Trabzon1başkan Yardımcısı Arınç'tan 29 Ekim Resepsiyonuna Katılmama Açıklaması:
'temsil Etmesi Mutlak Gerekli Kişi Ben Olsaydım, Koşa Koşa Giderdim'
'TEMSİL ETMESİ MUTLAK GEREKLİ KİŞİ BEN OLSAYDIM, KOŞA KOŞA GİDERDİM'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'li Mustafa Özyürek'in dün mecliste yaptığı konuşmada, 29 Ekim resepsiyonuna katılmadığı için kendisini eleştirmesiyle ilgili olarak, "Temsil etmesi mutlak gerekli kişi ben olsaydım koşa koşa bu davete giderdim. Tartışma konusu bu değil. Tartışma konusu böyle bir gecede sayın Cumhurbaşkanı'nın daveti varken alternatif bir program yapmak doğru mudur yanlış mıdır?" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Trabzon Valisi Recep Kızılcık'ı makamında ziyaret etti. Kızılcık, kendisiyle bir süre görüşen Arınç'a gümüşten yapılmış kahve takımı ve Uzungöl'ün büyük boy bir fotoğrafını armağan etti. Arınç, fotoğrafı görünce, "Kendimiz gidemedik, o bize geldi" dedi. Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nu da makamında ziyaret eden Arınç, daha sonra AK Parti İl Başkanlığı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
29 EKİM RESEPSİYONUNA ASKERLERİN KATILMAMASI
29 Ekim resepsiyonuna askerlerin katılmaması ilgili görüşü sorulan Arınç, "Türkiye'de milli bayramlar kutlamasında bir teamül vardır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı çok önemli bir bayramdır. Cumhuriyetimiz, milletimizin ve devletimizin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı bu bayramın sahibidir. Bütün kutlamalar onun başkanlığında yapılır ve tek resepsiyon olur. Bu kutlamayı sayın Cumhurbaşkanı davet etmek suretiyle yerine getirir. 23 Nisan'ın sahibi TBMM'dir. Çünkü 23 Nisan'da Meclisimiz toplanmıştır. Hükümet oradan çıkmıştır, ordu o Mecliste kurulmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçek ismi Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu'dur. Büyük Atatürk bu ismi ordumuza vermiştir. O bayramın sahibi Meclis Başkanıdır. Tüm kutlamaları o yapar ve o akşam tek resepsiyon TBMM tören salonunda yapılır. Üçüncü önemli bayram 30 Ağustos Zafer bayramıdır. O bayramın sahibi Türk Silahlı Kuvvetleridir. Büyük zafer askerlerimizin, şehitlerimizin, gazilerimizin silahının, imanının gücü ile kazanılmıştır. O gün bütün kutlamaları Silahlı Kuvvetler yapar ve biz hepimiz tebrik etmek için Genelkurmay Başkanlığı'na gideriz. Akşam da orduevinde tek resepsiyon verilir. İkincisini hiç duymadınız, bugüne kadar. 23 Nisan'da Meclis'in dışındaki bir kutlamayı bugüne kadar hiç duymadınız. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanı 29 Ekim bayramının hem sahibi hem kutlayıcısı olarak bir davet vermişse bu davete davetli olanların katılıp katılmaması önemlidir" dedi.
CİDDİYE ALINACAK SİYASETÇİ DEĞİL
CHP'li Mustafa Özyürek'in dünkü Meclis konuşmasında kendisini eleştirmesiyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Arınç şöyle konuştu:
"Çok da ciddiye alınacak bir siyasetçi değil kendisi. Ne diyor, beni kastederek, 'Sayın Bakan da katılmamıştır.' O gece 2 bine yakın davetli var, belki bin 500'e yakın katılım var. Burada kimin katılıp katılmayacağı temsil ettiği kurumlara göre değişir. Meclis Başkanı olsaydım mutlaka katılırdım. Nitekim Sayın Mehmet Ali Şahin katılmıştır. Ben Başbakan olsaydım mutlaka katılırdım, çünkü hükümeti temsil ediyorum. Sayın Başbakan da katılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'nden birisi katılacaksa o da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Partinin genel başkanıdır. Hiç kimse Sayın Özyürek oraya geldi mi, gelmedi mi diye çetele tutmadı, merak da etmedi. Ben de şu anda hükümetin bir üyesiyim. Benim hükümetimi Başbakan ve bakanlar temsil etti. Ama temsil etmesi mutlak gerekli kişi ben olsaydım, koşa koşa bu davete giderdim. Devletin başı beni davet ediyor. Kişiler ve kurumlardan, temsilci noktasından gelmesi gerekenlerin bulunup bulunmaması önem taşır. Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarımızın gelip gelmeyeceğini merak ediyorsanız bunun bir sebebi vardır mutlaka. Sayın Kılıçdaroğlu'nun gelip gelmeyeceğini herkes nöbet tutarak izliyorsa bunun bir sebebi vardır mutlaka. Dolayısıyla ben yıllarca bu resepsiyonlara Meclis Başkanı sıfatımla sürekli katıldım ve benim davetlerime de herkesin gelmesini arzu ettim."
KILIÇDAROĞLU, DAVETLERE GİDERKEN HALKI DİKKATE ALIYOR MU?
Tartışma konusunun bunlar olmadığını da ifade eden Arınç, tartışma konusunun böyle bir gecede sayın Cumhurbaşkanının daveti varken, alternatif bir program yapmanın doğru olup olmadığı olduğunu söyledi. Bu konuda halk, sanatçılar ve siyasetçilerin değerlendirmelerde bulunduğunu ifade eden Arınç, "Sayın Kılıçdaroğlu halkla kutlayacağını söyleyerek bu toplantıya katılmadı. Böyle bir şey mümkündür tabi ama ne yaptığına bakmak lazım. Halkla kutlama derken, her davete her resepsiyona giderken bunu dikkate alıyor mu sayın genel başkan. Mesela Cumhuriyet Gazetesi'nin resepsiyonuna giderken 'orada halk var' diye mi gitti? Bir başka davette böylesine bir öngörüde bulunuyorlar mı? Türk halkının verdiği bir karar var. Bunların dışında bir şey konuşmaya gerek yok. Her şey milletin gözü önünde cereyan ediyor. Biz önümüze bakalım. Türkiye kurumlar ve kuruluşlar kendi görevlerini yaptıkça başarı ve itibar kazanırlar. Hepimizin siyasetçiler olarak itibarımızı, kurumlar olarak saygınlığımızı korumamız lazım. Bu saygınlığa gölge düşürecek davranışlardan kaçınmamız lazım. 'Düne ait ne varsa dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni bir gün. Yeni şeyler söylemek lazım diyor' Mevlana. Bugün yeni bir gün" diye konuştu.
HES DEĞERLENDİRMESİ
Arınç, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yapılması planlanan HES'ler ve Çevre Bakanı'nın HES'lere karşı çıkan bölge insanı için kullandığı 'cinnet geçiriyorlar' sözüyle ilgili değerlendirmesi sorulunca, çevre konusunda hassas olduklarını söyledi. Ancak düşünmesi gereken konunun öncelikle ülkenin enerji ihtiyacının sağlanması olduğunu belirten Arınç, bunu yaparken de doğaya ve insana zaar vermemek gerektiğini söyledi. Arınç, "Çevreci kuruluşların önerilerini büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Ama bazı ideolojik kuruluşlar var ki, sayıları belki azdır, ne yapılıp yapılmadığına bakılmadan bu konuda aktivist eylemlerde bulunuyorlar. Sayın bakanın muhatap aldığı kişiler bunlar olabilir. Yoksa çevreye, doğaya, tabiata zarar verilmesin diye fikrini açıklayan, eylem yapan her kişiye ve kuruluşa inanın büyük saygımız var. Sayın başbakanın çevreye zarar verecek bir işin içinde olmasını, hele hele kendi memleketiyle ilgili böyle bir şeyi görmezden gelmesini kimse bekleyemez" ifadesini kullandı.
NUMAN KURTULMUŞ'UN PARTİSİ
Arınç, Numan Kurtulmuş liderliğinde kurulan yeni partiyle ilgili ise, "Siyaset yapacak herkese siyasi alanın açık olmasını isteriz. Dolayısıyla yeni kurulan partiye de programına da düşüncelerine de saygı duymamız gerekir. Kuranlara ve memlekete hayırlı olsun" dedi.
TAKSİM'DEKİ BOMBALI SALDIRI
Arınç, Taksim saldırısını gerçekleştirenin PKK militanı olduğunun ortaya çıkmasıyla ilgili bir soruya da "Bu tür terörist eylemlerde yapılan açıklamalar, hedef şaşırtma arzuları, bu eylemde kullanılan insanın kimliği, bunların hepsinin adli tahkikat sonucunda tamamen ortaya çıkması mümkündür. Şu andaki açıklamalar hedef şaşırtıcı ve propaganda amaçlı olabilir. Ama eylem terörist bir eylemdir. Masum insanlar hedef alınmıştır. Türk emniyeti ayrıntıları ortaya çıkaracaktır. Saldırıyı lanetliyoruz, yaralı polis arkadaşlarımız ve sivillere Allah'tan şifa diliyoruz" diye yanıt verdi.
Bülent Arınç, toplantının son bölümünde CHP'deki tüzük tartışmalarıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Arınç, "Bu konuya hiç kafa yormuyoruz. Bu bir partinin iç meselesidir. Bugünkü karikatürlere ve haberlere bakılırsa CHP'nin kendi içindeki bu sorunla başının dertte olduğu görülüyor. Özellikle bugün bütün gazetelerdeki karikatürleri takip ettim, sizler de gazetecisiniz, lütfen bunlara bakın. Yani karikatürler CHP'nin iç bunalımını çok güzel çizmiş. Ben bir değerlendirme yapmayacağım. Partinin kendi içinde karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Sanıyorum partinin iç dinamikleriyle bu konuda bir çalışma yapılacaktır" dedi.