Temizöz Hakkında 1995 Yılında Soruşturma Açılmış
Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'kişiyi ölümle tehdit' suçlamasıyla soruşturma açtığına gösteren takipsizlik kararını mahkemeye sundu.
Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, mağdur avukatı Tahir Elçi, 1995 yılında sanıklardan emekli albay Cemal Temizöz hakkında, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'kişiyi ölümle tehdit' suçlamasıyla soruşturma açtığına gösteren takipsizlik kararını mahkemeye sundu. Arif Doğan'ın internete düşen ses kaydında kendisiyle ilgili sözlerine de değinen Temizöz, "Ben söz konusu bu şahısla da herhangi bir şekilde çalışmış da değilim" dedi. Sanıklardan Adem Yakin, mağdur avukatlarına, 'Cübpe giymiş haşereler' sözleri nedeniyle duruşma salonundan atıldı.
Duruşma, 1994 yılında Silopi'de köyden alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Abdullah Özdemir'in ağabeyi Tahir Özdemir tanık olarak dinlenmesiyle devam edildi. Özdemir, sanıklardan 'Bedran' kod adlı Adem Yakin ile Fırat Altun'un kendilerini köy meydanında toplayarak kimlik kontrolü yaptığını belirterek, İzzet Padır ile kardeşi Abdullah Özdemir'i panzere bindirerek götürdüğünü anlattı. Özdemir, kardeşi için 1994 yılından beri savcıları dilekçe verdiğini ifade ederek, "Düşünün birisi kardeşinizi öldürmüş ve karşınızda duruyor. Ne yapmam gerekiyor. Bırakın biraz konuşayım" dedi.
SAVCI BANA 'DİLEKÇE VERME, CEMAL SENİ ÖLDÜRÜR' DEDİ
Kardeşini sormak için jandarma karakoluna gittiğini ve Cemal Temizöz'le görüştüğünü anlatan Özdemir, Temizöz'ün kendisine kardeşini serbest bırakıp gönderdiğini söylediğini iddia ederek, "Ben de durumu anlatan bir dilekçe yazdım. Silopi savcılığına götürdüm. Savcı bana 'dilekçe verme, Cemal seni öldürür' dedi. Ben de savcıya, kardeşimden çok farklı değilim, öldürürse öldürsün dedim. Dilekçemi işleme koyup koymadığını bilmiyorum" dedi.
Sanık Cemal Temizöz'ün fakir ve garibanları oldürdüğünü iddia eden tanık Özdemir, sanık sandalyesinde oturan Temizöz'e dönerek şöyle konuştu:
"Kardeşimin suçu neydi. Biz köy korucusuyduk. Kardeşimin 12 çocuğu ortada kaldı. Cemal bunu bana anlatsın, niye öldürdü. Çocukları şimdi asker, ikisi birden teskere aldı. Biri Hakkari'de asker neden dağa çıkmıyorlar madem ki öyle. Burada konuşuyor ama erkekçe çıksın desin ben öldürdüm. Bedran ve Temizöz, terörle mücadele ettiklerini söylüyor. Bedran, PKK içindeyken önce askerleri öldürdü, sonra geldi fakirleri öldürdü. Bunlar para için insanlar öldürdü. Temizöz, dağa gidip terörist öldürmemiştir. Çoluk çocuk sahibi insanları öldürmüşlerdir. Silopi ve Cizre'de bir sürü komutan ve mülki amir olmasına rağmen Temizöz'ün adını herkes biliyordu. Silopi İlçe Jandarma Komutanı, Temizöz'ün okul arkadaşıydı. Adı İhsan Durmuş'tu. Bir gecede 27 PKK'lı öldürdü. O terörle mücadele ederken Temizöz neredeydi."
TEMİZÖZ: 'KAÇ İNSAN ÖLDÜRDÜĞÜMÜ TEK TEK SAYMANIN ANLAMI YOK'
Tanık Özdemir'in açıklamaları üzerine söz hakkı alan Temizöz, söylenenlerin yalan olduğunu belirterek, "Terör, ilçeleri ele geçirmişti. Benim terörle nasıl mücadele ettiğimi, kaç kişi öldürdüğümü tek tek saymanın manası yok. O dönemde, ilçelerde kaymakamlık yapanlar, bugün önemli yerlerde validirler, kendileri anlatabilir. Bunlar haksız ve yakışıksız ithamlardır" dedi.
