Haberler
Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Tartışma yaratan Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Trabzon'da Başkanlık Sistemi Tartışıldı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ortahisar Belediyesi’nin düzenlediği ‘Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa’ konulu gerçekleştirildi.

Ortahisar Belediyesi'nin düzenlediği 'Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa' konulu gerçekleştirildi.

Panele Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti Milletvekili Adayları Süleyman Soylu, Nihat Tosun, Ayşe Sula Köseoğlu, AK Parti İl Başkanı Haydar Revi, Ortahisar İlçe Başkanı Temel Altunbaş ile çok sayıda davetli katıldı. Panele konuşmacı olarak katılan Doç, Dr. Cem Duran Uzun ile siyaset bilimci Dr. Murat Yılmaz başkanlık sisteminin ve yeni anayasanın Türkiye'ye getireceği kazanımlar hakkında bilgiler verildi.

Moderatörlüğünü Star Gazetesi Yazarı Halime Kökçe'nin yaptığı panelde dinleyicilere konuyla ilgili detaylı bilgiler sunuldu. Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç panelde yaptığı konuşmada "Ortahisar Belediyesi olarak uzun zamandan beri Türkiye'nin gündeminde bulunan ve halen daha yönetilmekte olduğumuz 1982 Anayasası değiştirilerek ülkemizin, bütün vatandaşlarımızın hak ettiği, çağın gereklerine uygun yeni bir anayasa arayışı içerisindeyiz. Bir taraftan da ülkemizin gelişmesinde, kalkınmasında ve vatandaşlarımızın refah düzeyinin yükselmesinde hep istikrarın önemini vurguladık. Bu istikrarın var olduğu zamanlarda 1950-1960 döneminde, 1983 ve devamındaki on yıllık dönemde, son olarak da 2013'ten sonraki AK Parti iktidarı döneminde ülkemiz kalkınmada ve gelişmişlikte önemli mesafeler kat etti. Hepimiz bu dönemlerin vatandaşlarımız için daha güzel bir ortam olduğunu, daha yaşanabilir bir ülke konumuna geldiğimizi müşahade ettik. İşte bunun gereği olarak ülkemiz başkanlık sistemini tartışıyor. Bizde böyle bir program yapmayı uygun gördük. Esasında halkımız her şeyin farkında ve bilincindedir. Zaten son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde cumhurbaşkanımızın halkımız tarafından seçilmesi fiili bir durum olarak ülkemizin başkanlık sistemine doğru evrildiğini de gösteriyor. İnşallah önümüzdeki süreçlerde bunun hukuken de gerçekleşmiş olmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu.

DEMOKRATİK YENİ ANAYASA ŞART

Dr. Murat Yılmaz ise 'Yeni Türkiye Buluşmaları'nın bu hafta ikincisini gerçekleştirdiklerini belirterek, Türkiye'yi yeni kılan şeyin herkesin bildiği geçen zaman içinde yaşanan demokratikleşme ve bu demokratikleşme ekseninde Anayasa, mevzuat ve kurumsal yapının yeniden inşa edilmesi olduğunu ifade etti. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü; "Esasında vatandaşların hak ve taleplerinin temel alındığı ve yine vatandaşların vergileri ile oluşan kamu bütçesinin dolayısıyla kamu harcamalarının vatandaşların talep ve arzularına göre şekillendiği ve bunu açık bir rejimde denetlendiği rejim Türkiye 200 yıldır gayret sarf ediyor. Anayasal bir demokrasi ve demokratikleşme için başka ülkelerde de bir gecede, bir defada, bir anayasayı ihlal ederek veya bir karar alarak olmuyor. Kültürel zeminde ilerlemesi siyasi elitlerin bir yandan çatışmayı, tartışmayı diğer yandan uzlaşmayı öğrenebileceği mutabakat çerçevesi inşa etmesiyle ve vatandaşında her şeye rağmen ne olursa olsun ülkedeki tek oyunun demokrasi olduğu konusunda açık net mesajlar vermesiyle tahkim ediliyor. Onun dışındaki bu tahkimi devam eden tartışmalar her demokrasinin içinde var. Dolayısıyla en gelişmiş ülkelerde dahi demokratikleşme konularında bu tip tartışmalar yaşanmakta" dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİNE İHTİYAÇ VAR

