Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

TRT WORLD FORUM'un Sabah Oturumları Yoğun Katılım!

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Robert Dickson Crane : "Türkiye iki bin yıldır Avrupa'da önde giden bir güç. Türkiye liderlik rolünü üstlenebilirse bütün dünya için bir model olabilir."

Thomas PM Barnett (Amerikalı Askeri Jeostratejist ve Wikistrat Baş Analisti): "ABD'nin 19. Yüzyılda bir entegrasyon modeli vardı. O entegrasyon modelini bizler tüm dünyada uygulamaya çalıştık. Önce batıya konsantre olduk ve başka ülkelere yayılmasını bekledik. Bu modele liberal uluslararası ticaret modeli diyorduk. Bugün ise globalizasyon diyoruz."

Franco Frattini (İtalya Eski Dışişleri Bakanı): "İtalya olarak biz, mülteciler meselesinde ve ekonomik krizden çıkmaya çalışırken AB tarafından yalnız bırakıldık."

Volkan Bozkır (Tu¨rkiye Bu¨yu¨k Millet Meclisi Dıs¸ I·lis¸kiler Komitesi Bas¸kanı ve Avrupa Birliği Eski Bakanı)," Sanıyorum AB'ye ilk başvurumuzun üzerinden 60 yıl geçti. Buna rağmen, Türkiye olarak biz Avrupa Birliği üyeliği için çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüyoruz."

TRT'nin dünyadaki siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlara çözümler üretmek amacıyla bu yıl ikincisini düzenlediği TRT World Forum'un birinci gün sabah oturumları, akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler, sivil toplum ve düşünce kuruluşu temsilcileri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki profesyonellerin katılımı ile gerçekleşti.

Forum'un ilk gün birinci oturumu "Düzen ve Kaos Arasında Bir Dünya: Birinci Cihan Harbi'nden 100 Yıl Sonra" oldu. Moderatörlüğünü Ghida Fakhyr'ın yatığı ilk oturumun konuşmacıları arasında; Robert Dickson Crane (A.B.D Başkanı Richard Nixon'ın Danışmanı), Şükrü Hanioğlu (Tarih Profesörü, Princeton Üniversitesi), William Hale (Siyaset Bilimi Profesörü, SOAS Üniversitesi ve Thomas PM Barnett (Amerikalı Askeri Jeostratejist ve Wikistrat Baş Analisti) yer aldı.

Panelde söz alan Robert Dickson Crane, "Binali Bey'in konuşmasında yaptığı adalet vurgusundan çok etkilendim. Barış, refah ve özgürlük kavramları adaletin ürünleridir. Aynı şekilde adalet de bu kavramların karşılığıdır. Çağımızın en önemli problemlerinden biri de dünyadaki düzensizlik. Ne yazık ki gelecek için yeterli bir vizyona sahip değiliz. Liderlik önemli bir kavram. ABD artık dünyaya öncülük edemiyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin büyük bir sorumluluğu var. Uzun vadede düşünmemiz gereken gelecekte nasıl birlikte çalışacağımız ve bu liderlik boşluğunu nasıl doldurabileceğimizdir." dedi.

Konuşmasına Osmanlı Devleti'ne vurgu yaparak başlayan Şükrü Hanioğlu, "Modern Türkiye konusunda uzman değilim ama Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine dair bir şeyler söylemek isterim. Osmanlı Devleti'nde sömürgecilik anlayışı yoktu. Osmanlı'nın çok dilli ve farklı etnik gruplara sahip bir devlet yapısı vardı. Yönetirken sömürgeci bir imparatorluk gibi yönetmedi." dedi.

Birinci Dünya Savaşı hakkında konuşan William Hale, "Birinci Dünya Savaşını kimin kazanacağı tahmin edilemiyordu. Bu sebeple devletler savaş sırasında savaş sonrası dünya düzenine dair bir dizi antlaşma yapma yoluna gitti. Sykes-Picot bunlardan sadece bir tanesiydi. Arap ülkelerinde İngilizlerin etkisi sürüyordu. Egemen olan askeri güçtü. Fakat Almanya, Fransa ve Rusya'nın da Osmanlı'nın Orta Doğu'daki topraklarına dair planları vardı." dedi.

