Tuğcu: Yorum Yetki Tekeli Anayasa Mahkemesi'nde
Anayasa Mahkemesi Başkanı, Anayasanın Yorumlanması Yetki ve Tekelinin Sadece Anayasa Mahkemesi'ne Ait Olduğunu, Bunun Dışında Kalan Sübjektif İtham ve Beyanların Bir Değerinin Bulunmadığını Söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, anayasanın yorumlanması yetki ve tekelinin sadece Anayasa Mahkemesi'ne ait olduğunu, bunun dışında kalan sübjektif itham ve beyanların hukuksal bir değerinin bulunmadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tuğcu, düzenlediği basın toplantısında Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin, yaptıkları toplantıda bir basın açıklaması yapılmasına gerek gördüklerini söyledi. Tuğcu, Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanı seçimi sürecinde verdiği kararla ilgili olarak, başbakanın giderek artan dozda, eleştiri ve saygı sınırlarını aşıp, Anayasa Mahkemesi'ne hakaret oluşturan beyanlarda bulunması karşısında bu açıklamanın yapılmasının zorunlu görüldüğünü söyledi. Anayasanın başlangıcında millet
iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak anayasa ve
kanunlarda bulunduğunun belirtildiğine işaret eden Tuğcu, 6. maddesinde ise egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu, Türk milletinin egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanacağı, 9. maddesinde de yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız mahkemelere ait olduğunun öngörüldüğünü bildirdi. Bu düzenlemelere göre, egemenliği Türk milleti adına kullanan anayasal kurumlardan olan Anayasa Mahkemesi'nin, görev alanına giren ve ilk defa dava konusu edilerek önüne
getirilen cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili toplantı yeter sayısını görüşerek karara bağladığını kaydeden Tuğcu, bu kararın, bilimsel düzeyde hukuksal olarak eleştirilebilirse de, çağdaş demokrasilerde tüm kurumların yetki ve sorumluluklarının belirlenmiş olup, bunların birbirleriyle rekabet içinde ve husumet güdüleriyle çalışmaları olanaksız bulunduğundan, yapılan eleştirilerin belirtilen anayasal çerçeveyi aşmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Tuğcu şunları kaydetti:
"Bu bağlamda, başbakanın hukukun üstünlüğü ve yargı kararlarının tartışmasız bağlayıcılığı ilkelerini dışlayan, üstlendiği görev ve devlet adamı sorumluluğu ve ciddiyetiyle bağdaşmayan, tehdit, hakaret ve husumet içeren 'tarih bu kararı alanları yargılayacaktır; ben tarafsız yargı istiyorum; bu (367) bitmedi çok konuşulacak; bu yargı için talihsizliktir, yüz karasıdır; zorlamayla, dayatmayla verilmiştir, akılla, ilimle, tecrübeyle izahı mümkün değildir' biçimindeki söylemleri, mahkememizi doğrudan hedef
göstermektedir. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi; görev alanına giren parlamento tasarruflarının, anayasaya uygunluğunu denetleyip, yasamanın anayasal sınırlar içinde kalmasını sağlayarak, anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı konusunda güvence oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi üyeleri kararlarını anayasada öngörülen biçimde görevlerinde bağımsız, anayasaya, hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine ve görevlerine başlarken ettikleri yeminlerine bağlı kalarak vermektedirler. Bu işlevin gözardı
edilmesi, öncelikli görevi hukuka saygı olan ve bu yönüyle topluma önderlik etmesi gerekenlerin saygınlıklarına da gölge düşürmektedir. Anayasa, yargı kadar yasama ve yürütmeye de görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Hukukun üstünlüğünün ve toplumsal barışın sağlanabilmesi kuşkusuz anayasal organların bu bilinçle hareket etmelerine bağlıdır. Mahkememizin kendisine anayasa ile verilen görevini her zaman olduğu gibi bundan böyle de yansız biçimde yerine getireceği, anayasanın yorumlanması yetki ve tekelinin
sadece Anayasa Mahkemesi'ne ait olduğu, bunun dışında kalan sübjektif itham ve beyanların hukuksal bir değerinin bulunmadığı kamuoyuna saygı ile duyurulur."
Tuğcu, gazetecilerin soruları üzerine Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Tuğcu, tazminat davası açmayacaklarını dile getirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Tuğcu, diğer soruları cevaplamadan toplantı salonundan ayrıldı.
(ZÇ-MAY-OK-Y)