Haberler

Tisk 26. Genel Kurul Toplantısı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Bir milli iradenin ve duruşun karşısında bugün yaşadığımız küresel ve kendimizden kaynaklanan nedenlerle motivasyonumuzu bozmak veya karamsar cümleler kurmak, bu millete inanmamak, bu millete güvenmemektir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Bir milli iradenin ve duruşun karşısında bugün yaşadığımız küresel ve kendimizden kaynaklanan nedenlerle motivasyonumuzu bozmak veya karamsar cümleler kurmak, bu millete inanmamak, bu millete güvenmemektir." dedi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 26. Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Müezzinoğlu, gerek bölgedeki sorunlar gerekse küresel değişimlerin, ülkenin ekonomisinde bazı sıkıntıların yaşamasına neden olduğunu belirtti.

Bu milletin zorlukları aşarak, bugünlere geldiğini ifade eden Müezzinoğlu, sorunların aşılmasında samimi bir hükümet ve siyasi iradenin bulunduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisine yönelik yapılan eleştirilerin, AK Parti iktidarına ve Kanun Hükmünde Kararname'lere (KHK) bağlanmasını doğru bulmadığını belirten Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Daha çok hukuka ve demokrasiye ihtiyacımız var. Ama bugün, burada 'yalnız OHAL nedeniyle hukuka ve demokrasiye ihtiyacımız var' diyen arkadaşlarımız, 27 Nisan bildirisinde neye ihtiyacımız olduğunu, o gün 'noktasına, virgülüne aynen katılıyorum' derken ne demek istiyorlardı? 411 milletvekilin bu ülkede başörtüsü zorunluluğunun kaldırılmasıyla ilgili el kaldırdığında, bunu CHP'nin, Anayasa Mahkemesine götürürken, hangi milli iradenin temsilini yapıyordu? Yüzde 47 oy alan bir siyasi partiye kapatılma davası açılırken, bu ülkeden demokrasiden, hukuk devletinden bahsetmesi gereken tablo ve siyasi iradenin duruşu neredeydi? Verilecek çok cevaplar var ama yüreğimiz acıyor."

Müezzinoğlu, gündelik krizlerden veya sorunlardan fırsatçılık yapıldığına işaret ederek, buna karşılık samimiyetle durulan noktaların yeniden değerlendirilmesinin önemini vurguladı.

AK Parti'nin en büyük özelliğinin gelen eleştirileri samimiyetle değerlendirmek olduğuna dikkati çeken Müezzinoğlu, "Ama eleştiri yapan arkadaşlarımız, keşke kendilerine yapılan eleştirileri de samimiyetle yapabilseler ve oradan ders çıkarabilseler, o zaman kazanacak olan demokrasidir, milli iradededir, hukuk devletidir, siyasi saygınlıktır ve siyasetin geleceğe olan umudu ve güvenidir." diye konuştu.

Bakan Müezzinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Külhanbeyi" diye eleştirildiğini belirterek, "Bu ülkenin en büyük külhanbeylisi, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Dünyaya en büyük külhanbeyliğini o yapmıştır, gerektiğinde de bu millet adına bu milletin liderleri yapmak zorundadır." dedi.

"Kendinize olan inancınız ve güveniniz asla sarsılmasın"

Ülkede döviz piyasasında yaşanılanlara da değinen Müezzinoğlu, eleştiri yapılırken ifade edilen rakamların son 2-3 aylık şeklinde verilmesinin yanlış olduğunu kaydetti.

Bakan Müezzinoğlu, Tükiye'nin 20 Temmuz 2015'ten bu yana terörle mücadele, sokağa çıkma yasakları, Rusya krizini aşma, 15 Temmuz darbe girişimi gibi sorunlarla karşılaştığını belirterek, "Bütün bunları aşabilen bir ülkenin, bir milli iradenin ve duruşun karşısında bugün yaşadığımız küresel ve kendimizden kaynaklanan nedenlerle motivasyonumuzu bozmak veya karamsar cümleler kurmak, bu millete inanmamak, bu millete güvenmemektir." değerlendirmesinde bulundu.

Asgari ücret konusuna da değinen Müezzinoğlu, asgari ücretin istihdam üzerindeki önemli bir hesaplama parametresi olduğunu vurguladı.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın asgari ücrete ilişkin "bin 600 lira olsun" önerisine işaret eden Müezzinoğlu, Atalay'ın mütevazi bir rakamı dile getirdiğini, hiç kimsenin masanın karşı tarafında olmadığını, herkesin aynı masanın ayaklarını oluşturduğunu belirtti.