İlk oturumun son konuşmasında söz alan Thomas PM Barnett, "Birinci Dünya Savaşı'nda Avrupa inanılmaz bir şiddete maruz kaldı. Rusya'nın bu süreçte kendi deneyimleri oldu. Haliyle, Avrupa ve Rusya bu savaşta birçok kayıp verdi. ABD ise İkinci dünya Savaşı sonrasında, kendisinin 19 yüzyılın ikinci yarısında tecrübe ettiği devletler arası entegrasyon modelini, önce Avrupa'ya daha sonra tüm dünyaya ihraç etmek istedi. Önce batıya konsantre olan bu politika daha sonra da diğer devletleri kapsadı. Geçmişte bu modele liberal uluslararası ticaret modeli diyorduk, bugün globalizasyon diyoruz." dedi.

İlk günün ikinci oturumunda ise "Çıkmazlarıyla Avrupa Birliği: Avrupa Projesi'nin Sonu mu Geliyor?" teması ele alındı. TRT World sunucusu David Foster'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda konuşmacılar arasında: Ivo Josipovic (Hırvatistan Eski Cumhurbaşkanı), Volkan Bozkır (Tu¨rkiye Bu¨yu¨k Millet Meclisi Dıs¸ I·lis¸kiler Komitesi Bas¸kanı ve Avrupa Birliği Eski Bakanı), Franco Frattini (İtalya Eski Dışişleri Bakanı), Stefan Füle (Genişlemeden ve Avrupa Komşuluk Politikasından Sorumlu Eski AB Komiseri) yer aldı.

Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin görüşlerini paylaşan Ivo Josipovic, "Avrupa Birliği'nin bir barış projesi olduğunu biliyoruz. Fakat bu projenin devam edebilmesi için kapsayıcı bir Avrupa kimliğine ihtiyaç var. Ben sadece Hırvat değil aynı zamanda Avrupalıyım diyorum. Bunu söylemek için milliyetçiliği terk etmeniz gerekir. Milliyetçilik toplumları öldüren ve uluslararası ilişkileri zehirleyen bir politikadır" dedi.

AB üyelik süreciyle ilgili bilgiler veren Volkan Bozkır, "Sanıyorum AB'ye ilk başvurumuzun üzerinden 60 yıl geçti. Buna rağmen, Türkiye olarak biz Avrupa Birliği üyeliği için çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüyoruz. Bir kuruma üye olmak, NATO olsun, AB olsun sınırlar ile açıklanamaz. Bu üyelik günlük yaşama da yansıyor. İnsanların yaşam standartlarını etkiliyor. Biz Türkiye olarak AB üyeliğinde hala ısrarcıyız." dedi.

Avrupa Birliği hakkında yorumlarını paylaşan Franco Frattini, "İtalya bir zamanlar Avrupa Birliği'ni en çok destekleyen ülkeydi. Fakat İtalya olarak biz, mülteciler meselesinde ve ekonomik krizden çıkmaya çalışırken AB tarafından yalnız bırakıldık. Bu da insanları sağ-populist partilere yönelmesine sebep oldu. Ben siyasi bütünlüğü olan bir Avrupa görmek istiyorum ve kurucu liderlerin fikirlerinin takip edilmesini öneriyorum." dedi.

İkinci oturumun son konuşmasında Avrupa Birliği üyeliği hakkında bilgiler veren Stefan Füle, "AB için dayanışmacı ve katılımcı politikaları hayata geçirmek, sorunlar listesinin başında gelen unsurlardan bir tanesidir. Ben aslında iki temel soruyla devam etmek istiyorum. İlk soru, acaba herkes için geçerli bir formül mümkün mü? İkinci soru ise AB acaba kapalı bir birlik olarak mı kalacak yoksa kapsayıcı mı olacak? Bu soruların yanıtları birçok ülke ve Türkiye açısından önem arz ediyor." dedi.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title