Ticari faaliyetleri yeniden başlayan Ürdün ile Suriye arasındaki ilişkilerin akıbeti merak konusu

Ticari faaliyetleri yeniden başlayan Ürdün ile Suriye arasındaki ilişkilerin akıbeti merak konusu
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Baas rejiminin 61 yılın ardından çöktüğü Suriye ile Ürdün arasında yeniden ticarete başlanması Şam ile Amman ilişkilerinin geleceğine dair soruları da gündeme getirdi.

Baas rejiminin 61 yılın ardından çöktüğü Suriye ile Ürdün arasında yeniden ticarete başlanması Şam ile Amman ilişkilerinin geleceğine dair soruları da gündeme getirdi.

Amman, Suriye krizinin siyasi, güvenlik ve ekonomik açıdan yansımalarından büyük zarar gördü. Barışçıl siyasi çözüme desteğini vurgulamasına ve devrilen rejimin silahlı grupları desteklediği yönündeki suçlamalarını reddetmesine rağmen Şam ile Amman arasında gerginlikler yaşandı.

Bu durum iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engellemedi ama Esed rejiminin kontrol edememesi nedeniyle sızma ve kaçakçılıkla mücadelede Ürdün'ün yaşadığı sıkıntıları da değiştirmedi.

Ürdün, Suriyeli mültecileri en çok kabul eden ülkeler arasında yer aldı; kuzeyde 375 kilometrelik sınırı olan komşusu Suriye'den gelen yarısı mülteci statüsündeki 1,3 milyon kişiyi kabul etti.

Ürdün'ün Akabe kentinde, 14 Aralık'ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın da katıldığı, Suriye'deki gelişmeleri görüşmek üzere uluslararası Suriye Toplantısı gerçekleştirildi.

Esed'in devrilmesinden on gün sonra Ürdün ile Suriye arasında ticari nakliye yeniden başladı. Ayrıca Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi 23 Aralık'ta Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed Şara'yla bir araya geldi.

Safedi, Şara ile bir araya gelen ilk Arap yetkili oldu.

Tüm bu yaşananlar Ürdün'ün yeni bir Suriye'ye açılma konusundaki istekliliğini gösterirken, Safedi Şara ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada "Suriye'nin yeniden inşasının Ürdün ve tüm bölge için önemli olduğunu" vurguladı.

Ürdünlü uzmanlar, ülkenin Suriye ile ilişkilerinin geleceği, yeni yönetimin Amman'ı endişelendiren güvenlik ve ekonomiyle ilgili faktörleri ortadan kaldırma becerisine bağlı olduğunu ifade ediyor.

Yeni dönem

Hüseyin bin Talal Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Profesörü Hasan ed-Dace AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ürdün-Suriye ilişkileri, işbirlikleri ve gerilimler gibi birçok aşamaya sahne oldu ve iki ülke arasında ticaret her zaman ilişkilerin niteliğinin önemli bir göstergesi oldu." dedi.

Dace, "İkili ticaretin yeniden başlamasıyla ilişkiler, ortak çıkarların yönlendirdiği yeni bir işbirliği aşamasına doğru gidiyor gibi görünüyor. Ancak bu aşama siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili zorluklarla dolu." ifadesini kullandı.

Ticaretin yeniden başlamasının her iki ülke için de ekonomilerini güçlendirme fırsatı olduğuna işaret eden Dace, "Ürdün, Suriye'nin Körfez ülkelerine yaptığı ihracat için stratejik bir çıkış noktası iken, Suriye Ürdün için Avrupa ve Türkiye'ye giden önemli bir ticaret koridorudur." değerlendirmesinde bulundu.

Ürdünlü akademisyen, "bu ortak çıkarların iki tarafı bazı siyasi anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve ulaştırma, tarım ve enerji alanlarında işbirliğini yoğunlaştırmaya itebileceğini" savundu.

Siyasi düzeyde, yeni Suriye yönetiminin bölgesel açılımı artırmayı amaçladığını söyleyen Dace, şöyle devam etti:

"Ancak yönetim karmaşık iç ve uluslararası zorluklarla karşı karşıya ve göreceli tarafsızlık politikasını benimseyen Ürdün, Suriye ile uluslararası toplum arasında arabulucu rolünü oynayabilir. Ürdün böylece bölgesel rolünü güçlendirip, sınırlarının istikrarını sağlayabilir.

İki ülke, terörle mücadele ve sınırların kontrolünün yanı sıra, zorlu bir konu olan uyuşturucu kaçakçılığıyla da mücadele etmek için birlikte çalışmalıdır ve güvenlik işbirliği, iki taraf arasında güven inşa etmenin köşe taşı olacaktır."

"Suriye'deki yeni gerçekliğe uyum sağlamak gerekiyor"

Ürdünlü siyasi analist ve strateji uzmanı Amir Sebayile de "İki ülke arasındaki ilişkinin geleceğini kimse öngöremez çünkü bu, tarafların tercihlerine ve Suriye sahasında yaşanabilecek değişkenlere bağlıdır." dedi.

Sebayile, Suriye'deki mevcut yönetimin gönderdiği mesajların olumlu olduğunu ancak bunları hayata geçirme kapasitesinin net olmadığını savundu.

Ürdünlü uzman ayrıca, Suriye'deki yeni gerçekliğe uyum sağlamak ve onunla başa çıkmak gerektiğini kaydetti.

"Ürdün, Suriye'deki yeni durum karşısında güvenlik, siyasi ve ekonomik çıkarlarını garanti altına alacak bir yol bulmak zorunda." diyen Sebayile, Ürdün'ün bu yönetime yakın olmasının, onu etkileyebilmesinin ve gelecekteki çözüm formüllerine katkıda bulunmasının önemli olduğunu vurguladı.

"Esed'in ardından Ürdün-Suriye ilişkileri doğal seyrine dönmeye başladı"

Yazar ve siyasi analist Abdulhakim el-Karale ise "Ürdün-Suriye ilişkilerinin, Esed rejiminin düşmesinin ardından tüm düzeylerde doğal seyrine dönmeye başladığı açık." değerlendirmesinde bulundu.

Karale, "pozitif göstergeler" olarak nitelediği hususlara dikkati çekerek, Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi'nin Şam ziyareti ve Şara ile görüşmesini oldukça önemli ve yerinde bir gelişme olarak yorumladı.

Bu gelişmenin, "Ürdün'ün, herhangi bir tarafın dışlanmadığı ve Suriye'nin güvenliğini, istikrarını ve birliğini garanti eden kapsamlı bir Suriye ulusal diyaloğu yoluyla siyasi geçiş sürecini destekleyen pozitif bir etkileşim çerçevesinde dostane ilişkileri geliştirme" amacı taşıdığını belirtti.

Amman ve Şam arasında karşılıklı iletilen mesajların, iki ülkenin çıkarlarını yücelten güçlü ilişkiler vadettiğini ifade eden Karale, "İki ülke arasındaki mesajlar pozitif, net ve güven inşa etmeye yönelikti. Bu güvenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını ise gelecekteki olaylar ve gelişmeler belirleyecek." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA / Laith Al - Güncel
title