TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu... Bakırlıoğlu: "Yıl Sonu Enflasyon Hedefiniz Tutmaz, Ciddi Bir Gıda Kriziyle Karşı Karşıyayız"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 bütçe görüşmelerinde bütçe henüz kanunlaşmadan hem büyüme rakamlarında hem de enflasyon rakamlarında ciddi bir sapma olduğuna dikkati çekti. Yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağını savunan Bakırlıoğlu, "Tuttuğunu varsayalım BAĞKUR, SGK emeklisi önümüzdeki yıl yüzde 16 zam alacak, memur ve memur emeklisi yüzde 11 zam alacak, asgari ücrete de yüzde 25 zam olacak. Memurunuzun maaşında bir artış yapmış oluyor musunuz, olmuyor musunuz? Çok ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız, çok ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıyayız" açıklamasını yaptı.
NİSANUR YILDIRIM - EREN CESUR
(TBMM) - CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Hazine Ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 bütçe görüşmelerinde bütçe henüz kanunlaşmadan hem büyüme rakamlarında hem de enflasyon rakamlarında ciddi bir sapma olduğuna dikkati çekti. Yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağını savunan Bakırlıoğlu, "Tuttuğunu varsayalım BAĞKUR, SGK emeklisi önümüzdeki yıl yüzde 16 zam alacak, memur ve memur emeklisi yüzde 11 zam alacak, asgari ücrete de yüzde 25 zam olacak. Memurunuzun maaşında bir artış yapmış oluyor musunuz, olmuyor musunuz? Çok ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız, çok ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıyayız" açıklamasını yaptı.
Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, bütçe görüşmelerinde Türkiye'nin gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında birinci sırada olduğunu belirterek bu sebeple tarımın sekteye uğrayacağını söyledi. TÜİK'in gıda sepetindeki kalemleri açıklamayı bırakmasını eleştiren Bakırlıoğlu, yıl sonu enflasyon tahmininin tutmayacağına dikkati çekti.
Bakırlıoğlu'nun yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
"Bütçe kanunu teklifini hazırlarken en önemli iki parametrenizden birincisi, 2025 yılı yıl sonu enflasyonu yüzde 17,5; ikinci parametre de büyüme yüzde 4'tü yani bunlar üzerinde siz bu bütçeyi hazırladınız. Ancak Merkez Bankası'nın enflasyon raporuna baktığımız zaman, 2025 yılıyla alakalı yıl sonu enflasyonunu yüzde 17,5'ten yüzde 21'e çıkardığını, 2026 yılı yıl sonu enflasyonunu da yüzde 9,5'tan yüzde 12'ye çıkardığını görüyoruz yani tek haneli enflasyon 2027 yılına kaldı gibi gözüküyor. 2024 yıl sonu enflasyonunu da yüzde 44'e çıkarmış. Benzer durum büyüme rakamlarında da var; piyasa katılımcıları 2025 yılı büyüme oranını yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye düşürdü, IMF de yüzde 2,7'ye düşürdü büyüme oranını.
"Dar gelirli yurttaşlarımız için oldukça sıkıntılı günler yaklaşıyor"
Bütçe kanunlaşmadan hem büyüme rakamlarında hem de enflasyon rakamlarında ciddi sapma var. Bu durum bu tartıştığımız bütçeyi de bir nevi anlamsız hale getiriyor. Bu rakamların iyimser olduğunu da görmekteyim büyümeye dair çünkü sanayide çok ciddi bir durgunluk söz konusu, kapasite kullanım oranlarında çok ciddi düşüşler var. Dış ticaret hacmine bakıyoruz, çok ciddi düşüşler olduğunu görmekteyiz. Dış ticaret hacminin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2023'te yüzde 54 iken, 2024'te yüzde 45,8; 2025'te de yüzde 44 olacağı öngörülmekte. Bir yandan durgunluk emareleri söz konusu, bir yandan da enflasyon devam edecek. Bu, işsizlik demek oluyor. Bu, özellikle sabit gelirli, dar gelirli yurttaşlarımız için oldukça sıkıntılı günlerin yaklaşacağını, hiç değilse devam edeceğini bizlere göstermekte.
"Bu toprakların birçoğu önümüzdeki sene boş kalacak, ekilip biçilmeyecek"
Türkiye gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında 1'inci. Bütün OECD ülkelerinde gıda enflasyonu düşüyor. Tüm ülke enflasyonlarını, rakamlarını topladığımız zaman, Türkiye'nin gıda enflasyon rakamına yaklaşamıyor; birçoğunda negatif. Merkez Toptancı Hali sebze fiyatları... Domates 40 liraymış, geçen sene aynı tarihte domates 14 liraymış. Bunun üzerine rafa girdiği zaman da yüzde 30, yüzde 40 daha koyun; pazardaki fiyatları buradan çıkarabilirsiniz. Rakamlar böyleyken siz diyorsunuz ki -veyahut da TÜİK diyor- 'Türkiye'de gıda enflasyonu yıl sonunda yüzde 41 olacak.' Hepsi artmış, artmaya da devam edecek. Bu toprakların birçoğu önümüzdeki sene boş kalacak, ekilip biçilmeyecek.
