Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Muhaliflerin ikinci büyük kenti ele geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Tkb Kayseri Şube Başkanı Uzunlu: "Ayıptan Çıkıp Gerçekleri Konuşmalıyız"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türk Kadınlar Birliği (TKB) Kayseri Şubesi tarafından, son zamanlarda sayısı artan çocuk istismarları ve tacizlerle ilgili basın açıklaması yapıldı.

Türk Kadınlar Birliği (TKB) Kayseri Şubesi tarafından, son zamanlarda sayısı artan çocuk istismarları ve tacizlerle ilgili basın açıklaması yapıldı. Konuyla ilgili koruyucu ve önleyici çalışmaların artırılması gerektiğini Başkan Ayşe Uzunlu, "Ayıptan çıkıp gerçekleri görmeli, gerçekleri konuşmalıyız" dedi.

Çocuklara yönelik cinsel istismar, çocuk yaşta evlilik ve mülteci çocukların istismarının sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Uzunlu, bu durumun yalnızca psikolojik bir 'pedofili' hastalığı olarak değerlendirilmesinin, toplumsal gerçeğin görmezden gelinmesine neden olacağını belirtti. Uzunlu, "Çok fazla sorunla karşı karşıya kalan bireylerin psikolojilerinin bozulduğunu söylemek mümkündür. Cinsel suçlardaki artış tabi ki insan ruhundaki patolojik bir durumdur. Ama durumu sadece insan psikolojisine bağlayıp ruhsal bir rahatsızlık olarak kabul etmemiz de mümkün değildir. Burada güçlü-güçsüz ilişkisi vardır; erkek ya da büyüklere karşı kadın ve çocuklar vardır. Toplumumuzda erkekler güç ve iktidarı temsil etmekte, kadınlar bilerek ve isteyerek; güçsüz, korunmaya muhtaç şeklinde tanımlanmaktadırlar" diye konuştu.

"Saldırılar erkeklerin doğal içgüdülerine bağlanmaya çalışılıyor"

Ayrıca konunun, erkeğin içgüdülerine bağlanmasının da tamamen yanlış olduğunu vurgulayan Uzunlu, "Dini referans aldığını söyleyen sözde bazı din adamlarının erkek egemen yaklaşımları, erkeğin tahrik olmasının doğal, kadının rızasına bakmaksızın eyleme geçmesini de meşrü sayması, kılık-kıyafet ve yaşam tarzı üzerinden kadınlara ve kızlara yapılan sataşmalar erkeği egemen ve güçlü göstermekte; adeta saldırıları doğal içgüdülere bağlamaya çalışmaktadır" dedi.

Ataerkil yapının sürdürülmesi çözüm değil

Toplumun aile ve cinselliğe dair tabulaşmış bir takım düşüncelerinin, istismara, tacize ya da tecavüze uğrayan çocukların, başlarına geleni anlatamamasının en önemli nedeni olduğuna dikkat çeken Uzunlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplumun ataerkil yapısının sürdürülmeye çalışılmasının, cinsiyet eşitsizliğinden rahatsızlık duyulmamasının, çocuk yaşta evliliklerin yadırganmamasının sonuçlarını görmekteyiz. Eğitimden adalete her alanda toplumun sosyolojisini değiştirmeye çalışan açıklamalara ve kadın düşmanlığına göz yumulmasının, toplumumuzda bu tür vakaların artık göstermesine sebep olduğunu düşünmekteyiz."

Koruyucu ve önleyici tedbirler daha kalıcı

Uzunlu, toplumsal infiale neden olan bu tür durumlarda idam, hadım, kısas gibi uygulamaların çokça dillendirildiğini, ancak koruyucu ve önleyici çalışmalar olmaksızın, bu tür cezai yöntemlerin kesin çözüm olmayacağını ifade etti. "Ceza Kanunundaki konuyla ilgili cezaların caydırıcılığı artırılmalıdır. İyi hal ve ceza indirimleri uygulanmamalıdır. Ancak, çocuğun sırlarının paylaşmasının sağlanması, söyleyecekleri karşısında kendisine kızılmayacağı ve utandırılmayacağını bilmesi daha da önemlidir" diyen Uzunlu, "Türkiye olarak, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi Sözleşmesinin ilk imzacısı olduğumuz için övünmemize son verip bu sözleşme kuralları gereği önce kadınlara ve çocuklara şiddet ve en acısı taciz ve tecavüzleri önleme işlemi için halkın sesi olan sivil toplum kuruluşlarının feryadı duyulmalıdır. Ayıptan çıkıp gerçekleri görmeli, gerçekleri konuşmalıyız" diyerek sözlerini tamamladı.

Çocuk istismarı nedir?

Cinsel istismar, çocukların bir yetişkin tarafından cinsel uyarı ve tatmin amacıyla kullanılmasıdır. İstismar aile içinde gerçekleştiğinde ensest veya aile içi cinsel istismar olarak adlandırılır. İstismar biçimleri şunlardır:

Fiziksel istismar: Çocukların bileklerini incitmek, fiziksel şiddet uygulamak, belirli zalandırma tipleri.

Duygusal ve psikolojik istismar: Sevgi ve ilgi göstermemek.

İhmal: Yiyecek, barınma, sağlı bakım gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmaması, terk edilmeleri.

Şiddete tanık olma: Aile içindeki diğer şiddet türlerini izlemiş olmaları.

Türkiye Psikiyatri Derneğinin 2017 araştırması sonuçlarına göre, Türkiye çocuk istismarı konusunda dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. - KAYSERİ

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title