TEMA, gelecek yıl 1 milyon gönüllüye ulaşmayı hedefliyor - İSTANBUL (2)
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye'de gönüllü hareketini yerelleştirerek büyüten ve 27 yılın sonunda Türk halkına mal olan bir vakıf olarak faaliyetlerini sürdüren TEMA Vakfının, 2020'de 1 milyon...
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye'de gönüllü hareketini yerelleştirerek büyüten ve 27 yılın sonunda Türk halkına mal olan bir vakıf olarak faaliyetlerini sürdüren TEMA Vakfının, 2020'de 1 milyon gönüllüye ulaşmayı hedeflediğini belirtti.
Ataç, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Rio Konferansı sonrası dünyada doğaya ve çevreye olan bakışın değişmeye başlamasıyla 1992'de Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit tarafından kurulan TEMA Vakfının başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları korumak için çalışmalarına başladığını anlattı.
İş insanları tarafından kurulan TEMA Vakfının yıllar geçtikçe "gücünü gönüllülerinden alan bir halk hareketi" olmaya doğru yöneldiğini dile getiren Ataç, şöyle devam etti:
"TEMA Vakfı kuruluşundan sonra her geçen yıl o kadar büyük destek görüyor ki mütevelli heyeti, yönetim kurulu ve gönüllü/profesyonel kadrosuyla çalışan bir gönüllü hareketi başlıyor. Kurucularımızın ikisi de çok varlıklı olmalarına rağmen son derece mütevazı insanlar. Vakfın kuruluş yıllarında bir ofisin içinde kalmayıp Türkiye'nin her yerini geziyor ve erozyonu, biyoçeşitliliği, doğal varlıkları anlatıyorlar. Bu önemli iki insan halkla buluşarak doğanın neden korunması gerektiğini anlatıyor. Bu, toplum üzerinde müthiş bir çekim yaratıyor. Mütevazı ve kapsayıcı, hiçbir şekilde yukarıdan bakmayan yaklaşım tarzlarının, TEMA Vakfına ivme kazandırdığını düşünüyorum. TEMA Vakfının Türkiye'de başardığı en önemli konulardan biri gönüllü hareketini yerelleştirerek büyütmüş olmasıdır. TEMA Vakfı, 27 yıldır yaptığı çalışmalarla Türk halkına mal olmuş bir vakıf olarak faaliyetlerini sürdürüyor."
Ataç, TEMA Vakfının farkını "yaygınlığı" ve "siyaset üstü duruşu" şeklinde açıklarken, " Türkiye'deki gönüllü örgütlenmemizde 650 noktayı aştık, 700'e doğru gidiyoruz. Siyaset üstü durmaya çok özen gösteriyoruz çünkü yaşamak için temiz havaya, temiz toprağa, temiz suya siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin ihtiyacı var. Biz faaliyet alanlarımızı şu veya bu siyasi görüşe göre ayarlamayız, ayarlayamayız. Bu, doğru da değil. Siyasi örgüt değiliz, herkesle çalışırız, iyi yapan herkesin yanındayız ama bize göre doğru olmadığı zaman da onun yanında duramıyoruz. Böyle bir temel felsefemiz var." diye konuştu.
Doğanın, insanlara çok çeşitliliği gösterdiğini vurgulayan Ataç, "Ne kadar çeşitli olursanız, o kadar güçlü oluyorsunuz. Doğa biyoçeşitlilikle bunu o kadar net söylüyor ki. Daha güçlü olmanız için daha çeşitli olmanız gerekiyor. Türkiye toplumu da buna o kadar uygun ki. Ayrılıklarımızı değil de ortak noktalarımızı belirleyip onların üzerine gidip beraber çalışabilirsek, Türkiye büyük sıçramalar yapabilir. Doğa milyarlarca yıldır insanoğluna bunu gösteriyor." dedi.
"İkna etmeye ve doğruları herkese göstermeye çalışıyoruz"
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, ağaç sevgisinin topluma yayılmasında yine TEMA Vakfının büyük payı olduğuna işaret ederek, vakfın bunun dışındaki temel çalışma alanlarını "kırsal kalkınma projeleri", "eğitim ve farkındalık çalışmaları" ve "savunuculuk faaliyetleri" şeklinde özetledi.
"Kırsal kalkınma ve ağaçlandırma" alanında 250'yi aşkın proje yapıldığını kaydeden Ataç, "eğitim ve farkındalık çalışmaları" kapsamında vakıf gönüllülerinin davet eden kurum ve okullarda belirlenen başlıklarda konferans verdiğini ve 4 ayrı yaş grubu için hazırlanan Minik TEMA, Yavru TEMA, Ortaokul TEMA ve Lise TEMA'dan oluşan TEMA Vakfı Doğa Eğitim Programları bulunduğunu anlattı.
Ataç, bu yıl 10 bin gönüllü öğretmenle çalışılacağını ve 300 bin çocuğa ulaşılmasının planlandığını bildirdi.
Her sene daha çok çocuğa ulaşmak için çalıştıklarının altını çizen Ataç, bazı projelerde bunu hazırladıkları dijital platformlar sayesinde başarmayı hedeflediklerini belirtti. Ataç, "Sıfır Atık Eğitim Projesi"nde çocuklara yönelik eğitim faaliyetleri kapsamında hazırladıkları dijital platform üzerinden bütün öğretmenlerin sıfır atık programını sınıflarında uygulayabildiğini söyledi.
