Taksim Dayanışması Üyelerinin Yargılandığı Gezi Olayları Davası Başladı
Gezi Parkı'nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldığı 8 Temmuz 2013'de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.
Gezi Parkı'nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldığı 8 Temmuz 2013'de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.
İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 tutuksuz sanık katıldı.
Öte yandan CHP Milletvekilleri Melda Onur ve Sezgin Tanrıkul ile Taksim Dayanışması üyeleri de izledi. Kimlik tespiti yapılan Mücella Yapıcı mimar olduğunu, 3 bin TL aylık geliri olduğunu, mal varlığının ise bulunmadığını kaydetti. Diğer 25 sanığın kimlik tespitinin ardından hakim, 12 sayfalık iddianameyi okudu. İddianame okunduğu sırada zaman zaman izleyicilerin güldü. Öte yandan duruşma görüldüğü sırada hakim, fotoğraf çektikleri gerekçesiyle 2 kişiyi de salondan çıkardı.
"ORTADA NE SUÇ VAR NE DE SUÇ İŞLEMEK İÇİN KURULAN BİR ÖRGÜT"
Yaklaşık bir saat savunma yapan Mücella Yapıcı, kendisiyle birlikte 5 arkadaşının "Suç işlemek amacıyla örgüt kurduklarının iddia edildiğini hatırlattı, suçlamaları reddetti, iddianameyi eleştirdi. Taksim Dayanışması'nın sivil toplum kuruluşları ve mahalle örgütlerinin bir araya gönüllü gelmesiyle oluşan bir platform olduğunu vurgulayan Yapıcı, "Taksim Dayanışması özellikle yeşil alanları ve yaşam alanlarını korumak için biraya gelmiştir. Dolayısıyla ortada ne suç var ne de suç işlemek için kurulan bir örgüt. Öte yandan toplantı ve gösteri yapmak anayasal ve evrensel bir haktır" dedi.
"YÜZÜME 50 CM'DEN 2 TÜP BOŞALTILDI"
Beyoğlu İmar Planı ortaya çıktığında Taksim Dayanışması olarak ellerinden geleni yaptıklarını, yetkili makamlara bunun yanlış olduğunu anlattıklarının ve itiraz dilekçeleri verdiklerinin altını çizen Yapıcı, "Yüzbinlerce ıslak imza toplanmış ve ilgili mercilere iletilmiştir. Taksim Dayanışması bir araya geldiğinden beri kendini topluma deklare etmiş, Toplantılara başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere hepsi davet edilmiştir. Bütün duyurular açıktı. Dayanışma yani 27 Mayıs 2013'de değil, 15 Şubat 2012'de kuruldu. Bugün yüksek yargı tarafından haklılığımız onaylanmıştı. Gezi Parkı'na yapılmak istenen Topçu Kışlası hukuka aykırıdır. İdare, yaptığımız suç duyurularına ilişkin devam eden yargı kararlarını beklemeden inşaata başlamıştır. 27 Mayıs 2013 günü gece yarısı Divan Otelin orada yasal olmayan bir inşaat başladı. Bir metre karesi usulsüz olarak yok edilmesi ve ağaçların yok edilmesi üzerine çevre halkı, ilgili odalara müracaat ederek bizi oraya çağırdı. Bizzat ben ve arkadaşlarım oradaki inşaat yetkililerine ruhsat, izinleri ve başlarında bir yetkili olup olmadığını sordum. 'Bir gece yarısı izin çıkmış olabilir diye düşündüm' ancak böyle bir iznin olmadığı anlaşılmıştır. Sadece kepçeyle bu iş yapıldı. Biz bunu engellemeye çalışırken, kimliğini bilmediğim sivil 30 kişi sırtlarını kaçak inşaata dönerek, bizlere karşı biber gazı kullandı. O sırada da kepçe işlemlerine devam ediyordu. Hepimiz adete yalvararak o kaçak inşaatı değil, bizi koruması gerektiğini anlattık. Yüzüme 50 cm'den 2 tüp boşaltıldı. Beni kurtarmaya çalışan arkadaşlarım darp edildi. Hatta iddianamede 'İmdat' diye bağırdım resim dosyaya suç delili olmuştur. Bize karşı şiddet aşırı şekilde devam etti. Bazı milletvekilleri de geldi. Fişekler çok enteresan indiği yerde yangın çıkarıyor sadece insan öldürmüyor çevreye de zarar veriyor" ifadelerini kullandı.