Neden bu sepetteki malların fiyatlarını gizliyorsunuz? Sorduğumuzda 'Efendim, Eurostat da açıklamıyor.' E, siz açıklıyordunuz. Neden açıklamayı bıraktınız? Çünkü sizin açıkladığınız rakamlarla haldeki fiyat ve pazardaki fiyatın arasında makas iyice açılmıştı ve açıklamaktan vazgeçtiniz ama endeksleri açıklıyordunuz. O endekslerden de sepetteki fiyatlara matematiksel hesaplarla ulaşabiliyorduk ve bu geçtiğimiz Temmuz ayında yayınlandı. Buna göre sepetteki kiranın, Türkiye'deki ortalama kiranın 6 bin 256 lira olduğunu Temmuz ayında iddia ediyordunuz, beyaz peynir 149 lira, zeytinyağının da 116 lira olduğunu iddia ediyordunuz. Yani Türkiye'de 6 bin lira kira bulunabilir belki ama ortalama kira olmaz bu. Beni her şeye inandırabilirsiniz ama Temmuz ayında zeytinyağının 116 lira olduğuna inanmam çünkü o tarihlerde üreticinin elindeki zeytinyağının fiyatı 200 lira, 250 liraydı; raftaki fiyat 300 lira, 350 liraydı.
"Çok ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız"
Yıl sonu enflasyon hedefiniz yüzde 44. Bence tutmaz çünkü önümüzdeki iki ay boyunca yüzde 1,5'luk aylık enflasyon olması lazım. Tuttuğunu varsayalım eğer bu şayet tutarsa BAĞKUR, SGK emeklisi önümüzdeki yıl yüzde 16 zam alacak, memur ve memur emeklisi yüzde 11 zam alacak, asgari ücrete de yüzde 25 zam olacak. Şimdi, Aralık ayında resmi kira artışı ne kadar olacak? Eğer enflasyon yüzde 44 olursa on iki aylık ortalamayla bugün için yüzde 62; yıl sonunda da yüzde 58 rakamı çıkacak. Şimdi, emeklinin gelirinin yüzde 32'si TÜİK'e göre kiraya gidiyor ve onlar için hayati öneme sahip. Siz emekliye yüzde 11 zam vereceksiniz ve diyeceksiniz ki: 'Kiraya yüzde 58 zam olacak.' Allah aşkına, böyle bir şey olabilir mi? Şimdi, hane halkı gelirinin yüzde 24'ü kiraya gidiyor gene TÜİK'e göre; siz memura diyeceksiniz ki: 'Yüzde 11 zam yapıyorum', asgari ücretliye dönüp diyeceksiniz ki: 'Yüzde 25-30 zam yapıyorum ama sen kirana yüzde 58 artış yapacaksın" Ya, bu olacak iş değil, böyle absürt durum herhalde bir tek Türkiye'de olur.
17 bin lirayla asgari ücretlinin nasıl yaşadığı, hakikaten de ne kadar kira veriyor, nasıl yaşıyor, hakikaten de muamma bir şey. Memurlardan bahsedelim ya, memurlarımızdan bahsedelim: Uzman öğretmen bugün için 52 bin lira maaş alıyor. Siz bu rakamlarla bu uzman öğretmene yüzde 11, yüzde 11,5 zam vereceksiniz, yaklaşık 5 bin 700 lira zam vereceksiniz önümüzdeki süreçte. ve gene TÜİK'in, Türkiye'de ortalama kira 17 bin 800 lira yapılan araştırmalarda. Diyelim ki TÜİK'in rakamları doğru olsun, işte yüzde 25'in, hane halkının yüzde 25'i kiraya gittiğini varsayalım, 52 bin lira ücret alan birisinin de 13 bin liraya kirada oturduğunu varsayalım. Bu uzman öğretmenimizin maaşına 5 bin 720 lira zam yapacaksınız, 13 bin liraya kirada oturduğunu düşünürsek aralık ayında kira sözleşmesi geldiyse 7 bin 500 lira fark olacak, 7 bin 500 lira fark olacak. Yani şimdi siz hakikaten de memurunuzun maaşında bir artış yapmış oluyor musunuz, olmuyor musunuz? Bu hakikaten de sıkıntılı bir durum, çok ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıyayız, çok ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıyayız. Önümüzdeki en büyük problemlerden bir tanesi bu olmaya devam edecek."