TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı 2018 Devam Ediyor
Türkiye'nin çocuk odaklı tek medya konferansı olan TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı'nın ikinci günü yoğun katılım ile başladı.
Günün ilk oturumunda, moderatörlüğünü Tıp Doktoru, TV Programcısı ve Köşe Yazarı Doç. Dr. Halit Yerebakan'ın gerçekleştirdiği "Çocuk Gelişiminde Ekran Etkisi" konusu işlendi.
İlk sözü alan Onward Kurucu ve CEO'su Gabe Zichermann, "Dijital Oyunlar Çocukları Nasıl Daha Akıllı Yapar?" başlığı altında görüşlerini paylaştı. Zichermann, "Öncelikle bu konferansa beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Hepimiz biliyoruz ki çocuklar ekranları çok seviyorlar, uzun süre vakit geçirmeye bayılıyorlar. Araştırmalara bakacak olursak, 5-8 yaş aralığındaki çocuklar gün içerisinde yaklaşık 3 saat boyunca ekranlara bakıyorlar. Bizler biliyoruz ki, ekranın olması gerektiğinden daha fazla kullanılması toplumumuzu negatif etkiliyor. Yine Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre, Amerikalıların yüzde 66'sı çocuklarının gereğinden çok fazla ekran kullandığını söylüyor. Yüzde 60'ı ise çocuklarının ekran bağımlılığının olduğunu düşünüyor. Peki sorun yalnızca çocukların ekran merakı mı? Ebeveynler de zamanlarının çoğunu ekran önlerinde geçiriyor. Ekranlar ile ilgili hep zaman konusundan şikayetçiyiz. Fakat bunu düzenleyebilmek bizlerin elinde" dedi.
"TV ve Dokunmatik Ekranlardan Öğrenme" konusunda bilgiler veren Dr. Burak Açıkel," TRT Çocuk ve organizasyon ekibine nazik davetleri için çok teşekkür ederim. İki gündür burada birbirinden yararlı konuların konuşulduğu bir konferans gerçekleşiyor. 'Çocuklar ekranlardan öğrenebilir mi?' sorusu ile başlamak istiyorum. Kişilere sorduğumuzda genelde cevap bazı şeyler öğrenilebilir şeklinde oluyor. İnsanların çoğu aslında çocukların az çok bir şeyler öğrenebildiğini düşünüyor. Çocuklarla medyanın ve ekranın olmadığı ortak zamanlar yaratmak ve birlikte vakit geçirmek şart. Güvenli sosyal medya kullanımı günümüzde artık çok daha önemli bir durumda. Değişen ekran parlaklıkları, hızlı geçen imgeler hepimizin dikkatini çekiyor. Araştırmalara bakıldığında Amerika'da halen 2 yaş altı çocukların günde ortalama 55 dakika, 2-4 yaş arasındaki çocukların ise ortalama 90 dakika ekranlara maruz kaldıkları sonuçları ortaya çıkıyor.Ekran ve çocuk ilişkisinde, nesne arama, tanıma, dil öğrenimi/gelişimi ve taklit başlıklarında 4 farklı noktayı ele almak gerekiyor. Ebeveynler kendi medya kullanımını düzenlemeli ve ailelerin medya kullanımı konusunda daha bilgili olması gerekiyor" dedi.
Prof. Dr. Metehan Irak ise oyunların şiddet içeriklerini barındırdığına dikkat çekerek, "Araştırmalarımızı oyunlardaki şiddet unsurları ve bu unsurların zihinlerde nasıl izler bıraktığını anlamaya çalışıyoruz. Çevremizde de bildiğimiz gibi ebeveynler, gençler, öğretmenler ve çok sayıda farklı grup insan oyunlar oynuyor. Fakat ben internet ve oyun bağımlılığı üzerinde duracağım. Özellikle çocuklarda oyun oynama sırasında aşırı heyecan duyma durumlarını görebiliyoruz. Oyun sektörü ise büyük bir sektör. Son 20-30 yıl içerisinde inanılmaz büyük yatırımlar yaptı. Beyinlerimizin en verimli olduğu dönemler 13-16 yaş arası. Diğer yandan çocuklarımız özellikle okul dönemlerinde yoğun strese maruz kalabiliyorlar. Bu nedenle çocuklarımızın özellikle bu dönemlerde oyunlara eğiliminde artış olduğunu görüyoruz" şeklinde görüşlerini paylaştı.
