Suriyeli Kardeşlerin "Koruyucu Ailesi" Oldular
Suriye'deki iç savaşta babalarını kaybettikten sonra anneleriyle Türkiye'ye sığınan, ardından devlet korumasına alınan 6 yaşındaki Hayfa ile 2 yaşındaki kardeşi Ömer, İnan çiftinin "koruyucu aileleri" olmasıyla yeni bir hayata başladı.
MURAT YOLCU - Suriye'deki iç savaşta babalarını kaybettikten sonra anneleriyle Türkiye'ye sığınan, ardından devlet korumasına alınan 6 yaşındaki Hayfa ile 2 yaşındaki kardeşi Ömer, İnan çiftinin "koruyucu aileleri" olmasıyla yeni bir hayata başladı.
Son 6 yıldır büyük acılara sahne olan Suriye'de yüz binlerce insan hayatını kaybetti, çok sayıda kişi ise vatanını terk etmek zorunda kaldı. Birçok ailenin parçalanmasına neden olan savaşta, milyonlarca çocuk da yetim veya öksüz kaldı.
Halepli Hayfa ve Ömer'in babası da rejim güçlerinin bombardımanı sonucu yaşamını yitirdi. Anne ise o dönemde 4 yaşında olan Ömer ve henüz karnındaki bebeğiyle yeni bir hayat kurmak için Isparta'ya yerleşti. Ömer, 2015'te burada dünyaya geldi. Anneleri, sonra çeşitli nedenlerle bakamadığı kardeşleri devlet korumasına emanet etti.
Isparta Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bağlı çocuk evlerinde yaşamaya başlayan Suriyeli kardeşlerin hayatı, 3 çocuklu Adnan ve Seçil İnan çiftinin "koruyucu aile" olmaya karar vermesiyle değişti.
Müdürlük görevlilerinin yaptığı incelemenin ardından uygun şartları taşıdıkları belirlenen İnan ailesi, Hayfa'nın "koruyucu ailesi" oldu. Çift, daha sonra, ablasından ayrılmak istemeyen 2 yaşındaki Ömer'in de koruyucu aileliğini üstlendi.
Gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından İnan ailesinin evine gelen Hayfa ve Ömer, "çetin kış"ın ardından "bahar"a ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Annesinin elini bırakmak istemiyor
Koruyucu ailesinin yanında Türkçeyi öğrenen Hayfa, anaokuluna gidiyor, oyuncaklarla oynuyor, resimler yapıyor. Hayfa, güven ve sevgi ortamında anne, baba ve kardeşlerinin yanında geleceğiyle ilgili güzel hayaller kuruyor.
Ömer'in en büyük mutluluğu ise "annesinin" elini tutmak. Ömer, uyurken dahi annesinin elini bırakmak istemiyor.
Suriyeli iki yetime sevgiyle kucak açan İnan ailesinin en büyük arzusu ise öz çocuklarından ayırmadıkları Hayfa ve Ömer'e güzel bir gelecek hazırlamak.
"Kardeşleri ayırmak istemedik"
Baba Adnan İnan, ikisi erkek 3 çocuğu bulunduğunu, oğullarından birinin Isparta dışındaki bir üniversitede okuduğunu, diğerinin asker olduğunu belirtti.
Kızlarının ise yaklaşık 1,5 yıl önce kendilerine "kardeş istediğini" söylediğini anlatan İnan, kızının isteğini birkaç kez tekrarlaması üzerine, eşiyle bunu ciddi olarak düşünmeye başladıklarını ifade etti.
İnan, daha sonra çevrelerinden duydukları koruyucu ailelik için başvurmaya karar verdiklerini bildirdi.
İlk aşamada bir çocuk düşündüklerini dile getiren İnan, daha sonra iki kardeşi ayırmak istemediklerini belirtti.
Hayfa'nın Suriye'deki savaşı gördüğünü, zaman zaman bunları hatırlaması nedeniyle zor günler geçirdiğini anlatan İnan, "Sevgimizi vererek, oyunlar oynayarak Hayfa'nın bunu aşmasını sağlıyoruz. Hayfa'nın ilk başlarda Türkçesi çok kötüydü ama şimdi çok daha güzel Türkçe konuşuyor. Ömer'in dünyası ise tamamıyla annesi." dedi.
Her şeyin çok güzel gittiğini ifade eden İnan, "Biz onları değil, onlar bizi kurtarıyor. Ahiretimizi, dünyamızı, geleceğimizi... Asıl işin önemli tarafı bizce o. Biz onları seviyoruz, onlar da bizi seviyor. Çok mutluyuz." diye konuştu.
Çocukların Suriyeli olmasından hiç rahatsızlık duymadıklarını vurgulayan İnan, "Bizim için dil, din, ırk fark etmedi. Amacımız sadece yardımcı olmak, sevgi dolu, sıcak bir yuva oluşturmak. Suriyeli veya başka bir yerden olması bizi etkilemedi. Onları düşünmedik, üzerinde durmadık." dedi.
"Sanki ben doğurmuşum gibi sahiplendim"
Seçil İnan da Hayfa ve Ömer'in, geldiklerinde hiç yabancılık çekmediğini ve kendisine "anne" demeye başladığını söyledi.
İnan, şunları kaydetti:
"Ben çocuklarıma hep 'anneciğim' diye hitap ederim. Hayfa da başta 'anne', ardından 'anneciğim' demeye başladı. Ömer'de zaten hiç sıkıntı yaşamadım. Sanki ben doğurmuşum gibi sahiplendim Ömer'i. Geceleri sürekli benimle. Nereye giderse benimle. Uyurken dahi benimle. O kadar bağlandı ki. Onlar için planlarımız var. Kendi çocuklarıma nasıl bir gelecek düşünüyorsam, Hayfa ve Ömer için de aynı şekilde. Çocuklarımla bunlar arasında hiçbir fark yok. Ömrüm yettiği sürece onlardan ayrılmak istemiyorum."
İnan, koruyucu aileliğin çok güzel olduğunu, herkese tavsiye ettiğini sözlerine ekledi.