TBMM'nin "Soykırım" Gafı
TBMM, 1915 Ermeni İddialarına Karşı Bir Yandan Büyük Bir Mücadele Verirken, Diğer Yandan Eski Meclis Zabıtlarının Dilinin Özleştirilmesi Sırasında "Kabul Edilemez" Bir "Gaf" Yaptığı Ortaya Çıktı.
TBMM, 1915 Ermeni iddialarına karşı bir yandan büyük bir mücadele verirken, diğer yandan eski Meclis zabıtlarının dilinin özleştirilmesi sırasında "kabul edilemez" bir "gaf" yaptığı ortaya çıktı. Meclis, Atatürk'ün TBMM'yi açış konuşmalarının Türkçesini sadeleştirerek yeniden kitap haline getirirken, Atatürk'ün 1920 yılında yaptığı Ermenilerle ilgili bir konuşmasında söylediği "katliam" sözcüğünü "soykırım" olarak sadeleştirerek büyük bir "gaf"a imza attı. Konuyu değerlendiren dil uzmanları, "Böylece ortaya 'Ermenilere yönelik soykırım ifadelerini Atatürk de söylemiş' gibi kabul edilemez bir durum çıkıyor. Oysa Atatürk 'soykırım' sözcüğünü kullanmadığı gibi o tarihte kullanmasına da imkan yoktu. Zira "soykırım" kavramı literatüre 1948'de girdi" dediler. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın da, bunun çok ciddi bir hata olduğunu, derhal düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
ABD Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi tarafından kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin sözde "Ermeni soykırım" tasarısına karşı Meclis'te bildiri yayınlanması hazırlıkları sürerken yapılan zabıt ve kitap incelemelerinde söz konusu gaf ortaya çıktı. Meclis, Atatürk'ün 1920-1938 yılları arasında Milletvekili, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı tüm Meclis'in açılışı sırasında yaptığı konuşmaların dilini sadeleştirerek bir kitap halinde yayınladı. 1987 yılında, TBMM Başkanlığını yapan Necmettin Karaduman'ın döneminde yayınlanan kitap iki de baskı yaptı. Kitapta, Meclis zabıtlarından tek tek seçilen Atatürk'ün TBMM'yi açış konuşmaları günümüz Türkçesiyle yeraldı. Dönemin Meclis Başkanı Karaduman da kitaba bir önsöz yazdı. Önsözde, kitabın dönemin TBMM Başkanlık Özel Danışmanı Sedat Tüzüner tarafından konuşmaların günümüz Türkçesine çevrildiği belirtildi ve "Ayrıca Türk Dil Kurumu tarafından gözden geçirildikten sonra, Kütüphane ve Dokümantasyon ve Tercüme Müdürlüğü tarafından indekslenerek yayına hazırlandı" denildi. Kitabın hazırlanmasındaki amacının ise Atatürk'ü genç kuşaklara daha yakından tanıtmak olduğunun da altı çizildi.
Ancak kitapta zabıtların dilinin günümüz Türkçesine çevrilmesi (özleştirme) sırasında büyük bir gaf yapıldığı 20 yıl sonra ortaya çıktı.
TBMM'nin yayınladığı kitapta, Türkiye'nin büyük hassasiyet gösterdiği 1915 Ermeni Soykırımı iddiaları konusunda, henüz "soykırım" kavramı daha ortaya atılmamış, literatüre girmemişken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna söylemediği halde söylemiş gibi gösterildiği konuşma metinlerinin yer alması tam bir şok etkisi yarattı. TBMM'nin internet sitesine de Kültür ve Sanat Komisyonu yayınları arasına kitabın tıpkı basımı konulurken de bu yapılan "gaf" fark edilmedi. Ve kitap Meclis'in resmi internet sitesinde de aynı "gaf"la yeraldı ve tüm dünyadaki araştırmacıların ilgilerine sunuldu.
