Haberler

Tarık Akan, Doğumunun 75. Yılında Anıldı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sanatçı Tarık Akan'ın 75. doğum yılı dolayısıyla Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından anma programı düzenlendi. Akan'ın kızı Özlem Üregül Akkaya, babasının aydın bir Türkiye için mücadele ettiğini belirtti. Anmada dostları ve sanatçılar, Akan'ı özlemle andı.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: MEHMET ÇALPAR

(İSTANBUL) - Sanatçı Tarık Akan'ın doğumunun 75'nci yılı dolayısıyla Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı anma programı düzenledi. Akan'ın kızı Özlem Üregül Akkaya, "Onun en büyük ideali, aydın bir Türkiye için doğru yolu göstermek ve her zaman daha iyisi için mücadele etmekti" dedi. Dostu Rutkay Aziz de "Yepyeni aydınlık insanlar yetiştirmeye adadı kendisini. Onun için ölümsüzdür" diye konuştu.

Yaşama 16 Eylül 2016'da veda eden sanatçı Tarık Akan, 75'nci doğum yılı dolayısıyla anıldı. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen anmaya Akan'ın torunları ve kızı Özlem Üregül Akkaya da katıldı.

Akan'ın yaşamına dair sunum yapan gazeteci ve yazar Zeynep Oral, "Ülkemizin aydınlık ve güzel yüzü Tarık Akan'a iyi ki varsın diyoruz. Varlığı, yaptıkları için ona teşekkür ediyor, minnet duyuyoruz" dedi. Oral, Akan'ı Nazım Hikmet'in "Yürümek" şiiriyle anarken de "Canım kardeşimiz, yoldaşımız Tarık Akan hep ama hep en önde yürüyendi" ifadelerini kullandı.

"Vatanı için mücadele eden bir aydındı"

Özlem Üregül Akkaya ise duygularını şöyle dile getirdi:

"Bugün Tarık Akan'ı bir kez daha anarken onun değerlerini ve hayat felsefesini düşünmeden edemiyorum. Onun en büyük ideali, aydın bir Türkiye için doğru yolu göstermek ve her zaman daha iyisi için mücadele etmekti. Atatürk'ün 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' sözünü benimserdi ve hayata her zaman bilim ve sanatla bakardı. Nazım'ın 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine' dizelerini örnek aldı hayatı boyunca. Bireysel özgürlüğün yanında her zaman toplumsal dayanışmayı da savundu. Bugün burada Nazım Hikmet'in adını yaşatan bu çatı altında toplanmamız; onun hayatını, duruşunu ve felsefesini yansıtan bir semboldür. Babam, Nazım'ın dizelerindeki o koca dünyayı içinde taşıyan şu devirde en çok özlemini duyduğumuz adalet ve insanlığa inanan, değerleriyle var olan, vatanı için mücadele eden bir aydındı. Onların anısına bir selam gönderirken aydın sanatçılarımızın ve gazetecilerimizin liderliğine ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bu yoldaki mücadelemizde birlik olmaya ve omuz omuza yürümeye devam edeceğiz."

Rutkay Aziz: Tarık bana, ben Tarık'a dosdoğru dosttuk

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz de dostu Akan ile ilgili şunları anlattı:

"Tarık, bu güler yüzlü suratıyla sizleri selamlıyor. Sabah onu düşündüm. Bir yazı yazacak olsam bunun başlığı ne olur? 'Arkadaşını kaybetmek' olurdu. Dilerim hiçbiriniz arkadaşınızı, gerçek dostlarınızı kaybetmeyin. Onun acısı çok derin ve büyük oluyor. Yıllar önce Vedat Türkali hoca ile yan yana oturuyorduk. 90 yaşındaydı. 'Rutkay, biliyor musun? Benim bu yaşımı görmeyen bir sürü arkadaşımı kaybettim' dedi. Ben de bir sürü arkadaşımı, dostumu ne yazık ki kaybettim. Asla sizler kaybetmeyin. Sonra dostla arkadaşı da ayırmakta fayda var. Shakespeare'in Julius Sezar'ında 'Sen de mi Brütüs' diye bir diyalog vardır ama orada çok daha önemli bir diyalog vardır. 'Her dost, dosdoğru dost olmuyor Sezar' der. Tarık bana, ben Tarık'a dosdoğru dosttuk. 68 yılında başlayan Bakırköy'den arkadaşlığımız giderek o sinema oyunculuğuna, ben tiyatroya yöneldim.

"Onu çok özlüyorum"

Sonradan 1 Mayıslarda, hürriyet toplantılarında, demokrasi kavgasında, Ergenekon davalarında, Silivri'de, maden işçileriyle, tekel işçileriyle, çağdaş sinema oyuncularının derneğinde ve sonra da bu Nazım Hikmet Vakfı'nın oluşumunda büyük katkısı oldu. Hep buralarda beraber olduk, beraber yaşadık. Onu çok özlüyorum açıkçası. Bu kadar özleyeceğimi de tahmin etmezdim. Arkadaşlarınızı kaybettiğiniz zaman, rüyalarınıza girdiği zaman da şaşırmayın. Benim rüyalarıma bu arkadaşlarım giriyor ve onun acısını da çok derinden çekiyorum. Tarık tabii mutlu. Ölümsüzlüğe gitti. 3 tane güzel evlat bıraktı. İlk evladının adı Barış. Sonra ikizleri oldu: Özlem ve Özgür. Yani barışa ve özgürlüğe özlem, onu becerdi. Hepsinden öte, var olan mali gücünü birtakım şeylere yatırabilirdi ama o, Atatürkçü sevdasıyla, ilkeleriyle, çağdaş, bilimsel bir okul olan eğitime yatırdı. Yepyeni aydınlık insanlar yetiştirmeye adadı kendisini. Onun için ölümsüzdür. Aslında torunlarını görseydi nasıl mutlu olacaktı... Onu çok özlüyorum."

Tarık Akan için hazırlanan belgeselin gösterimi yapıldı. Akan'ın kurucusu olduğu Bakırköy'deki Özel Taş İlköğretim Kurumları öğrencilerinin ve mezunlarının hazırladığı müzik dinletisinin ardından "Yol" filminin gösterimiyle anma sona erdi.

Tarık Akan, Doğumunun 75. Yılında Anıldı
Kaynak: ANKA / Güncel
title
Close