Torunları, Milli Mücadele Kahramanı Mareşal Fevzi Çakmak'ı Anlattı (2)
Ömrünün yarısından fazlasını savaş meydanlarında geçiren ve 10 Nisan 1950'de vefat eden Türkiye'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı durması başta olmak üzere, verdiği kararlarla Milli Mücadele'nin önemli bir isimi olarak tarihe geçti.
YASEMİN KALYONCUOĞLU - Ömrünün yarısından fazlasını savaş meydanlarında geçiren ve 10 Nisan 1950'de vefat eden Türkiye'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı durması başta olmak üzere, verdiği kararlarla Milli Mücadele'nin önemli bir isimi olarak tarihe geçti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı cephelerinde tümen, kolordu ve orduları komuta ederek büyük zaferlere imza attı.
12 Ocak 1876'da doğan ve 10 Nisan 1950'de hayata veda eden Mareşal Çakmak'ın torunları gibi sevdiği kardeşinin torunu, adaşı Fevzi Çakmak ve kuzeninin torunu Doç. Dr. Fatma Nur Çakmak, halen hatırasını yaşattıkları Milli Mücadele kahramanı Fevzi Çakmak Paşa'yı AA muhabirine anlattı.
Torunlarından Fevzi Çakmak, ecdatlarının hep asker olduğunu, kendisinin ve üç kardeşinin ise başka mesleklere yöneldiklerini söyledi.
Ailesinin kendisine Mareşal Çakmak'ın onayını alarak, doğduğunda "Fevzi" ismini verdiğini belirten Çakmak, "Paşa baba, bir oğlumuz oldu. İzin verirsen senin adını vermek istiyorum.' diye sormuş babam. Paşa da 'Tabii oğlum memnun olurum.' demiş. Böylece ismim Fevzi olmuş." diye konuştu.
Mareşal Çakmak'ın üç erkek ve bir kız kardeşi olduğunu anlatan torun Çakmak, üç erkek kardeşten birisinin lisede sağlık nedeniyle vefat ettiğini, diğer kardeşin Balkan Harbi'nde, dedesi Nazif Bey'in ise Çanakkale Harbi'nde Conkbayırı'nda Mustafa Kemal'in emrinde çalışan asker iken şehit düştüklerini belirtti. Fevzi Çakmak, şunları kaydetti:
"Babam, Fevzi Çakmak'ın hep yanında olmuş. Orduda da hep yan yana çalışmışlar. Mareşal'ın erkek evladı olmadığı için yeğenini evlat gibi benimsemiş, bizi torunları gibi sevmiş. Her türlü askerlik ve dini bilgilerini yeğenlerine vermiş. Bizler de aynı şekilde yetiştik. Bize intikal eden çok anı var. Ama kendisini göremedim maalesef, ben iki yaşındayken hayata veda etti. Ama bana anlatılanlar ve okuduklarımla kendisini çok iyi tanıdım."
4 binin üzerinde kitap okumuş
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği, saydığı ve güvendiği bir komutan olan Fevzi Çakmak ile Balkanlar'da, Kosova'da başlayan dostluğunun karşılıklı sevgi, saygı ve bağlılıkla sürdüğünü belirten Çakmak, iki deha ve büyük askerin ilişkisinin çok özel olduğunu söyledi. Çakmak, iki büyük dehanın ilişkisini şöyle anlattı:
"Her ikisi de büyük askeri deha idi. Bunlar okumalarım ve değerlendirmelerim ile... Kurtuluş Savaşı'nın bütün savaş planlarını Fevzi Çakmak hazırlamıştır. Atatürk bunu konuşmalarında daha sonra beyan etmiştir. Afyon'un güneyindeki orduyu Atatürk, kuzeyindeki orduyu ise Mareşal yönetmiştir. Atatürk bu planı komutanlara açıkladığında, zamanın bütün komutanları bu planın çılgınca ve uygulanmaz olduğunu söylemişlerdir. Atatürk sonunda plana göre savaşı başlatmıştır. Atatürk ve Fevzi Çakmak Paşa'nın kişisel farkılıkları vardı. Hayat tarzları, düşünce şekilleri farklı ama birbirlerine karşı büyük saygıları var. Mareşal Paşa, ülkenin kurtarılarak, düzlüğe çıkarılacağına yürekten inanmış bir insan. Atatürk'te aynı şekilde Fevzi Paşa'ya saygı duymuş."
