TMV'nin "Türk Kültürü ve Medeniyeti Öğretim Programı" istişare toplantısı
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) koordinasyonunda Türk Kültürü ve Medeniyeti Öğretim Programı'na ilişkin hazırlanan müfredatla ilgili istişare toplantısı gerçekleştirildi.
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) koordinasyonunda Türk Kültürü ve Medeniyeti Öğretim Programı'na ilişkin hazırlanan müfredatla ilgili istişare toplantısı gerçekleştirildi.
Üsküdar'daki Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi'nde yapılan toplantıya, Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş başta olmak üzere akademisyen, yazar ve edebiyatçılar katıldı.
TMV Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, vakfın kuruluşu ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Uluslararası Maarif Programı'nın bir parçası olan Türk Kültürü ve Medeniyeti Öğretimi Programı'na neden ihtiyaç duyduklarını anlatan Akgün, şöyle konuştu:
"Türkiye'de 250 bin civarında kayıtlı yabancı veya misafir, üniversitelerimizde eğitim gören öğrenci arkadaşımız var. Bizim okullarımızda okuyan 50 bin civarında öğrencimiz var. Bunlara dilin ötesinde, dili aşan şekilde ama dille bağlantılı olarak kendi kültür dünyamızın nasıl anlatılması lazım? Bu konuda kaygı duyuyoruz. Kendimizi ifade etme bakımından bir arayış içerisindeyiz. Bu aslında Türkiye'nin kendi içinde geçtiğimiz süreçte Türkiye kimdir, neyi temsil ediyor, Türk kültürünün oluşumuna ilişkin bileşenler nelerdir ve biz kendimizi dünyaya nasıl anlatmalıyız arayışının bir parçasıdır."
Türkiye'nin küresel sistemin bir parçası olduğunu vurgulayan Akgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu kapsamında birçok liderle görüştüğünü hatırlattı.
Akgün, Türkiye'nin dünyaya açılan filmleri, müzikleri ve ders metaryalleri olduğunu, bunun doğru bir şekilde oluşturulması, anlatılması, formüle edilmesi, yayınlara dönüştürülmesi, dijital ortama aktarılması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Büyüyen Türkiye'nin hikayesini biz Anadolu insanı olarak kendimiz anlatalım. Bugün de bu programı oluştururken bizim gibi yurt dışına yönelik eğitim yapan ülkelerin okul kitaplarını inceledik. İngiltere, Amerika, Çin, Meksika, İspanya, Almanya, Rusya... İncelenen kitapların konu bazlı bir tasnifini yaptık. En sıklıkla kullanılan temalar neler ve bizim için önemli olan bunların dışındaki temalar neler, bu alandaki birikimi aslında kullanmış olduk ve biz kendi akademisyenlerimizle çalıştaylar yaparak bugün 14 temadan kitapçığı hazırladık. Bu müfredatta pedagoji anlayışıyla profesyonel bir şekilde 'Türk kültürü ve medeniyeti' dersinin 14 haftalık ders içeriği kazanımları ve alt temaları var."
Bundan sonraki aşamanın "Türk kültürü ve medeniyeti" dersinin içeriğini doldurmak olduğuna işaret eden Akgün, ders materyallerin hazırlanmasının ve bu materyallerde nasıl bir söylem, içerik kullanılması konusunun konuşulması gerektiğini kaydetti.
Akgün, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Türkiye Maarif Vakfı olarak kendi okullarımız için ders içeriğini hazırladık ama esasen YÖK bünyesinde ve üniversitelerimizde de bu konu mutlaka misafir öğrencilerimize kendi insanımızın diliyle yöntemiyle anlatılması lazım. Bunun da bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz ve ben farklı ortamlarda paylaşmaya da çalışıyorum. Aynı şekilde yurt dışında Türkiye'yle ilgili pek çok araştırma birimleri, bölümler var. Buralara yönelik de ders kitabı mahiyetinde mutlaka çalışma yapmamız lazım."
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Şaban Çobanoğlu da dil öğretimindeki dinleme, anlama, yazma ve konuşma gibi dört beceriye ilaveten kültürel farkındalığın beşinci boyut olarak önemli olduğunu söyledi.
Kültür dersinin tarih, edebiyat, coğrafya gibi hocanın anlatıp öğrencinin dinleyeceği geleneksel yöntem yerine öğrenciye ortamı yaşatacak tedbirler alınarak, videoları çekilerek, yaz okulları ve yerinde tarih projesi gibi projeler ile anlatılması önerilerini dile getiren Çobanoğlu, programın hayırlı olmasını diledi.
TMV Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Ayşen Gürcan ise seçmeli olacak dersin sonucunun sınava dayanmayacağını, etkinliklerin esas alınacağını söyledi.
Teorik ve soyut dersin tam aksine iki ülkenin kültürünü birbirine yaklaştıracağını ifade eden Gürcan, vakfın müfredatında insan, gelişim ve yerel kültürel odaklı olmasını esas kabul ettiklerini belirtti.
Program, ders müfredatıyla ilgili katılımcıların önerilerinin alınmasının ardından sona erdi.