Tabiatı Koruma Kanunu Meclis Gündemine Sunuldu
Süleyman Demirel Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğinde Isparta, Burdur ve Antalya'da artan mermer ve taş ocaklarının çevresel, sosyal ve ekonomik olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, alanların rehabilitasyonu konusunda...
Süleyman Demirel Üniversitesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğinde Isparta, Burdur ve Antalya'da artan mermer ve taş ocaklarının çevresel, sosyal ve ekonomik olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, alanların rehabilitasyonu konusunda yasal, planlama,tasarım projeleri, uygulama ve yönetimi süreçlerinde geleceğe yönelik bir yol haritası ortaya koymak amacıyla, Mermer ve Taş Ocaklarının Rehabilitasyonu Çalıştayı düzenlendi.
Isparta'da Barida Otel'de düzenlenen çalıştaya, Burdur Valisi Nurettin Yılmaz, Isparta Vali Yardımcısı Cengiz Ata, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Mustafa Saatcı, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Hüseyin Akyıldız, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Erdinç, daire müdürleri, sektör temsilcileri ve öğretim üyeleri katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk, kurum olarak Isparta ve Burdur çevresinde milli parklara yönelik çalışmalarını anlattı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müşaviri Murat Bakkaloğlu ise bakanlığın, mermer ve taş ocakları alanlarının rehabilite edilmesi konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.Bakkaloğlu, Türkiye'de 65 bin 179 hektarlık alanda 25 bin 30 maden ocağının faaliyet gösterdiğini belirterek şöyle konuştu: "Kamuoyuna yansıdığı gibi ormanlık alanların maden sahalarına terkedildiği bilgisi doğru değil. Bu faaliyetler toplam orman varlığının binde 3'üne tekabül ediyor. Rehabilitasyon çalışmalarının yüzde 79'u devam ediyor. Yüzde 12'si rehabilite edildi.Yüzde 9'luk kısmında ise çalışma yapılamıyor."
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş de dünyanın sanayileşme süresince büyük çevre tahribatlarına maruz kaldığını söyledi. Bu tahribatların çoğu zaman onarımının mümkün olmadığını anlatan Kiriş, bu anlamda milletlerin, tek başına değil, uluslararası sözleşmelerle birlikte hareket etmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin doğa koruma alanında çoğu uluslararası sözleşmeye taraf olduğunu belirten Kiriş, bu sözleşmelerden birisinin de Avrupa Peyzaj Sözleşmesi olduğunu açıkladı. Türkiye'nin çok zengin peyzaj değerlerine sahip olduğuna dikkati çeken Kiriş, küreselleşen çevre sorunlarının her geçen gün arttığını, dünyada doğal ve kültürel peyzajların korunmasında herkese büyük görev düştüğünü iletti.
AB'ye aday olan Türkiye'nin çevre faslının 2009'da açıldığını, doğa koruma konularının da bu fasıl altında müzakere edildiğini hatırlatan Kiriş, AB'nin doğa korunmasında ülkelere kuş ve habitat direktiflerinde bulunduğunu vurguladı. Bu direktiflerinin yerine getirilmesi için çalışma yapıldığını belirten Kiriş, şöyle konuştu: "AB direktifleri ve günümüz ihtiyaçları dikkate alınarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu hazırlanarak, TBMM'nin gündemine sunulmuştur. Bu kanun ile doğayı tahrip edenlere tanzim yükümlülüğü getirilmektedir. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu, koruma alanlarında yapılacak her türlü plan ve projelere ÇED'e benzer, fakat ÇED'ten farklı ekolojik etki değerlendirmeyi getirecektir"
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Erdinç de dünyada madencilik sektörünün geliştirilmesine rağmen Türkiye'de bu tür bir gelişimin gözlenmediğini belirtti. Madenciliğin Türkiye ekonomisine katkısının büyük olduğunu ifade eden Erdinç, şunları söyledi: "Son 5 ayda ihracatta en fazla artışı gösteren sektör yüzde 37 ile madencilik sektörüdür. Madenciliğin Türkiye ekonomisine katkısı 35 milyar dolardır." Türkiye'nin mermer konusunda dünyadaki en şanslı 10 ülke arasında olduğunu belirten Erdinç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bej mermerde dünyanın cenneti Türkiye'dir. Bu mermerler, dışarıya büyük bir taleple gidiyor. Çinliler, binalarında tamamen bej mermer kullanıyor. Bu nedenle Türkiye'ye muhtaçlar." - ISPARTA