Tübitak'ta Usulsüz İşe Alım Davası
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) örgütlenmesi kapsamında TÜBİTAK'a usulsüz personel aldıkları gerekçesiyle aralarında eski TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ve eski BİLGEM Başkanı Hasan Palaz'ın da bulunduğu 11 TÜBİTAK yöneticisinin yargılandığı davaya devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) örgütlenmesi kapsamında TÜBİTAK'a usulsüz personel aldıkları gerekçesiyle aralarında eski TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ve eski BİLGEM Başkanı Hasan Palaz'ın da bulunduğu 11 TÜBİTAK yöneticisinin yargılandığı davaya devam edildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak ve Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü yöneticisi Osman Kulak, tutuksuz sanık Hasan Başaran ile avukatları, müşteki TÜBİTAK avukatı ve tanıklar katıldı.
Tanıklardan Muhammed Necati Demir, 2008'de TÜBİTAK'ta işe başladığını, 2012'de TÜBİTAK Başkan Yardımcısı olduğunu, 2014'te kendi isteğiyle görevinden ayrılarak bir hastanede yöneticilik yaptığını ve 29 Ekim 2016'da kanun hükmünde kararnameyle (KHK) meslekten ihraç edildiğini belirtti.
TÜBİTAK'ta çalıştığı dönemde, her cuma başkan ve başkan yardımcılarının katıldığı koordinasyon toplantısı yapıldığını aktaran Demir, "Ben bu toplantılarda personel alımı konusunda konuşma yapıldığını hatırlamıyorum. İşe alımlar merkez başkanları ve enstitü müdürleri tarafından yapılırdı. Bahsi geçen işe alımların durdurulmasıyla ilgili bana bir genelge gelmedi." dedi.
Eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak'ın personel alınması ya da alınmaması yönündeki talimatlarını hatırlamadığını savunan Demir, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın da Gebze'den gelerek toplantılara katıldığını, personel alımının durdurulmasına ilişkin genelgeye rağmen personel alımının gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmediğini kaydetti.
Tanık Tuncer Berber de eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak'ın kendisini aradığı ve genelgeye rağmen işe alımlar olup olmadığını sorduğunu belirterek, "Daha sonra başkan beni arayarak, durumu öğrendiğini söyledi. Başkan, Hasan Palaz'ın aradığını ve 15-20 kişilik bir grubu işe aldığını anlattı." dedi.
Tanık Mehmet Arif Atlı, TÜBİTAK'ta başkan yardımcısı olduğu dönemde, eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak'ın kendisine personel işe alım ve görevde yükselme konusunda bir yönetmelik hazırlamasını söylediğini belirtti.
Personel kalitesini ve nitelikli iş gücünü arttırmak için çalışmalar yaptıklarını bildiren Atlı, "Başkan, yoğun olduğu bir dönemde kurum içi denetleme konusunda kişilerle benim görüşmemi istemişti. Ben de görüştüğümde denetçi arkadaşlar, usulsüzlüklerden bahsetti." ifadelerini kullandı.
Tanık Mustafa Çavuşoğlu ise TÜBİTAK'ta denetçi olduğu dönemde insan kaynaklarıyla ilgili denetimleri kendisine bağlı birimin yaptığını kaydederek, "Denetleme sırasında Sibel Karaman isimli bir uzman yardımcısının çalışma şartlarının uymadığı tespit edildi. Düzenlenen rapora, Başkan Altunbaşak'ın imzasıyla itiraz edildi.
Rapora rağmen bu kişi, asaleten göreve atandı. Bu olayın ardından insan kaynaklarında usulsüzlük olacağı için o bölüme ağırlık verdik. Hasan Palaz'a bağlı birimlerde usule aykırı personel alınarak TÜBİTAK Başkanlığında görevlendirildiği tespit edildi. Bunun üzerine açıklama istenmesine rağmen cevap verilmediği ve denetlemeyi yapan kişi, Palaz tarafından tehdit edildiğini kaydetti." diye konuştu.
Eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak'ın, Palaz'ın Ar-Ge çalışmalarında bulunduğu ve önemli birisi olduğu için birimin denetlenmesi işini sonlandırdığını ileri süren Çavuşoğlu, "Durumu, başkan yardımcılarına bildirip istişare ettik. Başkan Altunbaşak ile bir toplantı ayarlandı. Sorunlar paylaşıldı, Yücel Bey de sorunların çözülmesi için bizi başkan yardımcılarına yönlendirdi ama bir sonuç alamadık." dedi.
Eski TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak da aleyhine hususları kabul etmeyerek, tanıklığa itiraz etti.
Sanık avukatları, tanık beyanlarına karşı yazılı beyanda bulunacaklarını, kabul etmeyeceklerini bildirdi. Katılan TÜBİTAK avukatı da gerek görmeleri durumunda yazılı beyanda bulunacaklarını kaydetti.
Tutuklu sanıklar, eski TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ve Osman Kulak, tanık ifadelerine katılmadıklarını belirterek, tahliyelerini talep ettiler.
Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Yalçın, üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu, kaçma şüphesi gibi gerekçelerle tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verilmesi talebinde bulundu.
Beyanların dinlenmesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar verdi.
Davalar birleştirilmişti
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince, FETÖ örgütlenmesi kapsamında TÜBİTAK'a usulsüz personel aldıkları gerekçesiyle yargılanan bir kısmı eski TÜBİTAK yöneticisi 7 sanıklı dava ile 4 sanığın yargılandığı diğer davanın birleştirilmesine karar verilmişti.
Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Hasan Palaz ile kurumun çalışanları Kadir Bülbül, Halil Can, Burhan Güneş, Behra Güler, "usulsüz olarak işe alındıkları" ifade edilen Cevdet Aydın ve Hasan Başaran'ın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davanın iddianamesinde, Aydın ve Başaran'ın sahte lisans diplomalarıyla TÜBİTAK'ta işe başlatıldıkları belirtilerek, sanıklara "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik" ve "dolandırıcılık suçuna iştirak" suçlamaları yöneltiliyor.
Palaz ile eski TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak, Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü yöneticisi Osman Kulak, eski Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Murat Aydın'ı yargılandığı diğer davanın iddianamesinde ise yürütme organının, "17-25 Aralık" olarak bilinen süreçte Hükümeti devirmeye teşebbüs eden FETÖ'nün devlette kadrolaşmasını önlemek amacıyla, ikinci bir emre kadar personel alımının durdurulmasına ilişkin genelgelerine rağmen zanlıların emriyle toplam 116 kişinin TÜBİTAK'ta işe başlatıldığı tespiti yapılıyor.