İki kızı olan Fevzi Çakmak Paşa'nın ömrünün cephede, savaşlarda geçtiğini ve çok çalıştığını söyleyen Çakmak, "Asker olan babam, Mareşal'ın çok çalıştığını hep söylerdi. Ömrü okuyarak geçti. Çok okurdu. 4 bin kitaplık kütüphanesi vardı. Her alandan kitaplar okurmuş. Bende birçok kitabı var. Kitaplara notlar alarak, önemli gördüğü yerleri çizermiş. Böyle dehalar okuyarak büyüyor." şeklinde konuştu.
1980 darbesiyle Çakmak Paşa'yı anma törenleri durduruldu
Çakmak, dedesinin vefatının seneidevriyesinde Eyüp Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen askeri törenlere katıldıklarını ancak 1980 askeri darbesinden sonra Mareşal Çakmak için gerçekleştirilen anma törenlerinin durdurulduğunu dile getirdi.
Kenan Evren'in, Fevzi Çakmak Paşa'nın mezarını Ankara'daki Devlet Mezarlığı'na taşıma isteğinin ailesi tarafından kabul görmediğini bildiren Çakmak, "Çünkü vasiyeti üzerine Eyüp'e defnedilmişti. Ordu, 'Mareşal'dan intikam alır gibi' taşınmasına izin verilmediği için askeri törenleri vefat yıl dönümünde yapmadı." dedi.
Torun Fevzi Çakmak, 1996'da Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya bu durumu iki kez bildirdiğini ve kendisinden hassasiyet gösterilmesini iki kez rica ettiğini ve o dönemden sonra yeniden Çakmak Paşa'nın, kabri başında askeri törenle anıldığını kaydetti.
"Biz baba diyemeden büyüdük"
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fatma Nur Çakmak ise kendisinin ve annesinin Çakmak Paşa'yı göremediklerini söyledi.
Fatma Nur Çakmak, Mareşal Çakmak'ın büyük kızı Nigar Çakmak ile beraber çokça zaman geçirme fırsatı bulduklarını ve anılarını dinlediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Nigar halam bir olay anlatmıştı ve beni çok yaralamıştı. 'Biz baba diyemeden büyüdük. Çünkü babanız kim ve nerede diyecekler diye.' demişti. İstanbul'un işgal altında olmadan önceki dönemde kızları ve eşi vapurun geliş saatine göre Paşa babalarını camda beklerlermiş. Bir akşam babaları gelmemiş. Aynı akşam eve İngiliz askerleri gelmiş ve evdeki her şeyi yatak, yorganlar süngülerle delerek ev didik didik aranmış. Babanız nerede ve kim sorusu sorulmasın diye çocukları baba dememeye başlamış. Öğreniliyor ki Fevzi Paşa Anadolu'ya Kurtuluş Hareketi'ni başlatmak üzere gönderilmiş, görevlendirilmiş. Diğer bir anı da birgün vapurda giderken Fevzi Paşa'nın katledildiği haberini gazeteden okuyunca bayılıyor. Babalarından zaten haber yok. Bunun çocuklarında çok iz bıraktığını büyük halamız anlatmıştı."
Mareşal Fevzi Çakmak'ın "babanız kim diyecekler" diye korkan tüm Türk çocuklarının babası olduğunu ifade eden Nur Çakmak, "Mareşal Fevzi Çakmak kim? Bütün bunları göğüsleyecek kadar yürekli, koskoca bir ailenin reisi olarak, orduya katılma cesaretini gösterecek kadar vatanına aşık bir Türk askeri. Fevzi Çakmak, o günleri göğüslediği için bugün halen Türk atası olarak yaşatılıyor. Fevzi Çakmak köyleri, okulları, sokakları var. Bu bizim için çok büyük onur." değerlendirmesinde bulundu.