Tgs Ankara Şubesi: "İstediğiniz Tek Sesli Basını Yaratamayacaksınız, Bizi Bu Ablukalarla Propaganda Yapmaya Zorlayamayacaksınız"
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi, son dönemde aldığı ceza kararlarıyla tartışma yaratan RTÜK’ü protesto etti. TGS Ankara Şube Bakanı Esra Koçak, “İstediğiniz tek sesli basını yaratamayacaksınız. Bugüne kadar kimsenin propagandasını yapmadık, sadece gazetecilik yaptık. Bizi bu ablukalarla propaganda yapmaya zorlayamayacaksınız. Biz gazeteciyiz, işimizi yapacağız. Bundan da bir adım geri gitmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki gazetecilik suç değildir” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi, son dönemde aldığı ceza kararlarıyla tartışma yaratan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nu (RTÜK) protesto etti. TGS Ankara Şube Bakanı Esra Koçak, "İstediğiniz tek sesli basını yaratamayacaksınız. Bugüne kadar kimsenin propagandasını yapmadık, sadece gazetecilik yaptık. Bizi bu ablukalarla propaganda yapmaya zorlayamayacaksınız. Biz gazeteciyiz, işimizi yapacağız. Bundan da bir adım geri gitmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki gazetecilik suç değildir" dedi.
TGS Ankara Şubesi, RTÜK önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, RTÜK üyeleri İlhan Taşçı ve Okan Konuralp, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Haber-Sen, Basın-İş ve Gazeteciler Cemiyeti temsilcileri de katıldı. "Sansüre hayır, RTÜK cezalara son ver" pankartı açan gazeteciler, "Gazetecilik suç değildir", "Özgür basın susturulamaz" sloganları atıldı. TGS adına açıklama yapan Ankara Şube Başkanı Esra Koçak, şunları söyledi:
"RTÜK BASIN TARİHİNE GEÇECEK BİR SANSÜRE İMZA ATTI"
"Bundan sadece bir ay önce ana muhalefet lideri kamuoyuyla bazı belgeleri paylaştı. Herkesi çok yakından ilgilendiriyordu bu belgeler, zira o belgeler bu ülkeyi yönetenlerin para transferleriyle başka bir ülkede kurdukları vakfa para aktarıldığını gösteriyordu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun sunduğu o belgeler dünyanın her yerinde haberdi, haberciler de görevlerini yerine getirdi ve bu haberi halkla paylaştı. Peki bunun karşılığı ne oldu? Cezalandırılmak oldu. Evet, RTÜK, Ana Muhalefet Partisi liderinin söylediklerini haberleştiren Tele1, KRT, Flash TV ve Halk Tv'ye para cezası kesti. Basın tarihine geçecek bir sansüre imza attı.
Peki bu cezaları, neye dayanarak verdi RTÜK? Anayasa'ya baktık: Böyle bir ceza mekanizması yok. Yasalara baktık, yok. Uluslararası sözleşmelere baktık, yok. RTÜK'ün iç mevzuatına baktık, yok. RTÜK Başkanı 6112 Sayılı Yasa'dan bahsediyor. Ne diyor 6112: 'Haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz.' Kılıçdaroğlu'nun tüm konuşması belgelerle geçiyor. O belgeler, o konuşma olmadan önce sosyal medyada dolaşıyor ne ABD'den ne hükümetten bir yalanlama gelmiyor. Daha da ilginci Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı belgeleri ertesi gün muhatapları kabul ediyor. Yani birileri aklımızla alay ediyor. Bu iş, yasaları kendinize göre yorumlayıp, kendinize göre ceza uydurmakla olmaz. O nedenle buradan uyarıyoruz, verdiğiniz kararlar yasalara aykırıdır. Bu cezalar ya geri alınacak ya da geri alınacak. Almazsanız kanuna aykırı hareket etmenin bedelini hukuk ve tarih önünde ödeyeceksiniz.
