Trakya'da kırmızı alarm! Ergene Nehri'ndeki zehirler toprağa ve yer altı sularına karıştı
Uzun zamandır beklenen mevsimsel yağışlar son haftalarda etkisini gösterirken, Trakya'da tedirgin eden bir gelişme yaşandı. Yağış sonrası taşan Ergene Nehri'ndeki zehirlerin, yer altı sularına ve toprağa karıştığı belirtildi.
Türkiye, Kovid-19 salgınıyla mücadele ederken, halk sağlığını tehdit edecek bir gelişme de Ergene Havzası'nda yaşanıyor. Halk sağlığı uzmanları, Trakya'daki etkili yağış sonrası taşan Ergene Nehri'ndeki zehirlerin toprağa ve yer altı sularına saçıldığı uyarısında bulunuyor.
TARIM ARAZİLERİ KİMYASAL ATIKLARLA DOLDU
Ergene Nehri, uzun yıllardır sanayi atıklarının yarattığı tahribat nedeniyle adeta kanalizasyona dönmüş durumda. Dördüncü sınıf çok kirlenmiş su durumuna gelen Ergene'de, bölgedeki aşırı yağış sonrası yaşanan taşkın, havzadaki tarım arazilerinin kimyasal atıklarla dolmasına neden oldu.
ALARM 'KIRMIZI' OLDU
Babaeski, Pehlivanköy, Uzunköprü hattındaki tarım arazileri zehirli Ergene sularının altında kaldı. Devlet Su İşleri, Ergene Nehri'ndeki alarm durumunu 'turuncu'dan 'kırmızı'ya yükseltirken, yaşanan son durum uzmanları endişelendirdi.
"YERALTI SULARININ KİRLENMESİ DE SÖZ KONUSU"
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı eski Başkanı üroloji ve patoloji uzmanı Prof. Dr. Osman İnci, taşkın sonrası toprağa zehir saçıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Taşkın çok ciddi sağlık riskleri içeriyor. Tarımsal alanlar su altında kaldı. Taşkınla gelen kimyasal atıklar ne olacak, bilmiyoruz. Taşkın bölgesindeki tarım arazilerinde ivedilikle toksitise ölçümleri yapılmalı. Yer altı sularının kirlenmesi de söz konusu. Toksik maddelerin taşındığı suyun ne kadarı yer altı sularına karıştı bilinmiyor. Ergene suyunun kapladığı topraklardan çıkacak mahsullerin halk sağlığına zararları araştırılmadan satışa sunulması riskler yaratır"
"YETİŞEN ÜRÜNLERİ ETKİLEYECEK"
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Faruk Yorulmaz da, "Suyun içinde ne varsa toprağa ve tarım arazilerine bulaşmış durumda. Her türlü toksik madde, yetişen ürünleri etkileyecek. Köylüyü mağdur etmeden çözüm bulunmalı" ifadelerini kullandı.
"ÖLÇÜMLER YAPILMALI"
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta ise, "Kirli suyun tarım arazileri üzerinde yaratacağı toksik etkiyi şu an için bilmiyoruz. En vahimi ise göle dönen tarlalardaki kirli suyun bitki köklerine, toprağın derinlerine kadar geçmiş olması. Yeraltı su kaynakları ile tarım arazilerinde toksitise ölçümleri yapılmalı" diye konuştu.
"SİYANÜR DE VAR KADMİYUM DA"
Trakya Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar da Çerkezköy'den Uzunköprü'ye kadar uzanan bölgede 2 bin 100 civarında sanayi tesisi olduğuna dikkat çekti. Kaçar, "Nehirde sürekli tespit edilen diğer ağır metaller; kurşun, krom, demir, çinko, arsenik, sülfat, bakır gibi tehlikeli maddeler. Buğday tarlaları bu zehirli maddelerin yuvası haline gelen Ergene sularıyla kaplanmış durumda" ifadelerini kullandı.