Tgc ? Kas 75. Yerel Gazetecilik Semineri Çanakkale?de Tamamlandı
Tgc Başkanı Turgay Olcayto: Gazetecilik siyaset için kullanılmamalı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin KAS ile ortaklaşa düzenlediği 75. Yerel Gazetecilik Semineri'nin kapanış değerlendirmesini yapan TGC Başkanı Olcayto,?Özellikle Anadolu'dan pek çok gazeteci siyasete soyunuyor.
Tgc Başkanı Turgay Olcayto : Gazetecilik siyaset için kullanılmamalı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin KAS ile ortaklaşa düzenlediği 75. Yerel Gazetecilik Semineri'nin kapanış değerlendirmesini yapan TGC Başkanı Olcayto,?Özellikle Anadolu'dan pek çok gazeteci siyasete soyunuyor. Ancak siyasete aday olan gazetecilerin sıklıkla kazansalar da kazanamasalar da mesleğe yüz çevirdiklerini görüyoruz. Bu da gazeteciliğin siyaset için kullanılması anlamına geliyor? dedi.
ÇANAKKALE- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği 75. Yerel Gazetecilik Semineri Çanakkale'de tamamlandı.
Parion Hotel'de düzenlenen seminere; Tekirdağ, Balıkesir, Edirne, Çanakkale ve ilçelerinden çok sayıda gazeteci katıldı. Seminer; akademisyenleri, usta gazetecileri, yerelde çalışan meslektaşlarıyla buluşturarak, mesleki bilgilerin paylaşılabileceği platformun oluşmasını sağladı. 2 gün süren seminerde; haber yazım tekniklerinden gazetecilikte etik ilkelere kadar birbirinden önemli konular düzenlenen 4 oturumda ele alındı.
Seminer, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto'nun kapanış değerlendirmesi ve sertifika töreniyle sona erdi. Başkan Olcayto, seminere gelen konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Toplantıda çok önemli mesleki konuların ele alındığını dile getiren Başkan Olcayto, gazeteciler arasındaki dayanışmanın, örgütlenmenin önemine vurgu yaptı.
Başkan Olcayto, şunları söyledi:
'Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 3760 üyesi olan bağımsız, bağlantısız gazetecilik yapmaya çalışan bir meslek örgütüdür. Bugün Türkiye'de hemen her ilde 3-4 gazetecilik meslek kuruluşu var. Çanakkale'de 12 günlük gazete olmasına rağmen burada bile 3 tane dernek var. Yine bu duruma katlanabilir ama yaptıkları icraatlara baktığınızda sürekli siyasetle ilgili olduğunu görüyorsunuz. Pek çok gazeteci özellikle Anadolu'dan siyasete soyunuyor, partilerden aday adayı oluyorlar. Elbette siyasete soyunmak bir hak, kınanacak bir tarafı yok. Ancak siyasete aday olan gazetecilerin sıklıkla kazansalar da kazanamasalar da mesleğe yüz çevirdiklerini görüyoruz. Bu da gazeteciliğin siyaset için kullanılması anlamına geliyor. İngiltere'de siyasete soyunan gazeteci, bir daha gazeteciliğe dönemez. Biz de öyle değil. Mesleğimizdeki bölünmüşlüğü nasıl ortadan kaldırabileceğimizi düşünmeliyiz. Bölünmek yerine mesleğimiz için birleşmeliyiz.'
YERELDEN BAŞLAYARAK BİRLEŞMELİYİZ
Yurt dışında sendikaların ne kadar önemli ve itibarlı olduğuna dikkat çeken Başkan Olcayto, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Dünyanın pek çok ülkesinde basın kartlarını sendikalar veriyor. Sendikanın verdiği basın kartı çok önemlidir. Bizim de bu duruma gelebilmemizin çıkar yolu yerel basındır. Yerelde olsun yaygın basında olsun gazetecilere büyük görev düşüyor. Yerelin kendi içinde birliğini sağlamamız gerekiyor. Kurulan derneklerin tüzüklerini inceleyin. Gerçekten basınla ilgili kişileri mi alıyorlar' Gazetecilikten başka iş yapıyorlar mı? Onları kontrol edin. Mümkün olduğunda birleşin.?