"ERDOĞAN'IN NEFRET SÖYLEMİ RTÜK TARAFINDAN SÜMEN ALTI EDİLDİ"
Aynı yasa 6112 aynı madde 8. Madde ne diyor? B fıkrası: 'Yayınlar toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.', Ç fıkrası: 'Yayınlar, insan onuruna saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları küçük düşürücü, aşağılayıcı ifadeleri içeremez.', E fıkrası: 'Yayınlar siyasi ve felsefi düşünce nedenleriyle ayrımcılık yapamaz, bireyleri aşağılayan yayınları içeremez.', F fıkrası: 'Genel ahlaka aykırı olamaz.' Yasa bu kadar açık olmasına rağmen, AKP Genel Başkanı'nın geçen hafta Meclis kürsüsünden ettiği nefret söylemi, RTÜK tarafından sümen altı edildi. Nefret söylemi, bir grubun düşüncelerinden ve inançlarından dolayı hakarete uğraması, aşağılanması, hedef haline getirilmesidir ve çok tehlikelidir. Onlar, 'Biz millet ağzıyla konuştuk' diyebilir, millet söyleyebilir, ama devletin başı bunu söylerse, bu nefret söylemi, hedef göstermeye girer, saldırılara neden olur. İşte bu yüzden tehlikelidir. İşte bu yüzden de medya bunun aracısı olamaz, olmamalıdır.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, bu sözler söylenir söylenmez Ankara Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunarak RTÜK'ün de bu sözleri incelemesini istedi. RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, bu konuyu Kurul gündemine getirdi. Gözlerini kulaklarını kapadılar, yasalarını uygulamadılar. Ana muhalefet partisi konuştu diye olmayan yaptırımları uygulayanlar, iktidar partisi konuştu diye var olan yasayı uygulamadılar. Bunun bir nedeni var. Bu tarafgirliğin, bu cezalandırma sisteminin, bu yasa tanımaz, hukuk tanımaz uygulamaların bir nedeni var. Bugüne kadar muhalif televizyonlara 71 ceza kesilmiş, iktidarı destekleyenlere bir ceza bile yok. Cezalarla da sınırlı değil yaşananlar. Dün bir adım daha ileri gittiler. Tele1'e daha kesinleşmemiş cezaları da dahil ederek, alacaklarını vergi dairesine aktardılar. Eğer Tele1, 1 milyon 800 bin TL'lik borcunu ödeyemezse lisansı iptal edilecek. Peki ne dedi Tele1? 'Biz bu ablukayı hep birlikte kıracağız.' Evet bu bir ablukadır ve biz buna boyun eğmeyeceğiz, cezalarınıza da kapatma tehditlerinize de boyun eğmeyeceğiz, hukuka aykırı tüm tutum ve hakaretlerinize sessiz kalmayacağız. İstediğiniz tek sesli basını yaratamayacaksınız, bugüne kadar kimsenin propagandasını yapmadık, sadece gazetecilik yaptık, bizi bu ablukalarla propaganda yapmaya zorlayamayacaksınız, biz gazeteciyiz, işimizi yapacağız. Bundan da bir adım geri gitmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki gazetecilik suç değildir."
"RTÜK ANAYASAYI İHLAL EDİYOR"
RTÜK üyesi İlhan Taşcı da verilen cezalarla ilgili şunları söyledi:
"Buradaki meslek örgütlerinin tepkisi bireysel veya kendi tüzel kişilikleriyle ilgili değil, 84 milyon yurttaşın haber alma hakkıyla ilgili bir mücadeledir. Radyo Televizyon Üst Kurulu bugünkü yapısı ve anlayışıyla iktidar partisinden sonra en çok oyu almış olan ana muhalefet partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları canlı yayınlandığı esnada ceza vererek aslında artık canlı yayınlarında cezalandırılacağını ilk kez ortaya koymuştur.
Bu cezalandırma ve bakış açısı RTÜK'ün kendi yasası olan 6112 sayılı yasaya göre suçtur. Özel yasası RTÜK'e yayın aşamasında, yayına hazırlık aşamasında hiçbir yetki tanımamıştır. Canlı yayın sırasındaki bir yayına yaptırım kararı almak doğrudan doğruya ana muhalefeti susturmak, basını sansürlemek demektir. RTÜK ve başkanlığını yürüten Ebubekir Şahin ne kendi yasasını ne Anayasa'yı tanıyor. Hem RTÜK'ün özel yasasını ayaklar altına alıyor çünkü bu bir suçtur. RTÜK asla ve asla yasaya göre yayın aşamasında hiçbir şekilde denetim yapamaz. Ancak yayın bittikten sonra denetim söz konusu olabilir. RTÜK anayasayı ihlal ediyor. Anayasaya göre, 'basın hürdür sansür edilemez.' Eğer RTÜK canlı yayınlarla ilgili cezalandırma kararları almaya başlıyorsa ki başlamış, artık yeni bir eşik daha aşılmış demektir. Bunun adı 'RTÜK Anayasa'yı ihlal ediyor, Anayasa'yı tanımıyor' demektir. Bu bakımdan RTÜK'ün bu anlayışıyla hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir."
