"Terörle Mücadelede Ulusal ve Uluslararası Koordinasyon"

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Doç. Dr. Ulvi Saran, terörün tek bir ülke ya da coğrafyanın sorunu olmadığını belirterek, "Dünyanın dört bir yanındaki masum insanlar, terör eylemlerinin hedefi olabilmektedir. Bu nedenle, terörle mücadele açısından tüm devletlerin ortak hareket etme becerisi göstermesi önemlidir" dedi.

Saran, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı (KDGM) ile Avrupa Konseyi tarafından düzenlenen "Terörle Mücadelede Ulusal ve Uluslararası Koordinasyon" konulu uluslararası konferansın, müsteşarlığın uluslararası bir kuruluşla iş birliği içerisinde gerçekleştirdiği ilk uluslararası toplantı olduğunu bildirdi.

Konferansın, terörle mücadelede başarı için oldukça hassasiyet taşıyan ve önem arz eden "ulusal ve uluslararası koordinasyon" konusunda atılacak daha ileri adımlara zemin oluşturacak yararlı ve verimli sonuçlar getireceğine inandığını ifade eden Saran, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Böyle bir konferansın, terörden ciddi zarar gören ülkemizde düzenlenmesi, oldukça anlamlıdır. Terör, günümüzde tek bir ülkenin ya da tek bir coğrafyanın sorunu değildir. Dünyanın dört bir yanındaki masum insanlar, terör eylemlerinin hedefi olabilmektedir. Bu nedenle, terörle mücadele açısından tüm devletlerin ortak hareket etme becerisi göstermesi önemlidir.

Bu tür toplantılar, terörle mücadelede ortak bir zemin oluşturulması ve karşılıklı tecrübe paylaşımı açısından, büyük önem taşımaktadır. Konferans, 'terörle mücadelede koordinasyon' gibi çok önemli bir konuyu ele almasının yanı sıra, ulusal ve uluslararası koordinasyon birimlerinin temsilcilerini, bir araya getirmektedir. Ayrıca CODEXTER temsilcileri vasıtasıyla, terörle mücadele alanındaki uzmanların, koordinasyon birimleri temsilcileriyle bilgi ve deneyim paylaşımına imkan ve fırsat sunmaktadır."

Saran, Müsteşarlığın bundan sonra da ulusal ve uluslararası alandaki koordinasyon birimleri arasında iş birliğini geliştirecek deneyim ve iyi uygulamaların paylaşımını amaçlayan etkinliklere katkı vermeye devam edeceğini söyledi.

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'nın misyon, vizyon ve temel değerlerine değinen Saran, şöyle devam etti:

"Misyonumuz, terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamaktır. Vizyonumuz, toplumsal kurumların ve halkın desteğini alarak terör tehdidinin ortadan kaldırılmasında öncü rol oynayan, ulusal ve uluslararası düzeyde söz sahibi bir kurum olmaktır. Temel değerlerimizi ise şöyle sıralayabilirim:  Çok boyutlu ve bütüncül bir bakış açısı, toplumsal katkı ve katılım, temel hak ve özgürlüklere saygı, proaktif yaklaşım, çözüm odaklılık, uzmanlık, doğru ve etkin iletişim, hukukun üstünlüğü, iş birliğine açıklık, hesap verilebilirlik, şeffaflık."

Saran, Mayıs 2010'da yapılanmasını tamamlayıp faaliyete geçen Müsteşarlığın, operasyonel bir görevi bulunmadığını, Müsteşarlık bünyesinde karar vericilere alternatifler sunacak strateji ve politika önerileri oluşturulduğunu anlattı.

Çalışmalar yapılırken, ulusal ve uluslararası deneyimlerden, bilimsel sosyal araştırmalardan ve güvenlik kuruluşlarının sahip olduğu stratejik istihbarattan yararlanıldığını belirten Saran, "Müsteşarlığımız, geliştirdiği projeler, gerçekleştirdiği etkinlikler ve yaptığı yayınlar ile ülkemizde güvenlik ve özgürlük dengesinin korunması ile terörle mücadelenin insan hakları ve hukukun üstünlüğünü dikkate alan bir şekilde yürütülmesine ciddi katkılar yapmaktadır. Burada yalnızca güvenlik perspektifinden bakmayıp, çok yönlü ve uluslararası iyi uygulamaların ülkemize kazandırılmasını temel ilke edinen bir vizyon ve felsefe ile hareket etmekteyiz" diye konuştu.

Ulvi Saran, Müsteşarlığın iki önemli faaliyetini, "Akil İnsanlar Heyetinin faaliyetlerini etkili, verimli ve sorunsuz biçimde yürütmelerine yönelik destek hizmeti verilmesi", "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Eylül 2013 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan demokratikleşme paketinin, Müsteşarlığımız koordinasyonunda ilgili bakanlıkların ve kurumların katkılarıyla hazırlanması" şeklinde sıraladı.

"Daha etkin bir koordinasyon geliştirmeliyiz"

Avrupa Konseyi Bilgi Toplumu ve Suçla Mücadele Daire Başkanı Jan Kleijssen ise Türkiye ile Avrupa Konseyi arasında verimli bir iş birliği bulunduğunu ve insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve tüm diğer alanlarda iş birliğinin devam ettiğini belirterek, " Türkiye'de son 10-15 yıldan bu yana sessiz devrim yaşanmakta ve somut ilerlemeler kaydedilmiş bulunmaktadır. Eminiz ki başka gelişmeler de bunları izleyecektir ve Avrupa Konseyi, gelişmelerde Türkiye'nin partneri olmaktan gurur duymaktadır" dedi.

Avrupa Konseyi'nin 70'li yıllardan bu yana terörle mücadele sırasında hukukun üstünlüğüne nasıl sadık kalacağını vurguladığına değinen Kleijssen, terörle mücadelede insan hakları, hukukun üstünlüğünü ve demokrasinin korunması gerektiğine işaret etti.

Kleijssen, etkin düzenleme, ulusal ve uluslararası iş birliğinin, terörle mücadelede olumlu sonuçlar alınmasını sağlayacağını dile getirerek, "Ulusal ve uluslararası düzeyde daha etkin bir koordinasyon geliştirmeliyiz. Teröristlerin kendi yargı alanlarımızda faaliyet göstermelerine izin vermemeliyiz" diye konuştu.

"Sessiz Devrim" kitabında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Şeyh Edebali'den "İnsanlar refah içinde olmalı ki devlet de refah içinde olabilsin" sözünü alıntıladığını aktaran Kleijssen, "Ben de aynı görüşü tekrarlıyorum" dedi. - İstanbul