Suriye Türkmenleri Platformu 1. Toplantısı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin, Suriye'nin kendi kendisini tüketmesinden büyük ızdırap duyduğunu, bu zor günlerde akraba ve kardeş Suriye halkının yanında durmanın Türkiye'nin tarihi mesuliyetinin bir icabı olduğunu belirterek, ecdadın emaneti Suriyeli Türkmenler'in de toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyan yeni demokratik Suriye'de hak ettikleri yeri almaları için her türlü çabayı göstereceklerini bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen Suriye Türkmenleri Platformu 1. Toplantısı, Grand Cevahir Oteli'nde başladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün toplantıya gönderdiği mesaj, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü tarafından okundu.

Yüzyıllar boyunca et ve tırnak gibi birlikte yaşanılan Suriye Türkmenleri, bugün ayrı siyasi sınırlar içinde yaşasa da gönül birlikteliğinin hiç kopmadan devam ettiğini belirten Gül, bu durumun hepsi dost, kardeş ve akraba olan tüm Suriye halkı için de geçerli olduğunu ifade etti.

Bu itibarla Suriye Türkmenleri'nin Türk milletinin ayrılmaz bir parçası, kardeş ve dost Suriye ve Türkiye arasındaki en güçlü insani köprü olduğunu dile getiren Gül, şunları kaydetti:

"Haçlı seferleri sırasında İslam alemini yok olmaktan kurtarmak için yüzyıllarca mücadele veren Suriye Türkmenleri bilahare Haç yolunun bekçiliğini yapan ve yaşadıkları toprakların savunmasında aşılmayan bir set vazifesi gören fedakar bir topluluktur. Bu nedenle Suriye Türkmenleri, Türk milletinin olduğu kadar Suriye halkının ve İslam aleminin de gurur duyması gereken kahraman bir topluluğudur. Son yüzyıldır büyük baskı ve badirelere maruz kalan Suriye Türkmenleri tüm bunlara rağmen Suriye'nin ve Türkiye'nin ortak iyiliği için çaba göstermekten geri durmamıştır."

-"Meşru talepler ve beklentiler hep müşterek"-

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ebedi istirahatgahı Suriye'de bulunan Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Süleyman Şah gibi Suriye Türkmenleri'nin de yüzlerini Anadolu'ya dönüp, Türkiye'nin birliği ve dirliği için dua ettiklerini bildiğini vurgulayarak, buna karşılık tüm Türkiye halkının esasen gönüllerinden hiç ayrılmamış Suriye'deki Türkmen kardeşlerinin huzur, güvenlik ve refahını kendi huzurundan, refahından ayrı tutmadığını bildirdi.

Suriye Türkmenleri'nin Sultan Alpaslan'ın, Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın emaneti olduğunu belirten Gül, mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Bölgemizde ve dünyada tarihin akışının hızlandığı çok derin ve kapsamlı dönüşümlerin yaşandığı bir sürece şahitlik ediyoruz. Zorba idareler ve kapalı rejimler ardı ardına yıkılıyor, yıllarca baskı, zulüm ve sindirme kampanyalarına maruz kalan halklar artık makus kaderlerini kendi eliyle değiştiriyor. Meşru talepler ve beklentiler hep müşterek. Onurlu bir yaşam için özgürlük, demokrasi, hak ve hukukların gözetilmesi. Tarihin akışına ters hareket eden rejimlerden biri de maalesef sizlerin bu çatı altında bir araya gelmenize yol açan Suriye'deki Baas rejimidir.

Esasen 2000'li yılların başından bu yana ısrarla halkının haklı taleplerini karşılamasını telkin ettiğimiz bu yönetim, meşruiyetini çoktan kaybetmiştir. Artık kendi halkına uçakla, helikopterle, tankla zulmeden bir niteliğe bürünmüştür. Türkiye olarak Suriye'nin kendi kendisini tüketmesinden büyük ızdırap duyuyoruz. Bu zor günlerde akrabamız ve kardeşlerimiz olan Suriye halkının yanında durmak, tarihi mesuliyetimizin bir icabıdır. Suriye'de özgür, demokratik ve herkesin geleceğe umutla baktığı bir düzen kurulması için desteğimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu süreçte din, dil, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden Suriye halkının bütün kesimlerini kucaklıyoruz. Ecdadımızın emaneti olan Suriyeli Türkmenler'in de toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyan yeni demokratik Suriye'de hak ettikleri yeri almaları için her türlü çabayı göstereceğiz."

Muhabir: Çiğdem Pala

Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu - İSTANBUL