"BASININ SUSTURULDUĞU, SUSTURULMANIN BAŞARILDIĞI BİR TARİHSEL DÖNEM YAŞANMAMIŞTIR"
RTÜK üyesi Okan Konuralp de şunları söyledi:
"RTÜK'teki temel mesele bazı kanallara ceza verip diğerlerine verilmemesi meselesini çoktan aşmıştır. Buradaki temel mesele basın ve ifade özgürlüğünün, fikir özgürlüğünün, sanatsal özgürlüğün, akademik özgürlüğün evrenselleşmiş içtihatlara uygun davranılmama halidir. Evrenselleşmiş bu içtihatlara uygun olarak karar verilmesi ve alınması gerekirken bu meselenin aksı kaymış durumdadır. Başta gazeteci arkadaşlarımız olmak üzere kimse umutsuzluğu kapılmasın. Bu günler geçecektir. Evrensel içtihatlar çerçevesinde gazeteciliğin yapıldığı, gerekli televizyonculuk ve radyoculuk faaliyetlerinin bir iklime en kısa sürede ulaşmış olacağız. Basının susturulduğu, susturulmanın başarıldığı bir tarihsel dönem yaşanmamıştır. Basın susmaz, sizde susmayacaksınız hep beraber bu vadiden çıkmış olacağız."
"RTÜK, 'RECEP TAYYİP ÜST KURULU' OLARAK GÖREV GÖRMEKTEDİR"
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ise şu açıklamayı yaptı:
"RTÜK, 'Recep Tayyip Üst Kurulu' olarak görev görmektedir. Ebubekir Şahin, 8 daire başkanı, 48 daire başkan yardımcısı, 800'e yakın personel, Türkiye'de sadece gerçekleri dile getiren, halkın izlediği ve beğendiği televizyonları cezalandırmaktadır. Bunların içinde Halk Tv, Tele 1, Krt, Fox Tv, Tv 5 ve en son Flash Haber'de dahil olmuştur. RTÜK elemanları sadece 6-7 kanalı izleyip bu kanallara ceza yağdırmaktadırlar. Son bir yıl içinde bu cezaları katlayarak artırdılar. Halkın yaptığı müracaatları, RTÜK üyeleri İlhan ve Okan beyin yaptığı başvuruları ve ihlalleri görmezden gelmişler, yandaş televizyonları korumuşlardır. Halkın ahlakına uygun olmayan sözcükleri yayınlayan kanalları korumuşlardır. Ana muhalefet partisinin genel başkanının konuşmasını yayınladığı için cezalandırılan kanallar, grup başkanvekilimiz Özgür Özel'in konuşmasını yayınladığı için cezalandırılan kanallar. Muhalefetin sesini bastırmak, halkı korkutmak, basını yıldırmak için var gücüyle uğraşıyorlar. Bir yandan 'Recep Tayyip Üst Kurulu', bir yandan Türkiye Radyo Televizyonu olması gereken TRT, 'Tayyip Radyo Televizyonu' haline gelmiştir. Gerçekleri izlemek isteyenler, gerçeklerin kanallarını izlemektedirler. Verilen ağır para cezalarıyla kapatmak istemektedirler. Seçime giderken internet medyasıyla ilgili yasa çıkartarak halkın üzerine hem korku salmak hem de sansür uygulamasını Türkiye'nin gündemine taşıyarak, Türkiye çok büyük kötülük etmektedirler. Ne yaparlarsa yapsınlar sonuç alamayacaklar. Halk ilk seçimde kazanacaktır. Geçmiş dönemde de bunları yapanlar tarihin çöp tenekesindedir. Hangi baskıcı lider varsa dünyanın çöp tenekesindedir."