Seminerin 4. oturumun moderatörlüğünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir üstlendi. Oturumda, Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar, 'Ekonomi Haberciliğinde Değişen Dinamikler'; Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Gencel Bek, 'Eleştirel Medya Okuryazarlığı' TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, 'Haber ve Hukuk?, konuları hakkında sunum yaptı.
EKONOMİ GAZETECİLİĞİNİN ÖNÜNDEKİ BÜYÜK ENGEL
Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar, 'Ekonomi Haberciliğinde Değişen Dinamikler' başlıklı konuşmasında; 28 Mayıs 2014'te yürürlüğe giren Tüketici Yasası'nın 61. Maddesi'nin 4. Fıkrasındaki şu ifadeleri paylaştı:
'Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam kabul edilir. Her türlü iletişim aracında esli, yazılı ve görsel olarak örtülü yapılması yasaktır.'
Maddenin RTÜK Yasası'ndan aynen alınıp Tüketici Kanunu'na eklendiğini belirten Munyar, bu madde gazetelerin ekonomi sayfalarında, ekonomi gazetelerinde, dergilerde yayın organlarında şirket ve marka adları almasının yol açtığı sorunlara dikkat çekti. Hükümetin 2023 için 2 trilyon dolarlık mili gelir, 500 milyar dolarlık ihracat hedefi belirlediğini bunların yanında Türkiye'den 10 dünya markası çıkarma hedefi de koyduğunu hatırlatan Munyar, bu maddenin hükümetin dünya markası hedefine ters düştüğüne de vurgu yaptı.
Munyar, konuşmasında ayrıca muhabirlere şu tavsiyelerde bulundu:
'Kentinizde, bölgenizde faaliyet gösteren şirketlere, mümkün olduğunca yayın organlarınızda yer verin, destekleyin. Yaptığınız haberlerle kentin ekonomisine katkınız olabilir. Bölgenizdeki şirketlerin başarısını alkışlamaktan çekinmeyin. Sadece makro haberleri koymayın. Çünkü ulusal basın makro haberlere zaten çok yer veriyor.'
BEK: ÇEVREMİZDE OLUP BİTENLERİ MERAK EDİYORUZ
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Gencel Bek, 'Eleştirel Medya Okuryazarlığı' konusu hakkında katılımcılara bilgi verdi. Bek,
'İnsanlar en çok çevrelerinde olup bitenleri merak eder. O yüzden önce çevremizde olup bitenleri haberleştirmeliyiz. Haberle ilgili görüşlere eşit yer vermeliyiz. Sözlü tarih çok önemli. Hiçbir yerde kayda düşmemiş kişilerin hikayelerini okuyucularınızla paylaşabilirsiniz. Bölgenizi ilgilendiren haberlerle ilgili bölge halkının ne düşündüğünü sorabilirsiniz. Onlarla yuvarlak masa toplantıları yapabilirsiniz. Çevresel haberlerle ulusal gündemi belirleyebilirsiniz. Bu noktada yerel medyanın çok önemli bir rolü olduğunu unutmamak gerekiyor.'
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ANAYASAL GÜVENCE ALTINDADIR
TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük 'Haber ve Hukuk' konuları hakkında sunum yaptı:
'İfade özgürlüğü, demokratik toplumun esaslı temellerinden birini oluşturur. Sadece lehte olduğu kabul edilen, zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceleri için değil ama ayrıca devlet ya da nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan çarpıcı gelen/şok eden ya da rahatsız eden haber ve düşünceler içinde uygulanır. Basın söz konusu olduğunda bu ilkeler özel bir önem kazanır. Bu tür haber ve düşünceleri vermek basın yayın kuruluşları için sadece bir görev değildir. Halkın bu haber ve düşünceleri edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü, anayasal güvence altına alınmıştır. Peki gazeteci haberlerini yaparken nelere dikkat etmeli' Haberin gerçeğe uygun olması, güncel olması, haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel (objektif ) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden, özle biçim arasında ölçülülük bulunması gerekir. Bu temel ilkelerden herhangi birine ters düşüyorsa, hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Bir gazeteci haberini verirken; bir kimseyi katillikle, hırsızlıkla, zimmetine para geçirmekle, rüşvet almakla rüşvet vermekle, bir şirketin ticari işlerinde kirli paralar kullanmakla itham ederse bu hukuksal onur ve saygınlığa saldırı olarak değerlendirilebilir.?
(Tür: Yurt)