TOKAT BÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK İLE TUNÇ ÇAĞI'NDAN ENDÜSTRİYEL KILIÇ, AVUKATIN KOLEKSİYONUNDA
TOKAT BÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK İLE TUNÇ ÇAĞI'NDAN ENDÜSTRİYEL KILIÇ, AVUKATIN KOLEKSİYONUNDABÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK İLE TUNÇ ÇAĞI'NDAN ENDÜSTRİYEL KILIÇ, AVUKATIN KOLEKSİYONUNDATOKAT'ın Erbaa ilçesinde, 27 yıldır tarihi eser toplayan avukat Necdet Dilek'in (59) koleksiyonundaki zümrüt...
TOKAT BÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK İLE TUNÇ ÇAĞI'NDAN ENDÜSTRİYEL KILIÇ, AVUKATIN KOLEKSİYONUNDA
BÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK İLE TUNÇ ÇAĞI'NDAN ENDÜSTRİYEL KILIÇ, AVUKATIN KOLEKSİYONUNDA
TOKAT'ın Erbaa ilçesinde, 27 yıldır tarihi eser toplayan avukat Necdet Dilek'in (59) koleksiyonundaki zümrüt taşa negatif işlenmiş, Büyük İskender motifli altın yüzük ile Tunç Çağı'ndan kaldığı öne sürülen bakırdan kılıç dikkat çekiyor. Erbaa'da 30 yıldır avukatlık yapan 2 çocuk babası Necdet Dilek, tarihi eserlere olan merakını koleksiyonculuğa dönüştürdü. 1994 yılından bugüne Tokat Müzesi'ne bağlı olarak koleksiyonculuk yapan Dilek'in koleksiyonunda toplam 302 eser bulunuyor. Koleksiyonun en nadide eserlerinden Büyük İskender'in zümrüt taşa negatif işlendiği altın yüzük ile dünyanın en eski kılıçlarından biri olan Arslantepe tipi bakır kılıç ise dikkat çekiyor. Özel kutularda banka kasasında muhafaza edilen eserlerden Büyük İskender'in sadece ışık altında görülebilen portresinin işlendiği altın yüzüğün Helenistik döneme ait olduğu tahmin ediliyor. İlk Tunç çağına ait 44,2 santimetre uzunluğundaki bakır kılıcın ise Malatya Müzesi'nde 9, Venedik'te 1 olmak üzere 10 benzeri daha bulunuyor. Birçok eseri, mini müzeye dönüştürdüğü avukatlık bürosunda sergileyen Dilek, artık sadece nadide parçaları koleksiyonuna katmayı düşünüyor.'YÜZÜĞÜN BAŞKA ÖRNEĞİ VAR MI BİLEMİYORUZ'Zümrüt taşa negatif işlenmiş Büyük İskender motifli altın yüzük ve Arslantepe tipi bakır Kılıç'ın koleksiyonunun önemli eserlerinden olduğunu ifade eden Necdet Dilek "Eserlerin tanımında, bilgisini edinmede zorluklar yaşamaktayız. Arsenli Arslantepe tipi, bakır kılıç, Tomas Zimmerman tarafından 2011 yılında dünyanın endüstriyel anlamdaki en eski kılıçlarından biri olarak yayınlanmıştı. ve yine yayın aşamasına bulunduğumuz Büyük İskender'in portresinin zümrüt taşa negatif işlendiği Helenistik dönem altın yüzüğün teknik itibariyle, taşının özelliği itibariyle, dönemi itibariyle, şu ana kadar bir örneğini göremiyoruz. Buna rağmen de ben hocalarımızdan, yetkililerden, özel müzeler ve Müzeler Genel Müdürlüğümüzden yayını ve sergisi konusunda istediğim, beklediğim ilgiyi ve desteği henüz bulamadım. O makaleyle biraz daha rahat konuşabiliyorum. Kalkolitik dönem olması, yani ilk Tunç çağı olması, arsenli bakır olması, çünkü kendisi atom enerjisi kurumundan yetkililer yine Ankara Müzesi'nden yetkililerle birlikte gelip araştırmasını yaptılar. ve kendisi makaleyi bilimsel bir zeminde yazdı, hazırladı ancak yüzük hakkında konuşamıyoruz. Yani portre İskender olmayabilir mi? negatif işleme ilk örnek, tek örnek, başka örneği var mıdır onları bilemiyoruz. Bu hususta kapsamlı, ciddi bir yayına ihtiyacımız var. Son dönemde negatif işleme yapan bazı ustalarımız çıkıp güzel eserler üretseler de 2000 yıldan daha önceki dönemde üretilmiş bir eseri halen yapmak mümkün değil. Yani o albeni, o estetik maalesef henüz gerçekleşemedi. Yüzük hakkındaki tek bilgi ilçemiz Erbaa'nın eski ismiyle İskili yeni ismiyle Demirtaş köyünde bulunmuş olması. Oraya ne şekilde geldiğini tabii bilemiyoruz" dedi.'YASAL SORUNLAR KAYIT DIŞILIĞI ARTTIYOR'Zorluklar sebebiyle artık yorulduğunu bu nedenle bundan sonra çok özel parça olmadığı sürece koleksiyonuna yeni eser eklemeyeceğini ifade eden Dilek "Öncelikli olan koleksiyonu, tarihi, tarihi eseri sevmek, sahip çıkmaya çalışmak. Zorluk çok çünkü. Eseri öğrenmek, tanımak anlamında bilgi kaynağı adeta yok. Kendimizi kendimiz geliştirmek, kendi kendimize öğrenmek gibi bir handikapla karşı karşıyayız. Gelinen nokta da zorluklar itibariyle ben yoruldum. Bundan sonra çok özel, çok nadir, farklı bir eser olmadıktan sonra almak, koleksiyona dahil etmek, doğrusu düşünmüyorum. Mevcut elimdekilerin yayınını ve sergilenmesini amaçlıyorum. Bu anlamda birkaç hocamızla görüşmelerim var. Ancak ülkemizde maalesef yeterli değil. Burada da yasada yapılması gereken değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Bu hakikat maalesef sıkıntılar getiriyor. Çünkü tescil için müzeye gittiğimizde bir koleksiyoner olarak müzenin öncelikli olarak kendi adına alma, şufa hakkı var. Yine koleksiyoner ancak koleksiyonere devredebiliyorken bu devirde yine Kültür Bakanlığımızın şufa hakkı var. Bu durumda benim gördüğüm kadarıyla kayıt dışılığı gündeme getiriyor. Yoksa zümrüt taşa Büyük İskender'in portresinin negatif işlendiği Helenistik dönem altın yüzük ve yine 5-6 bin yıllık, dünyanın en eski endüstriyel anlamdaki kılıçlarından birisinin koleksiyonumda olması bu benim kendi özverim, kendi mücadelem. Fakat öyle ünik dediğimiz, lokomotif parça dediğimiz eserleri genelde koleksiyonlarda göremiyoruz. ve maalesef acıdır ki birçok koleksiyon bakır haçlarla, ok uçlarıyla doldurulup sayısal bir çoğunluk görünmekte. Ama özel, nadir, ünik dediğimiz eserler müzelerimizde, koleksiyonerlerimizde maalesef az bulunmakta" ifadelerini kullandı.