TBMM'de Kadına Yönelik Şiddete Karşı Araştırma Komisyonu Kuruldu
TBMM'de kadına yönelik şiddete karşı araştırma komisyonu kuruldu. Araştırma komisyonu, çalışmalarının sonunda rapor hazırlayarak Meclis Genel Kurulu’na sunacak.
(TBMM) - TBMM'de kadına yönelik şiddete karşı araştırma komisyonu kuruldu. Araştırma komisyonu, çalışmalarının sonunda rapor hazırlayarak Meclis Genel Kurulu'na sunacak.
"Bizim en iyi niyetle yaptığımız eleştiriler burada göz ardı ediliyor"
Önerge üstüne söz alan partilerden Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun şunları söyledi:
"Türkiye'de sadece kadınlar değil çocuklar, erkekler, gençler, sağlık görevlileri de en temel anayasal hakları olan yaşama hakkını koruyamaz hale geldi. Bizim en iyi niyetle yaptığımız eleştiriler burada göz ardı ediliyor. 20 Mart 2021'de Cumhurbaşkanının Anayasa'ya aykırı bir kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye çekildi. Bizler bunu yargıya taşıdık ama yargı üzerinde uygulanan siyasi baskılar maalesef sonuç almamızı engelledi. Ancak hükümet üyelerinin kısa yoldan oy devşirmeyi amaçlaması nedeniyle popülist politikalara kurban edildi. Çünkü sözleşme aslında aile içi şiddeti önlemeye dair düzenlemeler içerdiği halde kamuoyu yanlış bilgilendirildi. Bu komisyonun kurulması halinde sözleşmenin içeriğiyle ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirmeye yönelik bir çalışmanın yapılmasını da arzu ediyoruz. "
"Zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var"
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat şunları söyledi:
"Hukukun katledildiği ülkemizde ceza sistemimizdeki hafifletici sebepler, iyi hal indirimleri, yetersiz denetimler ve ülkeyi yönetenlerin söylemleri suça davetiye çıkartıyor. Toplumsal bir çözülme yaşadığımızı görmek için gündüz kadın programlarında reyting almak uğruna yapılan programlara bakın yeter. Bir sözleşme, kanunlar, anayasada yapılanlar tek başına kadına şiddeti önleyemez ama İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önleyici politikalar için ülkelere yol haritası çiziyordu, kaldırdınız. Zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var. Eğitime ve kadına yönelik şiddete karşı olan samimi erkeklerin seslerinin kadınlardan daha gür çıkmasına ihtiyacımız var."
"Diyaloğa açık oladığınızı boş sıralardan biliyoruz"
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, şu ifadelere yer verdi:
"Kadın cinayetleri politiktir diyoruz. Elbette ki her parti kendi siyasi perspektifi içinden kadın katlini anlamlandırmaya çalışıyor, onunla mücadele yollarını örgütlemeye çalışıyor ama burada siyaset üstü bir noktadan ele alınması gereken bir yere geldik. Kadın katli vakaları çok yakınımıza geldi. Kadınla ilişki bir mülk ilişkisi olarak görülüyor. Sözünden çıktığında, terk etmeye kalktığında yok edebileceği bir eşya gibi görüyor. Narin günlerce uykularımızı kaçırdı kendi evinde, kendi aile üyelerinin tamamı oradayken katledildi. Narin'den bugüne 27 kadın ve çocuk daha öldürüldü. Siz burada konuşmuyorsunuz, nutuk atıyorsunuz. Diyaloğa açık oladığınızı boş sıralardan biliyoruz. Siz iktidar partisisiniz, nadiren ortak bir konuya imza attığınızda burada konuşmak zorundasınız."
"Kadınların sokağa çıkmaya korktuğu bir ülke olduk"
CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever ise şunları söyledi:
"İçine girdiğimiz korku iklimi günlük hayatı tehdit eder noktaya ulaştı. Kadınların sokağa çıkmaya korktuğu bir ülke olduk. Övünerek bahsettiğiniz Türkiye Yüzyılı'nda yoksulluk, açlık, kadın ve çocuk cinayetleri, taciz ülkenin temel sorunları haline geldi. Tüm bu olanlar karşısında kör, sağır, dilsiz bir hükümet var. Sadece eylül ayında 34 kadın katledildi, 20 kadın şüpheli biçimde öldü. 2010 yılından bu yana 5696 kadın hayattan koparıldı. Ne acıdır ki 2023 yılında 28 kadın koruma altındayken öldürüldü. Bu cinayetlerin altında yatan sosyal, ekonomik nedenler hiç araştırılmadı. İstanbul Sözleşmesi'ne imza attığımız 2011 yılı en az kadın cinayeti yaşanan yıl olarak tarihe geçti. Tarikat ve cemaatlerin baskısını insan hayatının önüne koydunuz. Bir yandan İstanbul sözleşmesini rafa kaldırdınız, cezasızlığı yaygın hale getirip 'iyi hal indirimleri' ile katilleri dışarı saldınız. 6284 etkili bir şekilde uygulansaydı belki pek çok kadın yaşıyor olacaktı."
"Partimizin iktidarları döneminde kadın konusu her zaman öncelikli olmuştur"
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AKP Sakarya Milletvekli Çiğdem Erdoğan ise şunları söyledi:
"Son günlerde ard arda yaşanan çocuk ve kadınlara yönelik şiddet olayları hepimizi derinden sarstı. Ne yazık ki kadına yönelik şiddet coğrafi sınırları aşan, canımızı yakan evrensel bir sorun. Dünya'nın her yerinde insanlığın en büyük problemi. Size şunu net bir şekilde söylemek isterim ki partimizin iktidarları döneminde kadın konusu her zaman öncelikli olmuştur. Kadına şiddet konusunda çağ atlatan yasal düzenlemeler ortaya koyduk. Genç kızların kılık kıyafetlerinden dolayı istediği mesleği seçememesine ve hatta üniversite kapılarından çevrilmesine bir son verdik."
"Somut adımlar bekliyoruz, süslü sözler duymak istemiyoruz"
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, AKP'li Erdoğan'ın konuşmasına, "AKP grubunun yaptığı konuşmayı kabul etmiyoruz. Bütün bu şiddet yaşanırken öncelikle hiçbir şey yapmadıkları gerçeğini ortaya koymak lazım. 'Kız çocukları başörtüsü yasağını kaldırdıktan sonra okudu' denildi. Bugün kız çocukları ekonomik zorluklardan dolayı ne üniversiteye ne okula gidebiliyorlar. 'Kadın katilleri için cezasızlık algısı var' diyorsunuz. Cezasızlık algısı yok, cezasızlık var. Somut adımlar bekliyoruz, süslü sözler duymak istemiyoruz. Bu Meclis İstanbul Sözleşmesi'ne dönülmesi için irade beyanında bulunmalıdır" diyerek tepki gösterdi.