Tse Başkanı: Markalaşmanın Yolu Standartlara Uygun Üretimden Geçer

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, mobilya, tekstil, yapı malzemeleri gibi sektörlerin dünyaya standart ihraç edebilecekleri sektörler olduğunu belirtirken, "Bu sektörlerde henüz standartları belirleme noktasında gerekli adımları atamadığımız için istenilen sonuçlara ulaşmış değiliz" derken, reklam yaparak, marka olabileceklerini zanneden şirketlerin 'Yolunacak kaz' mantığına teslim olduklarını, markalaşma için öncelikle standarda uygun üretim yapılması gerektiğini söyledi.

Boydak Holding şirketlerinden İstikbal Mobilya, Türk Standartları Enstitüsü'nden (TSE) aldığı belgelere yenisini ekledi. İstikbal Mobilya'nın, Türkiye'de ilk kez 'Toplumsal Güvenlik-İş Güvenliği Yönetim Sistemleri Belgesi TSE 22301 ve TS ISO 31 000 Risk Yönetim belgesini' aldığı açıklandı. TSE tarafından verilen belge için Ommer Otel'de tören düzenlendi. Törene TSE Başkanı Hulusi Şentürk, Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, İstikbal Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Boydak, İstikbal Mobilya çalışanları ve tedarikçi firmalar katıldı.

TSE Başkanı Hulusi Şentürk, Boydak Holding'in kaliteye önem verdiğini ve bunun içinde TSE belgelerini alarak ihracatta önemli mesafeler elde ettiğini anlatırken İstikbal Mobilya'yı aldıkları belgeden dolayı kutladı. Törende başarılı tedarikçi firmalara ödülleri verildi. TSE Başkanı Şentürk, Toplumsal Güvenlik-İş Güvenliği Yönetim Sistemleri Belgesi TSE 22301, TSE 31000 Risk Yönetimi Doğrulama Belgesi'ni İstikbal Mobilya Genel Müdürü Mesut Yiğit'e verdi. Hacı Boydak ve Memduh Boydak'ta alınan belgelerden dolayı çalışanlarını kutladı. TSE Başkanı Şentürk, bu yıl 5'inci düzenlenen 'Mükemmel Paydaş İlişkisi Buluşması'nda yaptığı konuşmada, standartlarda söz sahibi olunamadığı, standartları belirleyen ülke olunamadığı takdirde Türkiye'nin geleceğinin çok parlak olmasının mümkün olmadığını söyledi. İş dünyası ve TSE arasında kurulacak güçlü bağların Türkiye'de standartların oluşmasına katkı sağlayacağını anlatan Şentürk, şöyle dedi:

"Bu oluşan standartlar da uluslararası standartlara dönüştürülerek iş dünyamızın küresel ticarette söz sahibi olmasına imkan verecektir. Mobilya, tekstil, yapı malzemeleri gibi sektörler bizim dünyaya standart ihraç edebileceğimiz sektörler ama bu sektörlerde henüz standartları belirleme noktasında gerekli adımları atamadığımız için istenilen sonuçlara ulaşmış değiliz. İş adamlarının eline çanta alarak pazar pazar dolaşıp mal satma dönemi kapanmaya başladı. Artık tüm dünya ülkeleri serbest ticaretin kuralları karşısında kendi pazarlarını koruyabilmek için standartlara dayalı koruma politikaları devreye sokuyor. Serbest piyasa anlayışını tehdit eden, ciddi anlamda gelişmekte olan ülkeler aleyhine olan bu duruma karşı ancak ve ancak standardizasyon alanında güçlü iş birlikleriyle mücadele edebiliriz."

Küresel çapta markalaşılması gerektiğini ifade eden Şentürk, Türkiye'nin çok güçlü markası olmamasına üzüldüğünü, birkaç istisna dışında işletmelerin markalaşmaya giden yolu doğru bilmediğini anlatırken şöyle konuştu:

"Reklam yaparak, reklamlara para basarak marka olabileceğini zanneden şirketlerimiz 'yolunacak kaz' mantığına teslim oluyor. Markalaşmanın olmazsa olmaz yolu önce standarda uygun üretim yapmaktan geçiyor. Daha sonra bu üretimi, kurumu standartlaştırarak gerçekleştirmek, arkasından da daha üst kalite seviyesine yükseltmek gerekiyor. Yakaladığınız kendi kalitenizi de uluslararası standart haline dönüştürerek rakipsiz olmak lazım. Başka türlü marka olunmaz."

TSE Başkanı Şentürk, 30 ülke 43 ofisle yurt dışında Türkiye'yi temsil ettiklerini kaydederek, Irak'la anlaşma görüşmelerinin devam ettiğini ve kısa bir süre içinde anlaşma sağlayacaklarını anlattı. İran ile de anlaşma görüşmelerine başlayacaklarını vurgulayan Şentürk, şöyle devam etti:

"Hedefimiz; iş dünyasının işini kolaylaştırmak. İş adamlarımız hangi ülkeye girecekse ondan önce o ülkeye girip gerekli teknik anlaşmaları yapmak. Bugüne kadar bu yapılamadığı için iş dünyamız gerçekten çok çile çekti. Gidecek müşteriyi bulacak, malının kalitesine inandıracak bir sürü uğraşacak ondan sonra mal satacak. Dünyada böylesine saçma sapan ihracat politikası yürüten ülkelerden birisi biziz. Önce ben gider teknik alt yapıyı hazırlarım, iş dünyamız da bu teknik altyapı sayesinde pazara rahatlıkla girer."