"HAVA DURUMU GİBİ AÇILIP KAPANAN BİR PARKA SAHİBİZ"
Haklı olduklarını ve barışçıl bir eylem düzenlediklerini söyleyen Mücella Yapıcı, "Türkiye çapında maalesef her seferinde daha fazla şiddetle karşılaştık, ölüme neden olan şiddetle karşı karşıya kaldık. İstanbul Valisi, Kadir Topbaş, Cumhurbaşkanından, Başbakanına bütün ilgililere taleplerimiz konusunda uyarılarda bulunduk, sağduyuya davet ettik. Bir kent planlayıcısı ve mimar olarak şunu iyi biliyorum ki Taksim Meydanı biz canımız ne zaman istersek toplanalım diye var. Parklar özellikle Gezi Parkı, parkında ötesinde deprem tehdidi yaşayan İstanbul gibi bir bölgenin tek sığınma alanı, çadır kurma alanıdır. Bu yapılanları anlamıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde bir park, valinin emriyle açılıp-kapanmaz. Hava durumu gibi açılıp kapanan bir parka sahibiz. Vali canı isteyince parkı kapatıyor, canı isteyince açıyor" diye konuştu.
"ONLAR DA (POLİS) HAKLI BANA 'BİZ SENİN HİZMETÇİN MİYİZ, İLACINI SABAH AKŞAM İÇ?"
"İnsanlar hayatlarını kaybetti, kaçak inşaat yapıldı, parkı süsledi vali bizi parka çağırdı" diyen Yapıcı, "Vali 'Buyrun Parka gelin' dedi. Parka adımımızı attık, önümüze TOMA, polis kalkanlarıyla geldi. Kalp hastası olduğum için kızım ve arkadaşlarım beni korudu. Polis bizi çembere alarak gözaltına aldı. Otobüse bindirildim sözlü tacize uğradım. Gittiğimizde çıplak arandık. Sıkılan gazdan etkilendim ve 2 saat aralıklarla almam gereken ilaçlarım vardı. Onlar da (polis) haklı, bana 'Biz senin hizmetçin miyiz, ilacını sabah akşam iç?' dediler.
Erkekler tuvaletine götürüldük.Tuvalete götürülürken ağır laflar işittim. Polise, 'Beni neden gözaltına aldınız?' diye sorduğumda polise mukavemet ettiğim ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü katıldığımı söylediler. Savcıya da sordum. Polise mukavemet ettiğim ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü katıldığım iddiasıyla hakkımda işlem yapıldığını söyledi. Böyle suç örgütü kurmak yönetmek yoktu. Anayasal görevimiz ve meslek etiğine uymak suç mudur? 11-12 çocuğu öldüren, insanları yaralayanlar ne örgütüdür? İddianamede bana ve arkadaşlarıma isnat edilen suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Suçlu olduğumuz iddiasıyla karşınıza çıkarıldık, ancak ben suç işlemedim. Hiçbir suçu kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum. O suçları işleyenlerin de burada yargılanmasını istiyorum" dedi. Yapıcı konuşmasının sonunda izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı.Hakim de duruşma düzeninin bozulması halinde salonun boşaltılacağını söyledi. Yapıcı savunmasının ardından bir şey daha eklemek istediğini söyleyerek söyle konuştu: "Dava dosyasında yer alan fotoğraf bana ait değil. Ayrıca her sarışın kadın Mücella Yapıcı değil" diyerek savunmasını tamamladı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Yapıcı ve Çerkezoğlu'nun da aralarında yer aldığı 5 şüpheli hakkında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" ve "Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma" suçlarından 5'er yıldan 13'er yıla kadar hapis cezası istedi. Diğer 21 şüphelinin de "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri" iddiasıyla 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis talep ediliyor. - İstanbul