Transformers: Kayıp Çağ' ve 6 Yeni Film Vizyonda
Sinemalarda bu hafta 7 yeni film vizyonda.
TRANSFORMERS: KAYIP ÇAĞ
Chicago'nun işgalinin üzerinden 4 yıl geçmiştir. Cade Yeager ( Mark Wahlberg ) kızı Tessa ile ( Nicola Peltz ) birlikte kendi halinde yaşayan bir araba tamircisi ve mucittir. Ancak günün birinde bütün Autobot ve Deceptionları dize getiren bir Optimus Prime'ı yapmayı başardığında, huzurlu hayatları son bulacaktır. Ehren Kruger'ın senaryosunu kaleme aldığı, yönetmenliğini ise bir kez daha Michael Bay'in üstlendiği filmin başrollerinde Mark Wahlberg, Nicola Peltz ve Jack Reynor yer alıyor.
GÖL ZAMANI
930'lu yıllarda Türkiye'de geçen hikayede, tıbbiyeden mezun olan iki yakın arkadaş Ahmet ve Refik'in öyküsüne tanık oluyoruz. Okulları bittikten sonra Anadolu'yu gezmeye karar veren iki arkadaş, Ege'de bir kasabaya gider ve burada eski İttihakçı Haşim Bey'in konağına misafir olur. Haşim Bey'in kızı Elif'le tanışmaları da bu şekilde gerçekleşir. Aynı gece göl kenarında karşılaşan Refik ve Elif birbirlerine aşık olur, ancak geleceğe dair idealleri olan Refik, Elif'i ardında bırakarak Avrupa'ya gider. Aynı zaman diliminde Ahmet de Elif'e aşık olmuştur ve kasabadan ayrılsa da Elif'i bir türlü aklından çıkaramaz. Bu nedenle tayinini isteyerek Elif'in yaşadığı kasabaya taşınır. Elif, Refik'in geri dönmesini; Ahmet ise Elif'in, aşkına karşılık vermesini beklemektedir. Aradan yıllar geçer ve üçü için de hesaplaşma zamanı gelir...
AYNI YILDIZIN ALTINDA
16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılan Hazel'ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, sevgilisinin çok istediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar. Planlarına göre Amsterdam'a gidecek ve Hazel'ın en sevdiği yazar olan Peter Van Houten'i bulmaya çalışacaklardır...
Josh Boone’un yönetmenliğini üstlendiği film, John Green’in romanından Scott Neustadter ve Michael H. Weber tarafından uyarlandı. Filmin başrollerindeyse Shailene Woodley, Ansel Elgort ve Willem Dafoe yer alıyor.
HAYATIMIN EN KÖTÜ GECESİ
Los Angeles'ta yaşayan ve sıradan bir haber spikeri olan Megan, nişanlısının kendisini terk etmesi ve beklediği terfi haberinin gelmemesi sonrasında tam anlamıyla yıkımı uğrar. Arkadaşları kafasını dağıtabilmesi için çılgın bir parti organize ederler ve gece başlar. Yaşadığı olumsuzlukların etkisiyle alkolün dozunu artıran Megan bir noktadan sonra bambaşka birine dönüşür ve mekanın barmeni Gordon'la flört etmeye başlar. Ertesi sabah uyandığında ise Gordon'ın evindedir. Megan yaşadığı bu tek gecelik ilişkinin ardından kendini, telefonu, parası ve kimliği olmadan dağılmış bir halde bulur. İşin daha da trajik bir boyutu vardır: Beklediği terfi gerçekleşecek gibidir ancak hayatındaki en önemli iş görüşmesine yetişebilmek için yalnızca sekiz saati kalmıştır!Filmin yönetmenliğini Steven Brill üstlenirken başrollerini Elizabeth Banks ve James Marsden paylaşıyor.
DERİNDEKİ YARATIK
Deniz biyologu Skylar Shane, Kuzey Sumatra denizi açıklarındaki tarih öncesi hayat formlarına dair yaptığı araştırma yapmaktadır ve kendisine yardımcı olması için bir tekne kaptanı olan Jack Bowman ile anlaşır. Yolculukları sırasında Jack'in denizin ortasındaki balıkçı platformunda bulunan arkadaşlarlarıyla karşılaşırlar. Skylar burada kimsesiz bir çocuk olan Tamal ile tanışır. Tamal bir büyücü olan amcası tarafından balıkçı platformunda hizmetli olarak çalışması için satılmıştır ve Skylar’a kendisini oradan kurtarması için yalvarmaya başlar. Skylar ise kendisine kaybettiği kızını hatırlatan bu çocuğu yanında götürmeye karar verir. Tamal’ı yanlarına aldıktan sonra ise garip olaylar yaşanmaya başlar, aksilikler peşlerini bırakmaz. Kısa bir süre sonra karanlık suların altında onları bekleyen ve gittikçe büyüyen dehşetle yüzleşirler...
PİSLİK
Bipolar ve bağnaz yapılı bir uyuşturucu bağımlısı polis, kendi yoluna dair türlü manipulasyonlarla işlerini elinde tutmaya çalışır. Festival mevsimince promosyonunu güvence altına almaya gayret eder. Esas istediği ve amacı olan şey ise karısı ve kızını yeniden kazanabilmektir.
SEVGİLİNİN ARDINDAN
Londra'da yaşayan Kamboçyalı bir kadın, oğlunun ani ölümüyle yıkılır ve hayattayken tanıyamadığı çocuğunu, kaybettikten sonra tanımaya karar verir. Yıkıma uğrayan aile, bir yandan acılarını aşmaya çalışırken diğer yandan da yakınlarını toparlamanın telaşındadır. Kadın, oğlunu anlamak için çıktığı bu yolculukta bir gün beklenmedik bir misafirle karşılaşır. Oğlunun geçmişte güçlü hisler paylaştığı eski bir arkadaşı ortaya çıkar ve anneye bu yolculuğunda yardımcı olmaya başlar. Kadın oğlunun kendilerinden sakladığı bu gerçekle başlarda yüzleşemese de zamanla ikisi de sevdikleri bir insanı kaybetmiş olmanın ortak noktasında bir araya gelirler ve dillerini bilmeseler de yaslarının üstesinden gelmek için birbirlerine yardım etmeye başlarlar.