'FAİLİ MEÇHÜLLERİ DEVLET POLİTİKASI OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM
Sanıkların ve avukatların beyanlarını almaya başlamadan önce mahkeme, dava dosyasına eklenen belgelerle ilgili bilgi verdi. Mahkeme, "Faili meçhuller devlet politikasıydı" diyen emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın talimatla alınan ifadesinin geldiğini bildirdi. Kıyat'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede, kendisinin 90'lı yıllardaki görev ve görev yerlerinin, terörle mücadele dışında olduğunu söylediği yer aldı. Kıyat, ifadesinde, "Bu konudaki herhangi bir komisyonda görev almadım. Benim yukarıdaki açıklamalarıma konuya herhangi bir bilgi, belge ve delil konusunda dayanağım yoktur. Emekli olduktan sonraki süreçte, 90'lı yıllarda işlenmiş olan faili meçhul cinayetlerin çok sayıda oluşu, okumuş olduğumu haber, kitap ve basına yansıyan rapor ve olayların kişisel olarak değerlendirdiğimde, kişisel kanaatim bu olayların bir devlet politikası olarak terörle mücadele kapsamında uygulandığını değerlendiriyorum" dedi.
GİZLİ TANIK İFADELERİNİ KABUL ETMEDİ
Mahkeme, celse arasında gizli tanıklardan 'Tükenmez Kalem'in ifadesinin alındığını bildirdi. Kimliği davanın başlamasının ardından deşifre olan, aynı zamanda sanık olarak yargılanan gizli tanık PKK itirafçısı Abdulhakim Güven'in (Fırat Altun) kapalı oturumla gerçekleşen duruşmada verdiği ifadede şöyle dedi:
"1988 örgüte katıldığını, 1989'da ise yakalanarak cezaevine girdiğini belirtti. 1994 yılında cezaevinden tahliye olduğunu anlatan gizli tanık Tükenmez Kalem, "1993 yılının ortalarında düşünce bazında, sonrasında ise fiziken örgüttün koptum. Kamuoyunda itirafçı olarak bilinen kişilerden oldum. İtirafçı olduktan sonra ben örgütün sorumlu kişilerinden olduğum için, örgütle ilgili çok detaylı bilgiler verdim. Bunun sonucunda örgütün ve sempatizanlarının hedefi haline geldim. Diyarbakır'da yaşamaya başladım. İnşaat sektörüne girdim. Benim bu durumum nedeniyle tüm ailem tehlike altına girmiştir. Ben gizli tanık değilim. Gizli tanık olarak söylenen ifadeyi kabul etmiyorum. Bu ifade şantaj ve çeşitli vaatlerle alınmış ifadelerdir. Kimse benim üzerimden bir şeyler ve mücadele etmeye çalışmasın. Daha önce gizli tanık olarak verdiğim ifadeleri hiçbirisini kabul etmiyorum."
1995'TE TEMİZÖZ İÇİN SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞ
Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, 1995 yılında kaçakçılık yapan Veysi Özcan, Şeyhmus Ceylan ve Ethem Aksal'ın Cizre'de kaçırılıp ölümle tehdit edilmesine ilişkin, emekli albay Cemal Temizöz ve soyismi öğrenilemeyen sorgu ekibinin amiri Yavuz ile ilgili hazırlanan takipsizlik kararını mahkemeye sundu. Avukat Elçi, mahkemeye sunduğu kararda, ismi geçen üç kişinin Albay Cemal Temiz ve Yavuz isimli asker tarafından kaçırılarak ve 'ölümle tehdit' suçlamasıyla haklarında fezleke hazırlandığını belirtti. Sanıkların asker olması nedeniyle dönemen savcısının görevsizlik kararı verdiğini kaydeden Elçi, dosyanın akıbetinin bilinmediğini söyledi.
