Suriye'deki Savaş Suçu Belgeleri

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kemal İnat, Anadolu Ajansının (AA) Suriye'de Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğrafları yayımlamasına ilişkin, "AA'nın yayımladığı görüntüler gerçekten içler acısı. Suriye'deki dramı ortaya koyan, aslında Türkiye'nin politikasını haklı gösteren görüntüler" dedi.

İnat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki katliamın inanılmaz boyutlara ulaştığını, insanların sadece çatışmalardan ölmediğini bildiklerini, bu anlamda AA'nın yayımladığı fotoğrafların çok şaşırtıcı ve yoruma ihtiyaç gerektiren görüntüler olmadığını söyledi.

Diktatörlük yönetiminin iktidarının devamı için her türlü yönteme başvurabildiğini, Esed'in ülkeyi diktatörlükle yönettiğine dikkati çeken İnat, "AA'nın yayımladığı fotoğraflarda muhaliflerin bir kısmının haftalarca aç bırakıldığı gözüküyor çünkü ciddi şekilde zayıflamış insanlar söz konusu. Görüntüler gerçekten içler acısı. Suriye'deki dramı ortaya koyan, aslında Türkiye'nin politikasını haklı gösteren görüntüler" diye konuştu.

İnat, Türkiye'nin Suriye halkının özgürlük taleplerine destek vermesinin Esed rejimiyle arasının bozulmasına yol açtığını anımsatarak, çatışmaların Türkiye'ye olumsuz yansımaları olduğunu anlattı.

" Türkiye, genel olarak savaşın dışında kalmayı başardı" diyen İnat, "Tutumu gayet net. Halkın özgürlük taleplerine destek verdi. Bunu yaparken farklı niyetleri olan gruplardan uzak durmaya çalıştı. Bu, çok kolay bir şey değil çünkü Suriye'de muhalif gruplar da sürekli ittifak değiştiriyor. Bugün karşı tarafa karşı işbirliği yapan grupların yarın birbirlerine karşı savaş içerisine girdiklerini görüyoruz" ifadesini kullandı.

Fotoğrafların Cenevre-2 Konferansı'na etkisi

İnat, Cenevre görüşmelerinin Birleşmiş Milletlerin (BM) inisiyatifiyle oluşturulmadığını, küresel aktörler ABD, Rusya ve müttefiklerinin girişimi olduğunu öne sürdü.

Suriye meselesinin bölgede kendisine güç atfeden aktörlerin ciddi başarısızlığı görülmesi gerektiğini ifade eden İnat, " Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın ciddi bir başarısızlığı olarak görülmesi gereken bir şey çünkü eğer bu aktörler aralarında anlaşabilselerdi, bu sorunu bu kadar büyümeden çözebilirlerdi" şeklinde konuştu.

"Eğer Cenevre-2, ABD, Rusya ve müttefiklerinin sorunun bundan sonraki gidişatı konusunda karar verecekleri konferanssa onların önceliklerine bakmak gerekir" diyen İnat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail'in yanı başında Suriye yeteri kadar tahrip oldu. Artık bundan sonra daha fazla kaosa sürüklenmesine müsaade etmeyelim. Daha fazla kaosa sürüklenirse kontrol edemeyeceğimiz yapılar burada etkin olmaya başlar. Afganistan örneğinde olduğu gibi. Ondan sonra müdahale etme şansımız kalmayabilir' diye düşünürlerse Cenevre'den bu çatışmaların durdurulması konusunda bir şeyler çıkabilir. 'Çatışma, henüz o aşamaya gelmedi ve olgunlaşmadı' diye düşünüyorlarsa o zaman bu çatışma daha fazla devam edecektir.

Maalesef Türkiye ve İran'ın konferansta belirleyici olamayacaklarını düşünüyorum. Zaten İran da katılmıyor. Bu işin bitmesine karar verecek olanlar küresel aktörlerdir. Görüntülerin Cenevre-2 öncesinde ortaya çıkması, Batı blokunu ve Türkiye'yi Rusya, Suriye yönetimi, İran ve kısmen Çin karşısında güçlendirecek bir şey. Cenevre-2'nin sonucunu nasıl etkileyecek, bu biraz bölgedeki küresel aktörlerin niyetlerine bağlı ama 'Durum bu kadar kötüymüş, bu işi hemen bitirelim' demeyeceklerini biliyoruz."

Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) görüntülerin ortaya çıkmasıyla devreye girebileceğini düşündüğünü belirten İnat, toplu soykırımdan bile bahsedilebileceğini, bunun Suriye yönetimi açısından büyük risk oluşturduğunu sözlerine ekledi. - Sakarya