AK Parti Trabzon Milletvekili Adayı ve Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ise panelde yaptığı konuşmada Türkiye'nin mühim bir eşiğe doğru gittiğini söyleyerek, Türkiye'nin hedefler koyan, problemlerini çözen, milletin birlik ve beraberliğini yücelten bir ülke olduğunu vurguladı. Soylu,"Biz kendi kurallarımızla yaşamak, kendi yazılı kurallarımızın bulunduğu bir Memleketimiz oluşturmak istiyoruz. Bugün bizim yeni anayasa derdimiz illa bir yenilikten kaynaklanmamaktadır. 1960 darbesi 1961 anayasasını oluşturmuştur, 1980 darbesi ve 1982 anayasası da travmatik ve tepkisel bir anayasadır. Bu anayasalar milletin demokratik haklarını ve milli iradenin tamamen yansımasını engelleyen bir sistemle örtüştürülmüştür. Memleketimizin başkanlık sistemine tam anlamıyla ihtiyacı vardır. Biz bu başkanlık sistemi ile ülkemizi bir araya getirmek istiyoruz. Biz büyük problemlerimizi çözmek, hızlı ilerlemek, 2023, 2053, 2071 yıllarındaki hedeflerimize varmak istiyorsak, parlamenter sistemin yerine yeni bir anayasayla, içerisindeki başkanlık sistemiyle yarınlara kuvvetli bir biçimde adım atabilmeliyiz" diye konuştu.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ FİİLİ OLARAK ZATEN VAR"

1982 Anayasası'nın darbe ürünü bir anayasa olduğunu ve özü itibariyle anti-demokratik olan bu anayasanın 'Yeni Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmediğine vurgu yapan Yazar Halime Kökçe, "Yeni Türkiye'nin seçilmiş bir cumhurbaşkanı var. Ama 'Eski Türkiye'nin darbeci anayasasında cumhur tarafından Türkiye'nin reisi olarak seçilen ilk cumhurbaşkanının yetkilerini belirleyen bir tek madde yok. Anayasanın ilgili hükümleri meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanlarının görev ve yetkilerini belirliyor. Halk doğrudan kendi reisini seçmiş ama o eski Türkiye'nin zaptiyeleri hala verili anayasanın yeni gerçeklikle alakalı olmayan maddeleri üzerinde tepinip duruyorlar. Oradan anlamsız ve gereksiz çıkarımlar yaparak siyaseti bulandırmaya çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceğini açıklaması üzerine muhalefet partileri eski anayasaya sığınmaya başladılar. Eski anayasanın "gerekli gördüğü takdirde" diye başlayan açık hükümlerini görmezlikten gelerek 'olağanüstü hal' vb. ifadeler üzerinden seçilmiş cumhurbaşkanının şahsında millet iradesini geçersiz kılacak girişimlerde bulundular. Öncelikle ve önemlilikle şunun görülmesi gerekiyor: Mevcut anayasa seçilmiş cumhurbaşkanının yetkilerini tarif etmiyor. O yüzden seçilmiş cumhurbaşkanının yetkilerinin 'doğrudan seçim'le gelen devlet başkanlarının yetkilerine denk bir biçimde yazılması gerekiyor. Hiç kimse oraya buraya çekmesin. Şu an içinde yaşadığımız sistemin adı, "Başkanlık Sistemi"dir. Halkın kendi (ülkesinin) reisini doğrudan seçtiği sistemin adı budur. Ama anayasamız bu fiili gerçekliğin dışında. Fiili gerçekliğimiz ile anayasamız ters düşüyorsa ne yapmalıyız? Anayasamızı halkımızın istediği ve içinde yaşamak istediği sistemle uyumlu hale getirmeliyiz. Bunun başka bir yolu yok. Cumhur onca kumpasa rağmen sandıkta kendi tercihini ortaya koydu" ifadelerini kullandı. - TRABZON

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title