Tdk Başkanı Gülsevin: "Elbette Yanlış Türetilen Kelimeler Oldu"
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, "Sözlüğü olan, 100 bin kelimeyi geçmiş çok fazla dil bulamazsınız.
ALİ KEMAL AKAN - Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, "Sözlüğü olan, 100 bin kelimeyi geçmiş çok fazla dil bulamazsınız. Bizim dilimizin geçmişi zengin, tarihin çok eski dönemlerinden beri Sibirya, Çin Seddi, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Avrupa'nın içlerine kadar olan coğrafyada Türk milleti yaşamış. Bu sürede komşularına kelimeler vermiş, komşularından kelimeler almış. O yüzden Türkçe çok şanslı bir dil. Birçok kültürü beslemiş, birçok kültürden de beslendiğimiz için çok sayıda kelimemiz var." dedi.
TDK Başkanı Prof. Dr. Gülsevin, kurumun 86. kuruluş yıl dönümünde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 Temmuz 1932'de, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün himayesinde, onun direktifinde bugünkü adı Türk Dil Kurumu olan Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulduğunu ifade etti. Atatürk'ün mirasını da bu kuruma bıraktığını dile getiren Gülsevin, bunun da devletin o dönemde dile verdiği önemi gösterdiğini belirtti.
TDK'nin, 1982'de çıkarılan kanunla Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlandığını aktaran Gülsevin, kurumun çalışma ve kuruluş amacının ise geçen yıllarda hiç değişmediğini anlattı. Gülsevin, TDK'nin görevini şöyle sıraladı:
"Türkçenin öz güzelliğini, zenginliğini ortaya çıkarmak, araştırmalar yapmak, Türkçenin tarihi dönemlerdeki söz varlığını tespit etmek ve yayınlamak, günümüz Türkiye Türkçesinin ağızlarının söz varlığını tespit etmek ve yayınlamak, Türkiye dışındaki Türk yazı dilleri ve lehçelerinin sözlüklerini yayınlamak, dil bilgisi eserlerini yayınlamak, Türkçeye giren ve yabancılığı hissedilen kelimelere karşılık da Türkçeden yeni kelimeler önermek."
"Vatandaşların önerileri değerlendiriliyor"
TDK'nin en önemli sözlüğünün "Güncel Türkçe Sözlüğü" olduğunu bildiren Gülsevin, bunun belirli dönemlerde eksiklikleri ve yanlışlıklarının düzenlenerek güncellendiğini vurguladı.
Vatandaşın bu sözlükte eksik gördüğü kelimeyi TDK'nin genel ağdaki sayfasındaki ilgili alandan yazması ya da CİMER üzerinden bildirmesinin de dikkate alındığını, yanıt verildiğini söyleyen Prof. Dr. Gülsevin, bunun da TDK'nin kurullarında ele alındığını ifade etti. Gülsevin, "Kurumumuzda kelimeler için profesyonel bir ekip çalışıyor. Görülen eksiklikler kurullarımızda düzeltiliyor. Güncel Türkçe Sözlük, kullanılabilecek en iyi sözlük." diye konuştu.
Güncel Türkçe Sözlük'te 100 binin üzerinde kelime bulunduğuna dikkati çeken Gülsevin, şöyle devam etti:
"Sözlüğü olan, 100 bin kelimeyi geçmiş çok fazla dil bulamazsınız. Bizim dilimizin geçmişi zengin, tarihin çok eski dönemlerinden beri Sibirya, Çin Seddi, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Avrupa'nın içlerine kadar olan coğrafyada Türk milleti yaşamış. Bu sürede komşularına kelimeler vermiş, komşularından kelimeler almış. O yüzden Türkçe çok şanslı bir dil. Birçok kültürü beslemiş, birçok kültürden de beslendiğimiz için çok sayıda kelimemiz var."
Türkçenin dünyada şu anda kullanılan, yazıldığı gibi okunan ve okunduğu gibi yazılan en mükemmel alfabe olduğunu belirten Gülsevin, "Türkçenin bu yazımı üzerinde çok oynanılmaması gerekir. Yoksa her sene imla kılavuzu değiştirmek zorunda kalırız." dedi.
"Elbette yanlış türetilen kelimeler oldu"
TDK'nin bazı kelimelere karşılık türettiği yeni sözcüklerin zaman zaman tartışıldığının hatırlatılması üzerine ise Prof. Dr. Gülsevin, şunları kaydetti:
"Türk Dil Kurumunun görevi, yabacı kelimelere Türkçe karşılık önermek. Bu aynı zamanda Türkçe konuşan, Türkiye vatandaşının üzerine de bu bir görevdir. Bir kelime türetmek için tarihi metinlerden, halk ağzından yararlanırsınız, gerekirse türetebilirsiniz. Samimi, duyarlı insanlar da bu konuda 'Ben TDK'nin türettiklerinden az beğendiğimi de kullanırım, çok beğendiğimi de kullanırım' diyebilir. Öyle olduğu zaman başarılı oluruz. Elbette yanlış türetilen kelimeler oldu. Mesela, cevap kelimesi, Arapçadan aldığımız bir kelime. Tarihi metinlerde, Kutadgu Bilig'de 'yanut' vardı. TDK bunu, ünlü uyumuna uydurup 'yanıt' yaptı ve diriltti. Bu diriltme tuttu, dilimize yerleşti. Dilimizdeki halk kelimesine karşılık TDK 'budun' kelimesini önerdi. Fakat budunu hiçbirimiz kullanmadık. Bilgisayar, buzdolabı tuttu. Düzgün ve doğru türetildiğini düşündüğümüz kelimelerin bir kısmı da tutmadı. Dil dışındaki başka sebeplerden oluyor."