Birinci oturumun son konuşmacısı ise Eski Kuram Yeni Medyayla Buluşunca: Çocuk Gelişiminden Alınan Dersler Modern Ebeveynlerin Hizmetinde başlığında görüşler paylaşan Dr. Warren Buckleitner oldu. Buckleitner, "Herkese bir ekrana bakıyor ve o ekranlardan farklı şeyler görüyor. Herkesin teknoloji ve dijitalleşme kavramlarından istediğini alabildiğini söyleyebiliriz. Teknolojinin ileride nereye evrilebileceğini görebiliyor muyuz? Hayatımızın her anında çok daha fazla yanımızda olacak. Çocuklarımız kendi düşünceleriyle etkileşime geçebiliyorlar. Bu yüzden bağımlılık gibi sözcükleri kullanırken daha hassas olmamız gerekiyor. Tam da bu noktada Maria Montessori'nin bir sözünü paylaşmak istiyorum; 'Teknoloji sorunun bir parçası olabilir ancak çözümün de bir parçası olabilir'. Çocukların teknoloji ve dijital yaşamları ile ilgili olarak üç başlıkta bir içerik geliştirdim. Bunlar erişim, denge ve destek. Çoğumuz Youtube ve video oyunlarıyla zaman harcıyoruz. Çocuklarımıza bu başlıklarda yardımcı olmamız gerekiyor. Eski kuramlar ve teoriler zamanında işimize çokça yaradı fakat biz bu değişim sürecini bir maraton olarak kullanabiliriz. Elimizden muazzam bir fırsat var, o yüzden fırsatı kaçırmamalıyız. Çünkü artık patron dijitalleşmenin ta kendisi" dedi.
Birinci oturum ile eşzamanlı şekilde Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu yönetiminde "Sen De 1 Not Bırak" atölye çalışması gerçekleşti. Ayrıca birinci oturumun ardından "Erken Çocukluk Döneminde Teknoloji ve Dijital Medya: Mitler, Kışkırtma ve Tahrikler" başlığında Erikson Enstitüsü Erken Çocukluk Döneminde Teknoloji Merkezi Kurucu Direktörü Dr. Chip Donohue bir konuşma gerçekleştirdi. Donohue, "Benim bizzat ilgilendiğim konu çocuk gelişimi. Çocuklarla birlikte çocuklar için bir şeyleri merak etmemiz gerekiyor. Merak ettiğimiz konular zamanla bizler için daha ufuk açıcı konuları öğrenmemizde yardımcı olabiliyor. Teknoloji ve bilim ile ilgili bir sürü şey söylüyoruz.Açıkçası yaşanan gelişmelere hem şaşırıyoruz hem de bu gelişmelerden korkuyoruz.
Çocuk gelişiminde ebeveynlerin çocuklarına olan ilgi ve yakınlığın büyük önem taşıdığına vurgun yapan Donohue, "Senelerden beri uluslararası alanda birçok rapor yayınlanıyor. Bu raporlar çocuk meselelerinin konuşulmasına ve insanların perspektif kazanmasına katkı sağlıyor. Amerika Kalp Derneği'nin bir raporuna göre ekran kullanımının getirdiği hareketsiz gelecekte kalp rahatsızlığına neden olabileceği yönünde çıkarımlar sunuyordu. Teknoloji beni de heyecanlandırıyor. Fakat tam olarak ne sonuçlar getireceğini kestiremiyoruz, bu yüzden temkinli olmalıyız. Biliyoruz ki, çocuk gelişimi teorisi bizim çocuklarımıza nasıl baktığımızı etkileyen bir şey. Çocuk gelişimi teorisinde içerik, bağlam ve çocuk kavramlarını ele aldığım üç ana başlığım bulunuyor. 'İçerik' başlığında tükettiğimiz teknolojik aletin bizler sunduklarını bilmemiz gerekiyor. 'Bağlam' başlığında 5N1K sorularına cevap verebilmeliyiz. 'Çocuk' başlığında ise onlar için uygun olan mecra ve uygulamaları bilmemiz lazım. Ebeveynler olarak bizlerin medya kullanımı ve hikâye anlatımı konularında da bilgi sahibi olmamız şart. Artık günümüzde çocuklar dijitalin içerisine doğuyorlar. Medya kanalları arka planda sürekli bizimle birlikteler. Televizyonlar sürekli açık, telefonlar her zaman yanımızda. Bizler çocuklarımıza mentörlük yaparak yol gösterici olmalıyız" dedi.
"Ekranlarda İçerik ve Süre Yönetimi" ve "Medya ve Çocuk Mahremiyeti" başlıkları sürecek olan organizasyon çocuk medyası konusu yerli ve yabancı akademisyenlerin ve alanında uzman profesyonellerin katılımları ile devam edecek. Organizasyonun son bölümünde ise Prof. Dr. Ziya Selçuk'un "Teknoloji, Medya ve Çocuk" başlıklı konuşması ve Gazeteci Mesut Yar'ın sunuculuğunda "Salih Memecan ile Türk Animasyonu Üzerine" özel oturumu gerçekleşecek.