru¨ olarak go¨rev yapan şüpheli Kurmay Yarbay Serkan C¸etin Akbaş'ın darbe kalkıs¸masından o¨nceden haberdar oldugˆu, bu nedenle olay gu¨nu¨ no¨betc¸i olmamasına ragˆmen mesai bitiminde kıs¸ladan ayrılmadıgˆı belirtildi.

Şüphelinin darbe kalkıs¸masına ilis¸kin haberleri televizyondan izlemesi, Harp Akademilerinde go¨revli ru¨tbeli personellerin harekat merkezine gelerek Eyyu¨p Gürler ile I·stanbul haritası u¨zerinden planlama yaptıklarını go¨rmesi ve sıkıyo¨netim direktifine ilis¸kin mesajdan haberdar olmasına ragˆmen Tugˆgeneral Eyyu¨p Gürler'in emir ve talimatlarını yerine getirmeye devam ettigˆi vurgulanan iddianamede, Akbaş'ın harekat merkezindeki faaliyetlerinin planlanmasına ve planların uygulamasına fiilen katıldıgˆı ifade edildi.

İddianamede, Akbaş'ın şüphelilerden Ahmet Ertekin'e "Helikopter Gelirse Atıs¸ Serbest" s¸eklinde mesaj go¨ndererek, darbe kalkıs¸masına bilerek ve isteyerek is¸tirak ettigˆi bilgisi verildi.

"Ru¨tbelilerle bunun ne oldugˆunu anlamaya c¸alıs¸tık"

Ordu Komutanlığı Harekat Merkezindeki görüntülerine de yer verilen şüpheli Aktaş'ın savunması da iddianamede yer buldu.

Aktaş, savunmasında, kalkışmadan haberinin olmadığını ve Tuğgeneral Eyyüp Gürler'n emri üzerine kışlaya geldiğini savunarak, şunları söyledi:

"Belli bir su¨re sonra televizyondaki haberlerde, Bogˆaz Ko¨pru¨su¨'nu¨n askerler tarafından kapatıldıgˆım go¨rdu¨m. Oradaki ru¨tbelilerle bunun ne oldugˆunu anlamaya c¸alıs¸tık. Avrupa yakasında olan Harp Akademilerinden bir grup geldi. Grupta Ahmet Albay, bir Binbas¸ı ve yu¨zbas¸ılar vardı. Grup 12-13 kis¸i kadardı. Gruptakiler, bizimle muhatap olmadılar. Bir süre sonra yanlarına gittigˆimde, gruptakilerin Eyyüp Gürler pas¸ayla I·stanbul haritası u¨zerinden planlama yaptıklarını go¨rdu¨m. Gelen gruptaki o¨gˆrenci subaylara birlikleri dagˆıttılar. Birliklerle irtibata girmeleri istendi."

Aktaş, bunun bir tatbikat olduğunu düşündüğünü iddia ederek, "Eyyüp Gürler pas¸a 'Trakya'daki birliklere mesaj c¸ekin I·stanbul'a gelsinler' dedi. Mesajı o¨nce Ugˆur Yarbay c¸ekmeye c¸alıs¸tı, ancak o c¸ekemedi. Yüzbaşı I·smail Arı hazırlayarak, Eyyu¨p Gürler pas¸ayla birlikte mesajı c¸ektiler." ifadesini kullandı.

İddianamede, şüphelilerden Kurmay Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın darbe kalkıs¸masına bilerek ve isteyerek is¸tirak ettigˆi bildirilerek, şüphelinin FETÖ'nün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıgˆı, yapılan aramada da iki adet 1 dolar ele gec¸irildiği bilgisi verildi.

Kaynak: AA / Güncel
title