"KATLİAM" NASIL "SOYKIRIM" OLDU
Kitabın 41, 42 ve 43. sayfalarında Ankara Milletvekili olarak Mustafa Kemal'in 24 Nisan 1920'de yaptığı konuşmada, "katliam" sözcüğü, "soykırım" olarak geçiyor. Zabıtlarda Atatürk'ün "katliam" olarak kullandığı ancak TBMM'nin yayınladığı kitaba göre "soykırım" sözcüğü şu paragraflarda yeralıyor:
"İngiliz siyasi temsilcisi, İngiliz Dışişleri Bakanlığı adına hükümetimize bir nota verdi. Nota'da şöyle deniliyordu: Önce İtilaf devletlerine karşı başlatılmış olan Yunanlıları da içeren eylemleri durdurunuz. İkinci olarak, Türkiye'de Ermenilere karşı yapılan soykırımından vazgeçiniz. (Â…)" Syf. 41
Ermenilere karşı böyle bir tutum yoktu ve olay doğru değildi. Ülkemiz gerçeklerini hepimiz biliyoruz. Hangi yörede Ermenilere karşı soykırım yapılmıştır ve yapılmaktadır? (Â…)" Syf. 42
"İşte böylece, geleceğe yönelik çıkarlarını, çeşitli baskılarla bütün dış ülkeleri aleyhimize çevirmekte gören bazı kuruluşlar ve unsurlar ise, tarafımıza yöneltilen bu akımı temelinden yıkmak ve bütün dış ülkelerin milletimiz lehine, düşüncelerinde değişiklik olmasına fırsat vermemek için, tümüyle yalan olan en son Ermeni soykırımı uydurmasını düzenlediler ve açıkladılar. (Â…)" Syf : 43
TDK BAŞKANI: BÜYÜK HATA
Meclis'in bastırdığı ve resmi internet sitesinde de yer alan kitaptaki bu "gaf"ı sorduğumuz Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, bunun ciddi bir hata olduğunu, derhal düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Metnin dilinin özleştirilmesi yani Türkçeleştirilmesinin son derece titiz bir çalışma gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Akalın, "Zabıtlarda yer alan katliam sözcüğü TDK'nın sözlüğünde kırım olarak geçer. Soykırım kavramı ise BM'nin tanımladığı bir kavramdır. Yani bir ırk, cins, din vs. mensuplarına dönük planlı ve programlı kırımdır. Ancak, katliam tam tersidir ve doğrusu zabıtlar özleştirilirken kırım sözcülüğünün kullanılmasıdır. Maalesef bu hatalar yapılıyor" diye konuştu. Prof. Dr. Akalın, Atatürk'ün konuşmasındaki bu hataların süratle düzeltilmesini istedi.
-KABUL EDİLEMEZ GAF-
Konuyu ANKA'ya değerlendiren dil uzmanları da, bu tür metinlerin özleştirme çalışmalarının heyetlerle yapılması gerektiğini, aksi halde bunun gibi ağır sonuçlar doğurabilecek hatalar yapılabileceğini belirterek, "Burada da en çarpıcı örneği ile karşı karşıyayız. Yapılan bu büyük hatayla, ortaya 'Ermenilere yönelik soykırım ifadelerini Atatürk de söylemiş' gibi kabul edilemez bir durum çıkıyor. Oysa Atatürk 'soykırım' sözcüğünü kullanmadığı gibi o tarihte kullanmasına da imkan yoktu. Zira "soykırım" kavramı literatüre 1948'de girdi" dediler. Dil uzmanları kitapta sadece özleştirme hatasının olmadığını, çok sayıda imla hatasının da yeraldığı, kitabın TBMM'ye yakışmadığını ifade ettiler.
SOYKIRIM KAVRAMI NASIL ÇIKTI?
"Soykırım" kavramı, 1948 tarihli "BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" ile tanımlandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya atılan bu kavram söz konusu sözleşmenin 2. maddesinde şöyle tanımlandı:
"Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle, grup üyelerinin öldürülmesi, grup üyelerinin fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi, grubun fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu verecek yaşam koşulları içinde tutulması, grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması, bir grup çocukların başka bir gruba zorla geçirilmesi eylemlerinden herhangi birine başvurulmasını kapsamı içine alır. Soykırımda; planlı, devlet politikası haline gelmiş eylemler söz konusudur." (ANKA)
(HM/ÇAĞ/ZG)