Ataç, TEMA Vakfının savunuculuk faaliyetlerinin toprak eksenli olduğuna işaret ederek, şu bilgileri paylaştı:
"Tarım topraklarını korumak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunu, kavgacı bir üslupla yapmıyoruz, ikna etmeye ve doğruları herkese göstermeye çalışıyoruz. Farklı çıkar gruplarının peşinde olduğu noktalar farklı olabilir. Dengeleri sağlamak lazım. Bir grup kendi çıkarı için 100 birim güç sarf ediyorsa, halkın çıkarlarını, sağlığını korumak için de birilerinin çalışması gerekiyor. Biz de rolümüzü öyle belirliyor ve onu yapmaya çalışıyoruz. Koruma odaklı bakmalı ve koruma-kullanma dengesini yapacağımız yatırımlarda çok iyi çalışmalıyız. 'Yatırım, o yatırımı yapan insana çok paralar kazandırabilir ama toplumdan, bölgeden ne götürüyor? Biz, bunu yerine koyabilecek miyiz, nasıl koyacağız, ne kadar zamanda koyacağız?' Ülkemizin iyiliği için bu hesabın çok doğru ve dikkatli yapılması lazım. Her tüketimin, her yapılan işin doğaya etkisi var ve üretim, koruma kullanma dengesi dikkate alınarak yapılmalı. Bu durumda geri dönüşüm konusuna dikkat edilmesi önemli hale geliyor. Örneğin, diyelim gümüş bir obje alacağımız zaman evde kullanmadığımız gümüşü verip onun dönüşüme girmesini sağlayarak doğa için çok önemli bir adım atmış oluruz."
"Gelecek yıl 1 milyon gönüllüye ulaşmayı hedefliyoruz"
Deniz Ataç, vakfın gönüllü sayısının 850 bine yaklaştığını belirterek, "Gelecek yıl 1 milyon gönüllüye ulaşmayı hedefliyoruz. Kampanyamız başladı. 'Gönlünü ver' diye bir sloganımız var. 'Pek çok şey senin gönlünü kırabilir, aşkının karşılığını bulamayabilirsin ama doğa onun için yaptığın şeylerin karşılığını sana verir, onun için sen de doğaya gönlünü ver.' diyoruz. Ancak çok sayıda vatandaşımız gelip bizimle gücünü birleştirirse biz daha güçlü oluruz. TEMA Vakfına 2 şekilde gönüllü olunabilir. İsteyenler gönüllülerimizden birini tanıyorlarsa, form doldurup onlara gönderebilirler veya internet sitemiz üzerinden online olarak gönüllü olabilirler." diye konuştu.
TEMA Vakfının ayrı bir tüzel kişiliği ve vakıf resmi senedi olduğunu vurgulayan Ataç, "Biz, işlerimizi bu doğrultuda götürürüz. Bir mütevelli heyeti üyesinin kendi işinde ne yaptığı, bizim ilkelerimize aykırı olup olmadığı TEMA Vakfı'nı bağlamaz. TEMA Vakfı, Mütevelli Heyeti üyelerinden herhangi birinin isteğine göre hareket etmez ve o konuyu desteklemez. Bazı durumlarda farklı fikirler olsa bile onlar da kendi menfaatleri için hiçbir şekilde TEMA Vakfını kullanmaya çalışmaz. TEMA Vakfının bir konuda harekete geçebilmesi için öncelikle ilgili konunun doğanın korunması açısından bilim ve hukuk temelli olarak değerlendirilmesi gerekir." dedi.
-"TEMA Vakfı faaliyetleri içinde siyaset ve futbol konuşmayız"
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, karşılaştıkları zorluklara ilişkin şunları söyledi:
"Siyaset üstü kalma, karşılaştığımız zorluklardan biri. Üyelerimiz içinde bütün görüşlerden insanlar var. TEMA Vakfı faaliyetleri içinde siyaset hiç konuşmayız, futbol da konuşmayız. Çünkü bunlar iki ayrıştırıcı konudur. Zaman zaman bu ilkeden sapan arkadaşlarımız olursa hemen ikaz ederiz. Karşılaştığımız bir başka sorun ise her sene baştan kaynak yaratmak zorunda oluşumuz. Kaynak yaratmak için çok büyük enerji harcıyoruz. Ne yazık ki ülkemizde sivil toplum kuruluşu sayısı hala çok az, aktif olan sayısı daha da az. Konu doğa koruma olunca ve büyük olunca her türlü doğa problemi bize geliyor, kapasitemizin çok üzerinde talep görüyoruz. 'Hayır' demediğiniz zaman da yaparız dediğimiz işlerin içini dolduramamaktan korkuyoruz. Gelen talepleri karşılamakta zorlanıyoruz."
TEMA Vakfının bütün çalışmalarını bilim ve hukuk bazlı götürdüğünü belirten Ataç, "Bize bir konu geldiği zaman bazen o konuyu çalışmamız 6 ay, 1 seneye kadar sürebilir. Sonra yasal olarak konuya nasıl yaklaşacağımıza bakarız. Biz, yasal olmayan hiçbir faaliyetin hiçbir yerinde olmayız. Bunlar bizim temel iki değerimizdir. Bir taraftan vicdan da işin içine giriyor çünkü vicdan olmadan olmuyor. Bilim, hukuk bütün çalışmalarda var, vicdan da çok önemli. .Biz tüm canlıların sesi olmak durumundayız." diye konuştu.