Haberler
Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

TGC-KAS 65.Yerel Gazetecilik Semineri Kocaeli'nde

TGC-KAS 65.Yerel Gazetecilik Semineri Kocaeli'nde
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Toplumun haber alma hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını istediğine vurgu yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, halkın artık haber alma hakkını kısıtlayan yayın organlarına tepki göstermeye başladığına dikkat çekti

KOCAELİ- TGC-KAS 65.Yerel Gazetecilik Semineri'nin ikinci oturumunda gündem gazetecilik, basın özgürlüğü etik, hukuk ve yeni medya oldu. Oturumda TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, "Günümüz Medyasında Etik Sorunlar"; Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölüm Başkanı İsmail Hakkı Polat, "Yeni Medya"; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük, "Gazetecilik ve Basın Özgürlüğü" başlıklarında katılımcılarla bilgilerini paylaştı. Oturumu TGC Ankara Temsilcisi Taylan Erten yönetti. Erten, mesleğin utanç verici bir dönemden geçtiğini söyledi. Etik sorunların bütün sorunların bel kemiğini oluştuğunu dile getiren Erten, oturum hakkında bilgi vererek oturumu başlattı.

TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, "Günümüz Medyasında Etik Sorunlar" başlıklı bir konuşma yaptı. Devletin gazetecileri memur gibi görmeye çalıştığını söyleyen Genel Sekreter Güneş, 2005 yılından beri iktidarın medya ve sivil toplum örgütlerine karşı bir bakış bozulması olduğunu belirtti. Güneş, şunları söyledi:

"Medya üzerindeki baskı, 2005 yılından beri ağırlıklı olarak kendini hissettirdi. Türk Ceza Kanunu'ndaki değişiklikler de bu döneme denk geliyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, hazırladığı raporla TCK'daki sorunlu maddelerde değişiklikler istedi. Bu değişiklikler yapılmaz ise gazetecilerin rahatlıkla tutuklanabileceğini hatta dışarıda gazeteci kalmayacağını vurguladı. Basın ve ifade özgürlüğünü biz cemiyet olarak ne zaman gündeme getirsek; siyasetçiler, halkın böyle bir talebinin olmadığını söylüyorlardı. Ancak son dönemde yaşananlar özellikle Gezi Parkı olayı; halkın da basın ve ifade özgürlüğü konusunda talebi olduğu bir kez daha gösterdi."

Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında yaşanan olayların basın ve ifade özgürlüğünün parasal bir karşılığı olduğunu da gösterdiğini aktaran Genel Sekreter Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halkın haber alma hakkının önlenmesinin ilk kez parasal bir maliyeti oldu. Örneğin son olaylarda bankaların sahibi olduğu televizyon kanallarının yaşananları görmezden gelmesi bu kurumların marka değerlerini zarara uğrattı. Vatandaş haber alma özgürlüğünün kısıtlanmasını, bankalardaki hesaplarını kapatarak ödetme yoluna gitti. Basın ve ifade özgürlüğünün parasal bir karşılığının olduğunu gören bazı medya yöneticileri, daha sonra özür dilemek zorunda kaldı."

Basın emekçilerin yerelde ve yaygın medyada işlerini düzgün yapmaya çalıştığını dile getiren Genel Sekreter Güneş, "Meslektaşlarımız bir yandan kendi yayın kuruluşlarının politikası nedeniyle polis şiddeti ile uğraşırken bir yandan da göstericilerin tepkileriyle karşılaştılar. Bir çok meslektaşımız yaralandı, göz altına alındı, canlı yayın araçları devrildi. Medya kuruluşları artık gazetecilerin güvenliğini sağlamayı çok daha fazla önemsemek zorunda" dedi.

Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat, konuşmasına "Bir dakika içinde internette neler oluyor?" sorusuna yanıt vererek başladı:

"Wikipedia'ya 6 yeni makale ekleniyor, 20 yeni kişinin kimliği ele geçiriliyor, 204 milyon e-mail gönderiliyor. 1300 yeni mobil kullanıcısı geliyor. 47 bin uygulama apple'dan indiriliyor. 83 bin dolarlık satış yapılıyor. 100 yeni hesap Linked'e ekleniyor. 20 milyon fotoğraf ve 3000 yeni fotoğraf yükleniyor. 320 hesap twitterden açılıyor. 100 bin yeni tweet atılıyor. 277 bin kişi facebookta giriş yapıyor. 2 milyon arama yapılıyor. 30 saatlik video ekleniyor youtube'ye" Eskiden okur, düşüncelerini mektupla çok seyrek iletebilirken şimdi sosyal medya araçlarıyla anında iletebildiğine dikkat çeken Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni medya, yeni kavramları da beraberinde getirdi. Yurttaş gazeteciliği, veri gazeteciliği gibi. Haber olgusundan içerik olgusuna geçildi. İçerik de eskisi gibi sadece gazete çalışanları tarafından değil, yeni medya üzerindeki tüm bireyler tarafından üretilebiliyor. Gazeteciliğin geleceği biraz da bunların doğru işlenmesine, doğru okunmasına bağlıdır. Gazeteciler temel özelliklerini koruyarak bu yeni alanları da mevcut donanımları üzerine koyarak aslında burada çok etkin olabilir. Referans noktası olunabilir. Yeni Medya ve teknoloji araçlarından yararlanarak bilgilerin anlamlı hale getirebilmesi ve anlaşılır biçimde kamuoyuna sunulması oldukça önemlidir" dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük, İsmail Hakkı Polat'ın yeni medya sunumuna ilave yaparak sözlerine başladı. Küçük, yeni medyanın şu anda hukukun olmadığını söyleyerek, "Her sosyal olguda olduğu gibi bu yeni medya düzeninde de hukuk arkadan gelecek ve mevcut durum düzelmeyecek" dedi.

İfade özgürlüğü kavramı üzerinde duran Küçük, 'ifade özgürlüğünün özü itibariyle düşündüğünü ifade edebilmek' olduğunu belirtti. Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İfade özgürlüğü, ifade edebildiğin için korkmamaktır. Yazıyı yazacağım diye, şiir okuyacağım diye, resim yapacağım diye, kendi görüşünü, düşüncesini bildireceğim diye korkmamaktır. Bir yazı yazınca dava açılır mı diye düşünmemektir. Kalemle kağıt arasına başka bir düşüncenin girmemesidir. Ana mesele budur. İktidarlar, yönetenler çoğunlukla basından çekiniyorlar. Özellikle gazetecilik muhalifliktir . Mesleğin özü muhalefet üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla iktidarla basın arasında tarihin her döneminde uçurum olmuştur" diye konuştu. Gökhan Küçük, ifade özgürlüğü için demokratik, çoğulcu bir ortamın olması gerektiğini de dile getirdi. Eleştirinin önemine de değinen Küçük, "Eleştiri, çok önemli bir özelliktir. Önemli bir güzelliktir. Birbirimizi eleştirebiliyor muyuz?" diyerek eleştirinin önemine vurgu yaptı. Küçük, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin basın ve ifade özgürlüğüyle ilgili Türkiye'den giden müracatların çoğunu kabul etttiğine, Türkiye aleyhine tazminatla sonuçlandırdığına dikkat çekti.

İlk günün son oturumunda Gazeteci Tümer Argın, "Sayfa düzenlemesi" hakkında bilgi vedi. Ourumun başkanlığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yalova Temsilcisi Süheyla Gözdereliler üstlendi. Gazetecilikte ilerlemenin ilk şartlarından birinin mesleğinin kurallarını bilmekten, iyi soru sormaktan ve ne yaptığını bilmekten geçtiğini anlatan Argın, örneklerle sayfa düzenlemesinin önemini anlattı. Argın, görselliğin gazetecilikte önemli olduğunu ancak 'amaç değil araç' olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti. Argın, şunları söyledi:

"Sayfayı iyi işleyebilmenin yolu elinizdeki malzemeyi iyi bilmekten geçer. Haberin ne kadar uzun olduğu, fotoğrafın kalitesi eklenince hepsi bir bütünü oluşturur. Sayfada yer alacak diğer haberleri de bilip sayfayı bütün içinde değerlendirmek gerekir. Onların önemini dikkate alındığında sayfaya yerleştirilmeye başlanır. Fotoğraf altları unutulmalı. Siz tanıyor olabilirsiniz ama karşınızdaki tanımıyor olabilir. O yüzden mutlaka yazmalısınız."

Kaynak: Bültenler / Güncel
title