SANIK ADEM YAKİN DURUŞMA SALONUNDAN ATILDI
Mağdur avukatlarının beyanlarını alan mahkeme heyeti sözü sanıklara verdi. Sanıklardan PKK itirafçısı Adem Yakin, tutuklanan emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın kitabından örnekler verdi. Yakin, "Yorgun düşen bu halkın onuruyla oynanmamalı, eğer bir takım şeyleri konuşacaksak, Beka, Avaşin ve Hakurk PKK kamplarındaki infaz kasetlerini de gösterelim. Hangi avukatların yakınları dağda onları da söyleyelim. Objektif ajanlık devletle yapılan bir ajanlık olmayan, örgütün içinde pek işe yaramayan, pasif davranışlar gösteren kişilere denir. Bunlara objektif ajan damgası vurarak, infaz edildiler" dedi.
Yakin, mağdur avukatlarından Ş.Ö.'nün ağabeyinin PKK'nın Silopi bölge sorumlu olduğunu söylemesi üzerine, gerginlik yaşandı. Sanık Yakin'in avukatlara yönelik, "Terör örgütünün zihniyetine bürünmüş cübbeli haşereler' sözleri, duruşma salonunda bir anda sert tartışmaların yaşanmasına neden oldu. Mağdur avukatlarından Rıdvan Dalmış'ın 'cellat' sözü üzerine diğer sanık Hıdır Altuğ avukatların üzerine yürümek istedi. Jandarmın engellediği sanıklardan Adem Yakin, "Yeter ya, ölüm bana bir kerede gelsin. Burada gelsin" diye bağırdı. Mağdur avukatlarını tepkisi üzerine mahkeme heyeti, sanık Adem Yakin'i duruşma salonundan attı.
KAMİL ATAK: 'ÖCALAN BÖYLE OLACAĞINI BİLİYORDU'
Cizre eski Belediye Başkanı Tamir Atak da, Öcalan'ın 1986 yılında kendisine yazdığı bir mektuptan bahsetti. Atak, "Öcalan bana mektup yazdı. Bana, 'Arada kalırsın, kimse seni sahiplenmez, ben de affetmem' dedi. O zamandan bu günleri görüyormuş. Bu adam evliya değil, akıllı da değil. Bunların olacağını nereden biliyordu? Tahmini çıktı. Ben bu yüzden tahliyemi istemiyorum. Bu mahkemenin bana ihtiyacı var. Ben buraya daha lazımım. Ama oğlum ve kardeşimi bırakın" dedi.
TEMİZÖZ: ARİF DOĞAN İLE ÇALIŞMADIM
Sanık Emekli Albay Cemal Temizöz ise, 14 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Temizöz, Cizre'de terör nedeniyle nüfusun o dönemde azaldığını belirterek, "Müdahil avukatlarından biri Arif Doğan'ın beyanlarından bahsetti, oysa bu kişinin beyanları bu olaylarla herhangi bir ilgi ve alakası da bulunmamaktadır. Yine ben söz konusu bu şahısla da herhangi bir şekilde çalışmış da değilim. Cizre nüfusunun terör zamanında azaldığı doğrudur, ancak bu terör nedeniyle azalmıştır. Ben mahkemeye vermiş olduğum ilk ifademde terör örgütüne bulaşmış kişilerin aileleri ile görüşüp çocuklarının örgütten ayrılmaları için çalışmalar yaptığımı beyan etmiştim. Bu ailelerden biri de Adem Yakin'in söz ettiği Özalp ailesidir" şeklinde konuştu.
TAHLİYE YOK
Mahkeme, tutuklu sanıklar emekli albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak, PKK itirafçıları Hıdır Altuğ, Abdulhakim Güven (Fırat Altun), Adem Yakin, Kukel Atak ve Temer Atak'ın tutukluluk hallerinin devam etmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi. Mahkeme ayrıca, Emekli Albay Arif Doğan ile ilgili herhangi bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği ve ifadesinin alınıp alınmadığının sorulması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasını kararlaştırdı.