Müezzinoğlu, "Kendinize olan inancınız ve güveniniz asla sarsılmasın. Bu anlamda hiç tereddütünüz olmasın ki 2017, 2016'dan daha iyi olacaktır. Bunu beraber başaracağız. Biz, sizlerin bu anlamda patronu, bakanı değiliz. Sizin yarınlarınızın daha iyi olması için hizmetkarınız, bu anlamda her zaman kapımız da gönlümüz de sizlere açıktır." dedi.

Diğer konuşmacılar

Genel Kurul'da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke ise Türkiye ekonomisinin olağanüstü bir dönemden geçtiğini belirterek, döviz kuru piyasasında yaşananlara değindi.

Yılbaşından bu yana Türk Lirası'nın yüzde 20'nin üzerinde değer kaybettiğini anlatan Böke, şunları söyledi:

"Kritik nokta şu, Türk Lirası'nın değer kaybının hızlandığı tarih, 3 Ekim tarihi. 3 Ekim'e kadar Türk lirası 10 ayda 6 kuruş değer kaybetmişti. Bu 6 kuruş değer kaybı hafife alınır bir değer kaybı değil. Ama korkarım ki 3 Ekim'den sonra yaşadığımız ışığında bu 6 kuruş, hafif gözükmeye başladı. 3 Ekim'den bugüne Türk lirası 55 kuruş değer kaybetti. 3 Ekim tarihine özellikle vurgu yaptım çünkü belli ki 3 Ekim'de bir şey oldu. 3 Ekim, Bakanlar Kurulu'nun verdiği bir kararı kamuoyuyla paylaştığı bir tarih, OHAL'in Türkiye'de uzatılacağının bizlere haber verildiği tarihti."

Bugün, Türkiye ekonomisinin hızla krize sürüklendiğini savunan Böke, "En temel borcumuz, ülkenin krize girmesini engel olmak olduğunu ifade etme yükümlülüğümüzdür." dedi. Böke, Türkiye'nin ekonomi politikalarının değişmesi gerektiğini ve bunun için de öncelikle OHAL'in kalkması gerektiği eleştirisinde bulundu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu da konuşmasında, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ekonominin sanayileşmeden uzak yaşadığını söyleyen Tanrıkulu, Türkiye'nin kasım ayı itibarıyla dünyada en fazla parası değer kaybeden bir ülke konumuna geldiğini öne sürdü.

Tanrıkulu, "Ülkede siyasi huzurun olması gerekiyor. Bunun için de uzlaşma kültürünün geliştirilmesi gerekiyor. Uzlaşma kültürünün en önemli ayağını oluşturan Ekonomik ve Sosyal Konsey kuruldu ve ne oldu? 2009'dan bu yana maalesef bu konsey yeterince çalışmıyor. Sosyal, ekonomik grupların en önemli temsilcisi olan bu konseyin bir an önce daha işlevsel hale getirilmesini ve daha fonksiyonel olarak görevini yapmasını bekliyoruz." diye konuştu.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyon olarak TİSK'i ve misyonunu çok önemsediklerini bildirdi.

TİSK'in kapasitesini daha da artırmasını destekleyen bir noktada bulunduklarını belirten Arslan, birlikte çalıştıkları işçi-işveren ilişkilerinin daha da geliştirilmesi gerektiğini, bunun için birlikte çalışmaya da hazır olduklarını vurguladı.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TİSK'e yaptığı çalışmalar için teşekkürlerini iletti.

İşçilerin kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden ve asgari ücret konusuna değinen Atalay, asgari ücretin 2017'de bin 600 lira olması gerektiğini söylediğini anımsattı. Atalay, kendisinin bu konuda eleştirildiğini dile getirerek, asıl eleştiriyi yapanların bu salonda olması gerektiğini kaydetti.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken ise TİSK'in ülkede çok önemli bir sermaye birikiminin olduğunu söyledi. Ülkede önemli gelişmeler yaşandığını vurgulayan Palandöken, bütün sektörlerde özellikle de çalışma hayatında birlik ve beraberlik olunması çağrısında bulundu.

Konuşmalar sonrasında TİSK Onursal Başkanı Refik Baydur için hazırlanan kısa film izlenime sunuldu.

Kaynak: AA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title