TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Ramiz Ongun, Türkiye'de askerler kadar sivil siyasetçilerin de "darbeci" olduğunu belirterek, "Türkiye darbeleri önlemek istiyorsa, halk siyasete ortak olmalıdır" dedi.
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Ramiz Ongun, Türkiye'de askerler kadar sivil siyasetçilerin de "darbeci" olduğunu belirterek, "Türkiye darbeleri önlemek istiyorsa, halk siyasete ortak olmalıdır" dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 12 Eylül Alt Komisyonu, Ramiz Ongun'u dinledi. 12 Eylül öncesinde yoğun provokasyonlar, kışkırtmalar yapıldığını kaydeden Ongun, "12 Mart yapıldı. Başbakan'ın yakını bir genel müdür, yeni siyaseti tanzim etmek üzere görevlendirildi. Sonra 12 Eylül oldu, bu defa da bu Başbakan'ın yakını bir genel müdür, yeni siyaseti tanzim etti. Sonra Rahmetli Erbakan Hoca'nın başına da aynı şey geldi. Darbeler oluyor, asker sonra çekiliyor ama sivil siyaset, darbenin izlerini silmiyor, halkı siyasete dahil etmiyor" diye konuştu.
"Türk ordusunda bir darbe geleneği bulunduğunu", ancak sivil siyasetçilerin de askerler kadar "darbeci" olduğunu savunan Ongun, "Türkiye darbeleri önlemek istiyorsa, halk siyasete ortak olmalıdır" görüşünü ifade etti.
Ongun, AK Parti'nin İstanbul, Ankara, İzmir'de yapılan il kongrelerine binlerce kişinin katıldığına işaret ederek "İstanbul il kongresine 100 bin kişi katılıyor, 600 kişi oy kullanıyor. Benim içinde bulunduğum siyasi hareketin tüm üyeleri, 3 kez yenilendi. Cevap hep 'görülen lüzum üzerine' oldu. Bir tek kişi kaldı. Bunun adı, 'canım istedi sildim.' Artık darbe konuşmaktan usandım. Bu ülkenin 20 yıldır başka konuşacak bir konusu yok mu-" diye konuştu.
Her darbeden sonra halkın siyasetten tecrit edildiğini kaydeden Ongun, özellikle 12 Eylül'den sonra bunun daha belirgin şekilde yapıldığını anlattı.
"Halk sistemin içinde değil, darbe hala devam ediyor" diyen Ongun, halkı sisteme dahil etmemenin, halkla alay etmek anlamına geldiğini söyledi. Ongun, halkın siyasete dahil edildiği yerlerde suiistimallerin de önlendiğini savundu.
Ongun, Ziraatçılar Birliği'ne o dönemde yapılan ve aydınlatılamayan bir baskınla ilgili iki kişinin adını verebileceğini, Komisyon'un kendilerini çağırıp dinleyebileceğini söyledi. Ongun, o dönemde Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) bünyesindeki derneklerde yöneticilik yapan arkadaşları bulunduğunu ifade ederek,
"Apo meydana çıkmadan önce hepsi öldürüldü. Bunlar Apo'ya karşıydı. Ama bunların yerine gelen kişiler, Apo'yu kabul etti. Bu normal olabilir mi-" dedi.
-"Bu kongreye karışmıyorum, seyirciyim"-
Ongun, alt komisyondan çıkışta gazetecilerin 4 Kasım'da yapılacak MHP kongresi ile ilgili soruyu yanıtlarken, "Ben bu desteklemekten dolayı çok büyük tecrübe kazandım. Siyasette onu destekle, bunu destekle, çok zararlı bir işmiş. Ülkücülükte iyi bir şeydi. Ben de o amaçla yaptım ama siyasette tehlikeli oluyor. Ben destek mestek o işlere bakmıyorum. Türkiye demokratikleşecekse, darbeleri önlemenin yolu, halkı siyasetin işine katmaktır. 32 sene geçmiş, hala vatandaş siyasetin içinde değil, seyirci... 100 bin kişi katılıyor ama 600 kişi oy kullanıyor. Ayıp bir şey. İsterse AKP tek başına yapabilir. Yapamıyorsa; MHP yedek, yardımcı, hazır bir parti var. İkisi beraber değiştirebilir. Halkı siyasete ortak edebilirler. Bu vatanseverlik, demokrasi kriteridir. Geriye ne kaldı ki...Doğrusu bu kongreye karışmıyorum. Seyirciyim. Hayırlısı olsun" karşılığını verdi.
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM